Mavi Marmara

Mavi Marmara adlı gemi 2 milyon 250 bin Türk Lirası açılış fiyatıyla satışa çıkarıldı. Ancak, kapalı zarf usulü ile yapılan ihalelerde alıcı çıkmadı. Ocak 2010 tarihindeki bu ihalelerden sonra mart 2010'da ihale yapıldı ve İHH'nın sunduğu teklif uygun bulundu. İHH 1 milyon 600 (ya da 800) bin Türk Lirası vererek bu gemiyi satın aldı.

Mavi Marmara'nın İDO'ya yıllık zararı 2 milyon 500 bin Türk Lirası idi. Bu durumda İDO'nun bu gemiyi satması kadar mantıklı bir tutum olamaz. Ancak,

İstanbul'u ve Haliç'i bilen bilir. Şimdi, Üsküdar-Haliç seferi için yapılan küçücük vapurların maliyeti 9, 6 milyon Euro'dur. Yani yaklaşık 20 Trilyon Türk Lirası (Yeni para ile 20 milyon TL). Bir de Mavi Marmara adlı gemiye bakın. Satış fiyatı 1 Trilyon 600 milyar Türk Lirası.

İDO'ya yılda 2, 5 milyon (trilyon) TL zarar ettiren, Mavi Marmara'yı İHH ne yapacak? Ben merak ettim umarım bir yetkili cevap verir.

İHH gibi bir dernek ya da İnsani Yardım Vakfı gibi bir kuruluş için 1 Trilyon 600 milyar TL (Yeni rakkamla 1 milyon 600 bin TL) büyük para değil. Çünkü İHH'nın dört yıl içinde Filistin'e yaptığı yardım tutarı 34 milyon dolardır. Yani 51 milyon (eski parayla 51 trilyon) Türk Lirası. Filistin'in nüfusu ise sanırım 9 milyon civarında.

Şimdi ben şunu merak ediyorum: Acaba İHH, PKK terörü ile mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hiç yardım etmiş midir? Belki etmiştir ben bilmediğim için soruyorum.

Bir başka kafama takılan soru da, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni savaşa sürükleyen bu İHH adlı derneğin ya da vakfın cezası ne olacaktır? Hükümete karşı darbe yapacağı düşünülen kişiler paldır küldür hapse atılırken, 70 milyon Türk insanını savaşa sürükleyecek böyle bir derneğe ne gibi yaptırım yapılacaktır? Yani, benim savaşa girmeme bu derneğin yaptığı bir uygulama neden oluyorsa, böyle bir uygulamaya bu derneğin hakkı var mıdır? Darbe söylentileri ya da muhtura söylentileri Türk ekonomisini bozuyor diye herkesi susturanlar, böyle bir eylemin İsrail'le bizi savaşa kadar sürükleyeceğini bilmiyorlar mıydı ki bu geminin hareketine engel olamadılar?

Türk halkı her zaman mazlum devletlerin yanında olmuştur. Ama, bu sefer kantarın topuzu kaçmıştır. Çünkü, oraya yardım götürmek bir çözüm değildir. Filistin'in tam bağımsızlığını kazandıramayacaksak, Filistin'e yapılacak bütün yardımlar boşunadır.

Çin atasözü sanıyorum Filistinliler için çok geçerli: "Bana balık verme, balık tutmayı öğret" der Çin atasözü.

Biz de Filistinlilere her an yapacağımız yardımlar yerine, onlara üretmeyi, çalışmayı, kazanmayı öğretelim.

Ne dersiniz? İsrail'in insanlık dışı saldırısı, Türkiye'deki dernek ve vakıfların gelir-gider durumlarının ve bu bağışların kimlerden yapıldığı ve yardımların da kimlere yapıldığı araştırılabilir mi?