Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

31 Mayıs '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Mayıs Ayına Çiçeklerle Veda

Mayıs Ayına Çiçeklerle Veda
 


İlkbaharda ormanlarımızı, kırlarımızı süsleyen çiçekleri anmadan Mayıs ayına veda etmek olur mu?..


Mayısın ilk günü, uğur getirdiğine inanılan inciçiçeği sunmak neredeyse bir gelenek haline gelmiştir. Ne var ki bu mevsimde havalar henüz tam ısınmadığından bu çiçeği bulmak kolay olmaz. Güneşin ilk ışınlarından daha fazla faydalanan bahçelerde bu bitkinin çan şeklindeki çiçekleri hemen boy gösterse de, ormanlarda, korularda, henüz gölgelik ağaç diplerinde inciçiçeğine pek rastlanmaz. Bu çiçeğin tıpkı patates gibi sürüngen bir köksapı vardır ama yumrucukları yoktur. Bu köksapının şişkinleşen kısımlarında beliren tomurcuklar, bahar güneşini görür görmez, yapraklarını ve hoş kokulu çiçeklerini açarlar.


Yine orman ağaçlarının diplerinde, çoğunlukla bataklık bölgelerde yetişen ve inciçiçeğinden daha kolay bulunabilen fulyalar, oymalı çok gelişmiş, sarı, geniş taç yapraklarının çevresinde daha açık sarı, bir dizi yaprak görünümündedir. Yurdumuzun sıcak bölgelerinde yetişenleri çok kokuludur.


Ormanda büyüyen sümbüller, soğanının biçimine uyan bir vazonun içerisinde yetiştirilen ev sümbülleri kadar güzel değildir. Buna karşılık mavi renkli narin taç yaprakları ev sümbüllerinden daha zariftir.


Baharın başlangıcından beri ormanın kuytu köşelerinde çiçek açmış, çok kokulu menekşelere Mayıs ayının bu son günlerinde dahi rastlanabilir.


Orman kenarlarında bulunan çitler, bugünlerde yer yer beyazlara, pembelere bürünmüş olabilir... Dikenlerine dikkat etmemiz gereken alıç ya da diğer adıyla akdikenler, arılar için çok bereketli bir çiçektozu ve balözü kaynağıdır. Bu bitkilerin sonbaharda kızaran meyvelerini kuşlar pek severler.


Ormanı bırakıp kırlara daldığımız zaman göze çarpan ilk çiçek, taç yapraklarını sabahları açan, akşamları ise kapatan, papatyalardır. Çayırların arasından fışkıran bu çiçeklere halk arasında koyungözü de denir. Papatya gibi gündüz açıp gece kapanan, lâkin onun kadar rağbet görmeyen başka bir çiçek daha süsler kırları... Evet, karahindibanın kömeç şeklindeki sarı çiçekleri en basit çayırlarda dahi görülür. Fakat yalnızca çiçekleri!.. Çünkü bu bitkinin yaprakları, baharın ilk günlerinde, hafta sonları salata toplama sevdasına kapılmış insanların hışmına uğramıştır. Çiçeği hayli güzel olan bu bitki lâyık olduğu ilgiyi görmez.


Papatya ve karahindibanın çiçekleri bileşiktir. Papatya sapının yassılaşmış ve genişlemiş bombeli ucunun hemen altında, çiçeğin tam göbeğini meydana getiren, yan yana toplanmış duran yüzlerce sarı borucuk vardır. Her borucuk bir çiçektir. Bunlardan bir tanesi büyüteçle incelenirse, birbirine yapışık duran beş taç yaprağının meydana getirdiği borunun ortasında, erkek organ ve bunun üzerinde de yumurtalığın tepeciği bulunduğu görülür. Bu boruların çevresinde dilsi biçimde, değişik uzunlukta, beyaz, başka çiçekler dizilidir. Papatyanın güzelliğini yaratan işte bu sarı göbeği çevreleyen, beyaz renkli kenar çiçekleridir.


Yüzlerce küçük çiçekten meydana gelmiş olan karahindibanın, borucuklar yerine iğne gibi uzun çiçeklerden oluşması, ona eşsiz bir güzellik kazandırır.


Bir süre sonra çiçekler döllenip meyve verdiği zaman karahindiba daha da güzelleşecektir. Çünkü bitkinin sapını süsleyen yüzlerce çiçek, kapçık adı verilen tohum tanelerine dönüşecektir. Bunlar aynı zamanda bitkinin meyveleridir. Üstleri sorguçlu bu küçük kapçıklar en hafif esintide uçuşup dağılırlar, toprağa kondukları yerde yeni bitkiler verirler.


Baharın bu son günlerinde artık bize veda eden Mayıs ayı ile, hatıraları yaşatan bir çiçek sayılan, o güzel mavi yapraklı "unutmabeni" hiç unutulur mu?

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..