Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '14

 
Kategori
Mizah
 

Maydanozlu hülyalar

Maydanozlu hülyalar
 

resim netten alıntıdır


Yıllar evvelinde kaybolup giden güzel duyguların ölmediği eskimiş, eski günlerin birinde: "Ateşin olduğu yerde varsa barut, çadırı çaya yakın yere kurmalı" demişti, bizim köyden bir bilge büyüğümüz...

Aynı Afrika Atasözü'nde olduğu gibi, büyük büyük bilgeler bir bir ölürken ardı ardına bizim köyün çayı da kurudu, kuruttular işin aslında...

Ne diyordu Afrikalılar, atasözlerinde: "Bir bilge öldüğünde bir kütüphane yıkılıp, yok oldu demektir..."

Nedenli ve dahi nedensiz hayatların hüzünlü hazin, ıslak toprağında nemli yağmur kokan sonlara, yok oluşa giden içten içe, sessizce hıçkırarak ağlamak gibiydi sanki bizim köyün nazlı çayı.

İçinde balıkların, yengeçlerin, su yılanlarının, kan emen sülüklerin ve başka canlıların da yaşadığı bizim köyün çayı, bir sessiz çığlığın sahipsiz adıydı.

Katil varsa, cinayet mahallinde meftaların ipucu da olmalıydı.

"Hayatın nedeni varsa, sonucu da olmalı. Ortada kusur varsa tek taraflı olmamalı, aklı başında hangi insan kusurlu olmayı ister? Suçun olduğu yerde suç unsuru da var. Olmalı da..." demişti, çaykenarında sohbette büyük bilge büyüğümüz...

Şimdi o, öbür tarafta.

Hani o, "Bu dünya harman yeri, öbür taraf hasat yeri" demişti ya...

Rahmetli, rahmetlik olmadan evvel bir çaykenarı sohbetimizde maydanozun faydalarını anlatmış, "Harman yerinde dirgeni tek başına sallayıp oyalanma, kendine bir hatun bul, evlen. Bayramlar da elini öpecek çocukların olsun." demişti.

"Hem yalnızlık Allah'a mahsustur."

Bizim evin yanından geçen yolda tomruk görünümlü, dikili odunumsu direklerin üzerindeki tellerden aldığımız elektrikle aydınlanan gecelerimiz vardı. Yine öyle bir gece de düğmeye bastığımda ışık yanmayınca, ampul mü patladı yoksa sigorta mı attı, bilemediğimden ampulü çıkartıp parmaklarımı içine sokunca tüm vücudum titremeye başlamıştı...

Yüksek voltajlı akımdan aldığım ceryanla harman yerinde benimle dirgen sallayacak, tarlaya çapa vuracak, elinde kınası, başında al yazması, güleryüzlü, çalışkan huylu, aşkımıza yürekten bağlı, geçim ehli ve niyeti iyi bir hatun aramaya başladım kendime...

Hangi kapıya gittimse, boş çevirdiler beni. Neymiş efendim, fakir fukara imişim...

Rahmetli Nazmiye Hanım ablamızın henüz rahmetlik olmayan yaşayan kocası Sülü Baba'nın da dediği gibi: "Mazot var da biz mi içmiştik?"

Sanki vardı da paramız biz, fukaralıktan vaz geçmemiştik!

Kız evi naz evi, deyip: "Yollar yürüye yürüye aşınmaz" düşüncesinin sloganı eşliğinde umut dolu yüreğimle, yüzümdeki son demine kadar kaybetmediğim tebessümüm ile gittiğim tüm evlerde ki evlenmemiş bekar kızların ebeveynleri potansiyel bir suçlu imişim gibi tavır aldılar şahsıma...

Fukaralığın alın yazısı olmadığını anlatamadan kovuldum.

Oysa olay basit idi.

Tarlalarda organik maydanoz yetiştirip satacak, para kazanacaktım. Devleti yöneten büyüklerden istediğim yardım karşılığı maydanozu olmayan ülkelere ihracat yapacak, vergi iadesi zengini olacaktım...

Daha bitmedi.

Köyler Bankası'ndan alacağım dönüşümsüz kredilerle maydanoz entegre fabrikası kuracak, işsizlere iş, aş sağlayacak, yeni yeni istihdamlar yaratacaktım...

Harman yerinde benimle dirgen sallayacak yari bana verselerdi fukaralıktan kurtulacak, makus talihime darbe vuracaktım. Kayın buba ile kayın anaya kızlarını bana verdikleri için denizde yat, karada kat ve bir de duble yollar da sürsünler diye otomobil hediye alacaktım, amma velakin onlar bana kızlarını vermeyince ben de vazgeçtim böyle güzel düşleri düşlemekten...

Bizim köyün rahmetli bilge büyüğünün de dediği gibi:
"Kusurun olduğu yerde taraflar vardır, olmalıydı da..."

Fukaralığımı fırsat bilip şahsımı hakir gören gözlere marmaraylı duble yollu otobanlar batsın, ocaklarına yıldırımlar düşüp yansın, demek var emme beddua olur diye düşündüğümden insanlık ben de kalsın. Ben değil, kızlarını bana vermeyip maydanoz entegre fabrikası kurmamı ve maydanoz fabrikatörü olmamı engelleyenler utansın... 

*

 
Toplam blog
: 74
: 1455
Kayıt tarihi
: 24.06.09
 
 

Haydanlı Eğitmen Aziz Doğan'ın oğluyum. Köyceğiz doğumluyum. Isparta Meslek Yüksek okulu muhasebe me..