Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mazıdağı’nın köyü yandı, yürekler dağlandı!

Mazıdağı’nın köyü yandı, yürekler dağlandı!
 

Kaynak:Milliyet.com.tr


Neden “Bilge” denmiştir Mardin’de bir köye, vardır elbet bir sebebi, ismine yakışmayan bir yangınla medyada yankılandı adı!

Her birinin elbet ne hayalleri vardı, ne beklentileri…

Altın bir bilezik olabilirdi mesela Ayşe’ninki, evlenmek olabilirdi Hatice’ninki… Aysel karnındaki çocuğu bekliyordu muhtemelen, bir küçük kız saçlarını iki kuyruk örerek okula gitmeyi…

Yar hasreti çeken delikanlılarda vardı elbet, ekin kaldırma sonrası kuzu çevirmeye niyetlenenler de…

Birileri hayalleri çaldı!

Delik deşik olmuş bedenlerde hayaller yaşayamazdı!...

……

Delik deşikliğe tanık olan her ruh ağlayacaktır, hele bir de en güvenilir, en sevilen kişilerse; anne, baba, kardeş… Amca, hala, dayı, teyze…

Yaşayan bazı insanlar da korkarım hayal kuramayacaklar!

……

Töre öne çıkmış şekilde, töre ve terör hep söylerim, pek yakın akrabalardır diye!

Töre yüzünden katledilen kızları yazdıkça içi bulananlar olmuştu mesela, kızını töreye kurban eden, gün gelir töre sunağına başka kurbanlarda ekler!

İçleri bunalan arkadaşlar, ah, vah demeyiniz isterseniz bu duruma, ha tek tek, ha bir kerede 44 kez!

Bir de toplamlara baksanız bir kez!...

……

Kapitalist vurgular da yapılıyor!

İşe kız meselesi olarak da bakılıyor!...

……

Töre ile terör arası git-gellerdeyim!

Aslında her ikisi de pek yakın akrabadırlar!

İncecik bir çizgi vardır ancak aralarında: İnandıkları değerler uğruna birisi sülalesini, bir diğeri başka bellediklerini yok eder!

Öyle ince bir sınırdır ki, her an karışması muhtemel!

……

Bir de elde değil, töre denilen terör müydü acaba diye düşünmeden geçemiyor insan… Hatırlar mısınız, Çernobil kazasından sonra nükleer bir sıkıntımızın olması muhtemel değildir tarzı söylemler vardı, oysa Karadeniz bir süre sonra kanser konusunda sıkıntının dik alasını yaşadı!

Amerika domuz gribi için seferber olmuş durumda, bizde ise saklamak içgüdüsü yaygındır, en naif gerekçe “Gereksiz panik yaratmayalım!” dır, ancak az biraz deşelersek sorgulamaların altından çıkabilecek eksik önlem ve ekipman açıklarının ortaya çıkmasından endişelenen birimlerin, birimlere bağlı bakanlıkların ve bakanlıkların oluşmasından sorumlu yetkililerin masaya yatırılma kaygılarının var olduğunu yadsımak için kör aşık olmak gerekir!

……

Şimdi kafamı karıştıran şöyle bir durum var: Terör amaçlı bir saldırı olsaydı bu, son günlerde verilen şehitlerin üstüne “Yine, yeniden canımız yandı!” denilir miydi?

Hem de hükümet yargı ve ordu konusunda mercek altında tutulurken ve ne ilgisi var demeyin Deniz Feneri gibi yerin altına sokulmaya çalışıldıkça sağdan soldan patlaklar veren konular gündemdeyken, Ergenekon gerçekliğini yitirip, üstelik korku salma aşamasını da geçmişken teröre kurban gittiyse Mazıdağı’nın Bilge köylüleri kızlı oğlanlı, ceninli, bebekli, terör olduğu bizlere beyan edilir miydi?

Benim için hiç fark etmiyor, ha töre, ha terör!

Binlerce yakılan, yıkılan hayallere eklenen sayfalar, gerekçesi neyi değiştirecek?

Ha Ahmet, ha Mehmet!

O grup içindeki insanlardan biriyim hepi topu, dokunulmazlığı olmayan sıradan bir vatandaş, biraz daha okumuş, biraz daha şanslı belki, belki az biraz fazla duyarlı tam da bu yüzden, Ayşe’nin hakkını koruma isteğim şansımı paylaşmak yüzünden!...

Domuz gribi henüz Amerika’da bir can almışken vatandaşları uyardılar, Amerika örneğim insan hakları açısındandır, siyasal platforma sürüklemeden lütfen elinizi vicdanınıza koyunuz: Bizde olsa bu açıklıkla beyan edilir miydi?

Birçok kişi ülkeyi terk etti, vatandaş değillerdi, dil okulları, üniversite eğitimleri, ya da turist olarak oradalardı, ancak apar topar terk etme kararı almışlardı!

Ne olur, hadi, söyleyin, bizde olsa ilk ölümde bu durum açıklanır mıydı?

……

Terör olsa Mazıdağı’nın Bilge köyüne atılan ateş, deneyimlerime dayanarak “Terör” denilemeyeceğinden yanadır Türkiye’nin siyasal konumuna bakarak!

Terör müdür, töre midir, pek farkı yok aslında, ne gerek var ki biz dokunulmaz, sıradan vatandaşları anlamsız yere paranoyaya sokmaya?

……

En korktuğum ve dahi güldüğüm kişilerdir, herkesi kandırabileceğine inanan, hatta kandırdığını sananlar vardır, hattı zatında kendi bile kurguladığına inanan insanlar vardır; az biraz yoklayınız çevrenizdekileri, en az beş örnek bulacaksınızdır…

……

Mazıdağı’nın Bilge köyü gerçeği biliyor: Kimler yaktı!

Gerekçesi her ne ise, bizim yüreklerimiz dağlandı!

……

Gerçeği bilmenin vatandaşlık hakkı olduğuna inanıyorum!

Nasıl olsa bir şekilde ortaya çıkıyor gerçek, yanıltanlar parsayı anlık toplarlar!

……

Ne kötü! Paranoya halinde seyretmeye başladık, oysa güvendir her şeyin başı ve sonu!...

Gülgün Karaoğlu

Mayıs,07/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..