Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Matematik

Bugünde, günlerin biri olan bu günde, tıpkı dünün ertesi gibi, ya da yarının öncesi gibi, yaşamaklı olan önceden kaderlenmiş hayatımı yepyeni bir günmüş gibi yaşayacağım. Dün sabah ben farklı bir insandım, bu sabah da keza öyle daha farklı. Dün yaşananlar dünde kaldı, bugünde yaşanacaklar bugünü belirleyecek ve şayet yaşananlar önemliyse, bugünden yarına şerh koşturacak dün diye... Karmaşık ve çarpraşık hayatamın basit cümleleri bunlar ama hayatımdan çıkma, çıkma sözler çünkü biliyorum ki en doğru sözcüklerim yarında saklı. Bugünkü sözlerim düne ait yaşanımlarımla ilgili sadece. Hayat öyle bir tencere ki herşey ve tüm yaşamlar kaynıyor içinde. Öyle ki her yaşam kendine has bir yemek tadında! Ve ayrıca bu haslık, herkes yediğinde, kendi gusto çizgisinde farklı algılanıyor. Yani ortada değişkenleri çok fazla olan bir denklem söz konusu. 

Hayatımda en çok matematiği sevdim ders olarak. En çok onu öğrenmek istedim ve bir gün geldi öğrendim de! Garip olan hayat doyurmadı beni matematiğe! Söylemek istediğim öğrendiğim matematiği hayatın içinde hep kullanmak zorunda kaldım. Olayları ne hikmetse hep olasıkladım, sıklıklarına göre histogram yaptım. Histogramlarına bakıp de resimler. Orantısızladım Türk burnunu ve İranlılar gibi estetik yapıp Hz. Ali burnu yaptım. Ben de bu hayatta Japonlar gibi küçük gözlü olup onlar kadar büyük gözlü çizen insanlar gibi komplekssiz, duru, derin ve sade bir potre çizdim. Satırlarımdaki kelimeleri saymadım, zımni ve rassal olarak kurguladım hayat romanımı. Ya dedim şayet, - ki bu olasılık milyonda bir bile olsa-, “mutlu olurum belki zannedip her gün farklı bir umut ve enerjiyle yatağımdan fırlasam yepyeni bir güne” diye düşündüm , gerçekten mutlu olma sansım bugünden yarına, dünden bugüne kadar değişir mi? Sabahları zekiyim ben peki ama niye akşamları değil?! Sadece yıkanmaya enerjim kalıyor; ölmeden evvel son abdestimi alıyorum. Sonra yatak denen ve bilmem ne ölçülerindeki tabutuma giriyorum. Peki ertesi gün ne değişecek, hem de yüzde kaç olasılıkla? 

Hayat endeksim aslında bir kronoloji ve ben ise bir kronoloğum. İşte bu yüzden yazdım KRONOLOJİ’ yi, adam olmak için! Oysa Adem’in bir seçeneği vardı, cennetten kovulmayıp sonsuza dek cennette yaşardı yaşamlı dünya yerine! Adem’in ihtirası yüzünden biz bu dünyada onun cennette yaşadıklarını tattıracak hep bir Havva aradık ve nedense pek azımız onu buldu. Tabiki çoğumuz cennete gitmek istiyor çünkü yazıyor “istediğiniz Havva olsun” defter-i kebirde! 

Bu sabah uyandığımda yatağımdan çıkarken mezarımdan uyanmışım gibi geldi bana. Oysa uykum yüzyıllar boyunca sürmüştü insanlık adına. Uyandığımda gördüm ki Yetkin kusmuş daha şimdiden bu hayata. Onun uykuya dalmasını bekledim yazmak için. Onun hayatını değil tabi ki kendimin bildiğim, bilindik hayatımı! Olasıkladım bugünü kendi vücut saatlerime, vurup, çarpıp, böldüm ve sonunda karakökünü aldım. Ne gördüm? “é” katsayısı yani tüm hesaplarım boşa gitti ve sonuç tanımsız çıktı. Yani düşündüm kendi kendime, ben bu dünyada ders olarak en çok matematiği sevdim! Ya siz? 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..