Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '22

 
Kategori
Yetenekler
 

Matematikten kimler “çakar”

Ön mırıldanmalar

TOPLUMSAL hatalar gerçekleri gösterir. Bir kadının yaşamına her konuda kuşku girerse, bu durum onun tüm umutlarını fare gibi kemirir. Doğada suyu engelleyen çoğu kez taştır. Ama su kararlıysa, aktığı coğrafya koşulları da buna uygunsa; ya da ona, yatağına on kürekle bir eğim vererek yardım ederseniz, pekâlâ taşı da kayayı da inceltir. Ve üzerinden yunuslar gibi aşar gider. İşte o zaman konuşkan, cıvıl cıvıl bir akarsuya dönüşür. Sizin yaşamınız da coşkuya. Hüznün süre geldiği toplumlarda mutluluklar kopuk kopuk bile değildir. Kadının güzelliğinin içinde çoğu kez acılar saklanır ve biz dışarıdan bakınca onları hiç fark edemeyiz. Huzursuzluklar onu yaşayan kadını dayanıksız ve kırılgan bir biçime sokar. Yüreği ağırlık yapmaya başlar. Huzursuz bir toplumun üyesi, yalnızca bebek, iş ve dert yüklü bir kadın, ara sıra oturur ve geçmişini sunar kendi kendine. Yaşar gibi olur yeniden; eskiyi. Ama acıları bol, tatlısız bir sofrada ‘sözde’ saman tadında yemek yer gibidir sanki. Kadın, kendisinin evde köleleştirilmediği, değerinin teslim edildiği toplumlara en az erkekler kadar yararlı olur. Sonuçta ayarı kaçmış bir erkek egemenliği, o narin çiçeği taşlaştırmamalı.

DOĞADAN TRAJİK UYARILAR
BİR ülkenin kentlerinden birinin bir köyünde adamların toplandığı bir yer! Üstlerindeki kumaşın gözeneklerini bile tıkarcasına sigara içtikleri, hükümet kurduğu, dedikodu yaptığı, kâğıt ve taş oynadığı, şakkır şakkır dedi/kodu yaptıkları, kovalarla çay-kahve içtikleri, gün batımına dek miskinleştiği kahveye benzer bir mekan varmış, bir vadinin altında. Biraz ileride de bereket saçan, çiçek gibi işlenen, bakımlı mı bakımlı, verimli mi verimli tarlalar. Bin bir çeşit ekinin özenle yetiştiği, kabzımallara çuvalla gidip yine çuvalla para getiren tarlalar. Gaddar yağmurun yağdığı bir gecenin sabahı yine orada toplanmışlar. Ancak daha güneş bile yüzünü göstermeden bir gümbürtü kopmuş. Yukarıdan aşağıya doğru uzanan üçgen şeklinde tepenin üzerinden taşlar topraklar yağmaya başlamış, kahvenin çatısına. Yağmurun yumuşattığı toprak gevşeyip serbest kalınca aşağıya tonlarca güçte kayıp onlarca canı almış. Birçok da ağır yaralı bırakmış altında. İşte o ünlü tarlalara bereket ekleyip hergün çalışan kadınlar, kazma kürekleri bir ellerinde, diğer nasırlı elleri bellerinde gürültünün geldiği yere doğrulmuşlar. Az sonra çoğu kadın, dul kaldıklarını anlayıp tüm durulukları ile dövünmüşler: - “Ah keşke burada dursaydın aslanım. Hele şu ağacın altında “dinelseydin” serince olurdu orası da!” (Yaşanmıştır!)

MATEMATİK, HAYATIN DA HESABIDIR
KADINLARIN matematikte erkekler kadar iyi olmadığı tüm dünyada eskilere dayanan toplumsal bir kanıdır. Ancak insan, toplumsal araştırmalar her konuda daha dijital, daha hızlı olunca da umulmadık sonuçlara nedenleriyle birlikte ulaşıyor ve ön yargıları yıkıyor artık. On yedi – on sekiz yıl önce kız çocukları için oyuncak bir bebek modeli üreten dev bir kuruluşun tasarımcılarının aklına parlak (!) bir düşünce gelir. Ünü dünyayı aşmış kız bebeğin çenesine bağladıkları bir iple onu konuşturmuşlar. İpi çekiyorsunuz ve sarı saçlı güzel kız utangaç bir sesle size şunları söylüyor. “Matematik dersi çok zor! Matematik dersi çok zor!” Sivil toplum örgütlerinde oluşmaya başlayan az sayıdaki kadın birimlerinin çok sesli isyanları sonunda hem kuruluş oyuncaktaki bu yanlış yönlendirme ipini geri çekmiş, daha sonra da kadınlar firmanın ipini çekmişlerdi. Alış verişe ambargo koyarak. Neyse!Bir hanım araştırmacı, bu kumdan kuleyi darma dağın etmek için gezegenin 70 ülkesini, bilim ve teknolojiden destek alarak, ekibiyle birlikte ahtapot gibi sarmaya karar verdi. İşin ilginç yanı kendisi bile bu iddiaya inandırılarak büyümüştü. Ve bilgisayarlar verileri iki grupta kümelemeye başladı.

1 / Erkeklerle kızlar, eşit puanlara ulaşıyorlar. NEDEN ACABA! Bu sonucun alındığı ülkelerde kadınlar siyasette göstermelik değil, etkin görev alıyorlar. Erkekten korkmuyor, tersine saygı görüyorlar. Caddelerde erkek sayısı kadar kadın da görebilmeniz mümkün! Kazançları tek başına yaşayacak kadar etkili olabiliyor. Sesleri yüksek çıkarken, toplumlarını erkekleriyle birlikte sırtlayacaklarına inanıyorlar. İşte bu tür ülkelerin çok sayıda yöresinde; kızların erkek arkadaşlarını matematikte solladıkları yerler bile var. Ayrıca hanımlar, eğitim kurumlarının kaptan köşklerinde de boy gösteriyorlar. Bu örnekler de genç kızların kendilerine hedef seçmesinde yararlı oluyor. Yaşam haritalarını bile kendilerinden yaşça büyük kadınların iş hayatı deneyimlerini gözleyerek çiziyorlar. İşler özgürce ve akademik bir doğrultuda yürüdüğü için kadının başarı oranı ve aktivitesi de zengin. Sonuçta kadın akademisyen, ulaştığı bu ilk verinin sonuna Ortalama alındığında erkeklerle kızlar matematikte eşit yetenekteler.” notunu kırmızı kalemle ve gururla düşmüş.

2 / Erkekler, kızlara ezici bir üstünlük kuruyor. NEDEN ACABA! Kadınla erkeğin yataktan başka hiçbir yerde yan yana gelmesini istemeyen, gırtlağa kadar töreye tabuya batmış ülke ya da toplumlar bunlar! Siyaset mi? O da ne demek, hem de kadın! “ Okumak mı; evlenip doğurmak için okumak mı gerekirmiş.” Örneğin toplumun kadına sınır koyduğu, bu konuda göstermelik adımlar atan ülkeler var. Orada da genç kızlar izin verildiği kadar eğitimini sürdürse bile kafalarında başka bir düşünce beliriyor: - “Matematik bana niçin gerekecek ki? Bu toplum benim ulaşacağım çizgiyi çoktan belirlemiş. Her şey oraya kadar. Bu koşullarda neden matematik öğreneyim ki?” Düşünsenize lütfen; 20 piyango bileti alan birisiyle 4 bilet alan insanın "şansları" eşit midir? İşte araştırmacı hanımın ulaştığı bu ikinci veride, 'erkekler matematikte de kızlardan öne çıkıyor.' Kendi araştırmasının bitimine bu notu düşerken, altına kara kalemle çektiği çizgiyi de eğri çizmiş. Nedir? Üzüntüden titreyen elin çizdiği çizgi ancak bu kadar düz (!) olur da ondan! / Levent Üsküdarlı

BİLGİ / Yazıya konu olan gözlemlerin sonucu “Amerikan Psikoloji Derneği Dergisi”nde yayımlandı. / Üniversite: Villanova. Araştırmacı: Else - Quest)

 

 
Toplam blog
: 86
: 39
Kayıt tarihi
: 09.12.08
 
 

1951 / İstanbul. Öğretmen bir ailenin tek çocuğu. Sade bir düzen içinde soluk alıp veren o "eski ..