Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

06 Şubat '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mazıdağı'n da Kar

                                                                                                          23 Ocak 2020 Gecesi

                                                                                                         

Güneşli bir ayazın sonundaki gecede yağmaya başladı kar. Güzel gidişli yollarda bile bir telaş sarar, durduramam onca yılın yaşanmışlığıyla bile kendimi. Heyecan dolar ortalığa, hiç bir şeyi unutma, düzenli ol, arkanı temiz bırak,... Gülle ağırlığındaki uykular kaçar bilmediğim yerlere ki dün gece gördüğüm rüyaların da etkisi var bütün bunlarda. Rüyamı paylaştım bu gün Ayşe'yle. Tusinami karşısında her yer yıkıldı, arabalar yollardan çıkmış, yola bir türlü girmiyordu, yolu bulamıyordum... Hayırdır inşaallah.Yemyeşil dünyadaki cennet bahçelerinden birindeyiz şu an, ağaçların üzerini kapatmaya başladı karlar.

 

Bana bir şey öğretmeye çalışıyor "Sakin ol kızım" demek istiyor gibi bu dinginlik. Usul, telaşsız, yumuşak, aydınlık, ferahlık dökülüyorlar yukarıdan.

 

Kar gecesinde, günün yarısını tamamladı zaman.

Hayaletlerin soğuktan kaçıp saklandığı,

Hayalet şehrinde ne olduğu belli olmayan ben

Uykusu bölünmüş sessiz bir mekan

Saksağanların sesi bölüyor gecenin perdesini

Perdelerin arkasında kar beyazına inat karanlıklar

Daha gitmeden özlem sarmış nefesimi

Çıksam dışarı yürüsem de yürüsem...

Karda izlerim kalsa benden hatıra,

Akılda kalanlarla yola düzülsem o an.

An denilen de koca bir yaşammış aslında

Gözünü aç-kapa bir ömür...

 

Yıllar önce Yaratanın yüzünü görmüştüm kar tanelerinde. Öyle küçükmüşüm ki o zaman, yokmuşum aslında. Şimdi varlığım hangi zamanın arafında? Dağlarda tilkiler, kurtlar, bahçede köpekler ve bir ben uyanığım. İyi insan olmaya karar vermiştim taa çocukken; olmuşumdur umarım tüm kötülüklerime rağmen. Öyle ya siyahın içinde beyaz, beyazın içinde siyah varmış her zaman. Ayrılmaz bütünlerin içindeki noktacık varlığımla iyiliğe dualar ediyorum, bizden sonra gelecekleri de daireye alarak. Asıl kandırmaca bu mu yoksa! Sanki kadere tek bir harf ekleyebilirmişiz gibi davranmak...

 

Gurbette bir can bırakmak... Buraya gelsem geridekiler, geriye dönsem arkamda yine birileri oluyor her zaman. Ben nereye dönsem yüzümü, eksik kalıyor bir şeyler. Beyazlıklar örttü ağaçları kısacık bir sürede. Hastalıkları öldürecek soğuğuyla. Keşke yüreklerde kaynayan kötülüklerin üzerlerine de kar yağabilse. Herkes görsün diye usulca uyandırmaya çalışıyorum kızları, kar yağışını görüp sevinsinler diye. Uykunun ağırlığı izin vermiyor gözlerini açmaya.

 

Azrail'den izin istiyorum bilmediğim zamanı uzatsın diye. Kavrayamadığım, belirleyemediğim bir süre daha kalmak istiyorum bu gökyüzünün altında her açıdan sağlıkla. Göreceğiz, bize göre süreli aslında süresiz bir sonsuzlukta kalacağım süreyi. Dolu mu, boş mu olacak ellerim? Hayalet şehrin tüm hayaletleri kaçmışlar dağların kovuklarına. Onlar da üşüdüler besbelli.

 

İki köpek yavrusunun yediği kemik seslerinde atıyor hayatın nabzı. Hayatın da, ağaçların da nabzını sayıyorum dakika da kaç vuruyor diye. Ölümle yaşamak, gülmekle ağlamak... Ne çok şey düşündüm hızlı tren gidişi gibi. Kalk yat kızım diyorum kendime yarın yol olmasa, sabahla ama uykusuz kalınca yılan zehri gibi oluyorsun bakışlarınla. Dilimde şükürler, -rüyalarım yüzünden- yüreğimde anlam veremediğim tedirginliklerle kapatıyorum gözlerimi beyazlıklara.

 

NOT: Rüyamın yorumunu getiriyor gelen gün, yerleştiğimiz uçakta uçuş iptal oluyor dönemiyoruz, bir gün sonraya kalıyor eve dönüş ve tekrar geriye ve de deprem oluyor Elazığ'da. Sabır-sağlık-güven diliyorum herkese.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..