Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '08

 
Kategori
Mizah
 

MB cennet mahallesi (10.) ''maziye yolculuk''

MB cennet mahallesi (10.) ''maziye yolculuk''
 

Teneke kafa.com.


Uzay'lı Melik, ağır adımlarla binanın merdivenlerinden inmeye başlamıştı. MB Mahallesinin ağır topları da meraklı bakışlarla O'nun arkasından yürüyorlardı. Melik, varillerin ve hunilerin toplanmış olduğu bahçeye geldiğinde kısık gözlerle varillere bakarak en tepede duran kırmızı petrol varilini işaret etti ve en gıcık , metalik gür sesiyle haykırdı:

''Tez elden, o kırmızı varili getirin bana !..Yanındaki metalik renkli huniyi de istiyorum!..Derhal !..''

Şaşırmış kalmıştım... ''Bakındı hele , şu teneke kafaya , nasıl da emrediyor ?..'' Diye içten içe öfkelenmiştim.Tam o sırada Özgün Kaplama, binanın balkonundan balıklama atlayarak varili bir çırpıda yakalayıp Melik'in eline vermişti.

Okan Tınmaz da huniyi yakalayıp Melik'in teneke kafasına yerleştirivermişti !..Uzaylı, varili yuvarlayarak bahçede kurulmuş olan eski deprem çadırının içine girivermişti.Olan biteni merakla izliyorduk...Melik sağ arka cebinden horozlu aynasını çıkarıp güneşe tutmaya başladı.

Güneş ışınları varilin alt kapağına yansıyor;ışınların verdiği ısıyla da kapak , ''Oksijen kaynağını yemiş teneke gibi'' eriyip yok oluyordu.Sonunda varilimiz iki tabanı olmayan bir silindire dönüşmüştü.Varilin bir tarafı çadır kapısında;diğer tarafı da çadırın görünmeyen tarafında kalmıştı.

Melik, kafasındaki huniyi çıkarıp ağzına dayamış, sağ elindeki ispirto şişesini de huninin ağzından kendi boğazına doğru ''Boca ediyordu''...Uzaylı, resmen ''İspirtocu ''çıkmıştı. Şişeyi bitirince iki elini belinde tutarak aniden haykırmıştı:

''Hiiiiiaaayyyttt !...Evrenin ve Marsın cüce teneke ilahları adına...Şimdi ''Zaman Tünelimiz '' hazırdır...Doing!..Sıradaki karşıma gelsin!..''

Çevredeki evlerin çatılarına mevzilenmiş olan basın mensuplarının flaşları ardısıra patlıyordu...Kalabalıklar içinde birçok kişinin birbirine sarılarak veda etmeye başladıkları görülüyordu.Hatta , Yakamoz Murat'ı ellerinin üzerinde havaya fırlatan, Necip Köni, Talip Bölükbaşı Abilerimle, Murat Ertaş Hocamın hep birlikte bağırdıklarını duymuştuk:

''En büyük asker bizim asker !..En büyük asker bizim asker !..''

Biraz ileride de Okan Tınmaz'ı havaya fırlatan, Armatör Metin, Ohannis, Erol Işık abilerim de şu şekilde haykırıyorlardı:

''Heeey Alaaah !...Heey Allaahh !...En böyyük asker , Okan Askeeerr !..''

Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım...Demek ki bizim Okan ve Yakamoz Murat da ''Zaman Tüneline '' yazılmışlardı !..Hemen onların yanına koşmuştum...En sevdiğim arkadaşlarımdan ayrılıyordum !..

Evet !..Onları şerefle askere gider gibi yolcu etmeliydik...Ve de hatta...Bir fırsatını bulup ben de...Evveet !..Ben de onların ardından gitmeliydim!..

Tam o sırada , GÜM Binasından alkış sesleri ve konfeti yağmuru altında, ''Moonlight Öğretmenimle, September Özlem, Sabiş, Sevda Işıklı, Özlem Akaydın, Yağmur Zamanı, Alyosa, Yekruseha, Mine Sevinçoğlu ve Yolun Diğer Yarısı ve Emoş'' Ablalarımın yolcu edilmekte olduğunu görmüştüm...

Hayretler içinde kalmıştım!..Bizim MB Cennet Mahallesi'nin neredeyse tamamı ''Ön ödemelerini ve peşinatlarını yatırarak'' Zaman Tüneline girmek için senet imzalamışlardı.Emel Dedeoğlu, Nursen, Cansın Erol, Ayrıntıda Gezinmek, Zeynep Gülay Ablalarım da onları yolcu etmek için hediyelerini almışlar, yolda yemeleri için börekler falan da yapmışlardı.

Nayıırr !...Nolamazdı!...Bu kadar insanın gitmesine izn veremezdim...Hemen muhtar vekili , emekli deprem genel müdürü İsmail Yıldırım Amcamın yanına koşarak gelmiştim.Nerdeyse yakasına yapışarak konuşmuştum:

''İsmail Amca, siz muhtarsınız...Nasıl izin verirsiniz böyle bir çılgınlığa ?..Sizin çoluk çocuğunuz yok mu...Acıyın biraz!..''

İsmail Amca elinin tersiyle beni iterek:

''Mesut, senin aklın ermez !..Bırak gitsinler gariplerim!..Bu dünya'da gün görmediler...Bari en mutlu oldukları, çocukluk günlerine dönsünler !..''

Dedikten sonra yeni muhtar ve de kaymakam adayımız , Zeynep Gülay Ablamla koro halinde ağlamaya başlamışlardı...Zeynep Ablam da başını sallayarak destek vermez mi?.. Hemen Dilek Ç. ve Meral Yağcıoğlu Ablalarımın yanına koşup yardım istemiştim.Onlar da koro halinde ne deseler iyi:

''Kardeşim, sen ne diyorsun...Biz bile yazıldık...İkinci etapta ''Tünele gireceğiz...Çabuk sen de nişanlını al gel!..Hep beraber çocukluğumuza dönelim, çember çevirip, saklambaç oynayıp;horoz şeker, renkli macun yiyeceğimiz günlere döneceğiz.Bu fırsat bir daha ele geçmez !..''

Gözlerime inanamıyordum...''Gözlerim işitmez;kulaklarım görmez olmuştu !..Zangırdaklarım da bacak bacak ediyordu !..''(Bu durumda kim olsa böyle şşırabilirdi...Yaşamak gerekirdi !..)

Hemen ''Empatik '' duyularımı çalıştırdım.Oturup saatlerce düşündüm...Evet !...''Yüce halkım haklıydı...'' Ülkenin zamları, sosyal güvenlik durumları, çevre kirliliği, vergi ve gelir adaletsizliği, siyasi sıkıntılar, eğitimin çarşafa dolanmış halleri insanımı çok bunaltmıştı...Herkes çocukluk günlerindeki huzuru arar olmuştu !..Bu nedenle de ''Yastık altındaki '' bütün altınlarını bozdurup Zaman tüneline '' girmek istiyorlardı..

İnşallah, onlardaki bu para bolluğunu duyup da Sevimli Muhasebe Bakanımız :Kemani Kumakıtan çıkıp da buralara gelmezdi...Zaman makinamızı elimizden alıp bir de özelleştirip ''Babalar gibi satmaya kalkabilirdi !..''

Evet...Ben de...Ben de onlarla gitmeliydim...Tam o sırada Uzaylı Melik'in çadırın kapısına bir kağıdı iliştirdiğini görüp koşmuştum...Yazıyı bir çırpıda okuyuvermiştim..Şöyle yazıyordu:

''Zaman Tüneli Ücret Tarifesi: *20 Yaşa Dönüş:500 Ytl.-10 Yaşa Dönüş:1500 Ytl.-5 Yaşa Dönüş:2000 Ytl.
*Evlilere ve çocuklara ve guruplara yüzde on indirim uygulanır.

Ajanda ve CD ücreti ayrıca tahsil edilir.İmza:Melik and Şekerpınarı...Doing !..''


Hayret ki hayret...Şu teneke kafaya bakınız !..Herif bozuntusu işi ticarete dökmüş...Şimdi trilyonları vuracaktı !..Bendeniz bu parayı ödeyemezdim !...Ama GÜM azasıydım...

Belki beleş yolculuk yapabilirdim !..Hemen Şekerpınarı Ablaya gidip rica etmiştim.O da Melik'e havale etmişti !..Melik, beni yakinen tanırdı...Hem O'nun hayatını kurtaran da ben değil miydim ?..Uzaylının hemen yanına koştum ve benimle nişanlımın seyahat ücretimin ne kadar olabileceğini ''Usulen ''sormuştum. Melik ne dese iyi:

''Valla...Doing !..Mr.Mesut...Senin hatırına yarısını almam !...Olur biter !..''

''Ne diyorsun sen !..Bu toplam 1000 Ytl.Yapar...Ben nasıl vereyim ?..Sende vicdan, mantık yok mu Tın tın..kafa ?..''

'' Valla!..Mesut Gardaş!..Gurtarmaz!..Gurtarsa dükkan senin !..Bu ay ödenecek senetlerim var !..İspirto ve gres yağına daha dün zam geldi...Gurtarsa, gurban olsun !..DOİNG !..

Ayrıca...bende vicdan ve mantık ne gezer...O dediklerin siz Dünyalılarda kaldı mı ki?...Haydi şimdi -ikile -de işimize bakalım !..''

Demez mi ?..Ülen dedi şeytan !..Tut şunun sivri dilini kes!...Ama ''tenekenin dili de yok ki!..''Hemen Ohannis Abinin yanına yaklaşmıştım...Biraz mali destek istedim.O da az önce kalan parasını 5 top kağıda yatırdığını söyleyince Ahmet Balcı'dan istemek için yanına koşmuştum.

Ne varsa O'nda var idi...Ahmet Abi onca telaşın içinde, bana göz kırpıp ''Hallederiz '' deyince rahatlamıştım.Tam o sırada hoparlörlerden ''Sen gelmez olduuun !..'' Şarkısı çalınmaya başlamıştı...

Gözyaşları sel oluyor, seller buharlaşıyor, bulut oluyor;sonra tekrar yağmur olarak yağıyordu.Melik de yağmurdan paslanmamak için kendini çadıra atmıştı.Zaman Tüneli tüm haşmetiyle karşımızdaydı.Demek veda zamanı gelmişti...

Günün anlam ve önemini belirtmek için Necip Köni Abimiz kürsüye çıkmıştı.Aldı sözü Necip Köni,

''Saygıdeğer, MB Cennet Mahallesi Eşrafı, Muhterem leydi's and centilmen's !..Bugün burada muhteşem bir ''Mutluluğa Yolculuk ve Hüzünlü Vedalar'' için toplanmış bulunuyoruz !..

Antidepresan TAŞ'ın ve onun yeni kuruluşu olan GÜM'ün süper bir hizmeti olan -Zaman Tüneliyle Pembe Yolculuk-Projemizin 1. Etap hizmetini açmak benim ve şirketim için bir onurdur !..

Bize bu mutlu anları yaşatacak olan Melik Beyefendiye , Esma Kahraman'a...Ve siz değerli halkımıza şükranlarımızı sunar hayırlı olsun dileklerimle yolculuğa çıkacak olan arkadaşlarımıza mutluluklar dileyerek saygılarımı sunuyoruuummm !...Adana /Tr.''


Havai fişeklerin rengarenk görüntüsüne, MB Cennet Mahallesi Halkının coşkun tezahüratları karışıyor;ortalık ana-baba gününe dönüşüyordu.

Tam o sırada kürsüye fırlayan, Ahmet Balcı, GÜM Genel Sekreteri Şekerpınarı'nın elindeki listeyi alıp yüksek sesle okumaya başlamıştı:

''Şimdi birinci sırada yer alan Alyosa Hanım'ı Zaman Tünelinden Postalamak için buraya davet ediyoruuumm !..İkinci sırada September Özlem ve Ayrıntıda Gezinmek Hanımefendi yerlerini alsınlar lütfen !..''

Alyosa Abla, eşiyle, çoluk-çocuğuyla vedalaşıp Uzaylı Melik'in yanına yaklaşmıştı ve onun teneke elini tutuvermişti...Uzaylı Teneke Kafa, Alyosa'nın gidiş-dönüş biletini mühürleyivermişti.

Ben , yakınında olduğumdan görevli olduğumu sanarak cebime bir miktar bahşiş koymuştu. Hemen elini öpüvermiştim.Dr. İzmirli Mavi Hanımefendi de son kontrollerini yapmıştı...Nabzını falan ölçmüştü yani !..

Evet muhteşem ''Yolculuk Anı '' gelmişti..Alyosa Abla, varilin içine başını uzatmıştı Melik, elindeki ''Huni''ye dua gibi bir şeyler mırıldanınca aniden mavi renkli bir sis perdesi oluşuvermişti...

Sis dağılınca bir de bakmıştık ki Alyosa Abla yok olmuştu...

Sıradaki tüm arkadaşlarım, teker teker aynı prosedürden geçerek alkışlar ve gözyaşları içerisinde yolculuğa çıkıyorlardı.

Sıra Okan Tınmaz, Yakamoz Murat ve Armatör FB'li Metin Abilere gelmişti ki bir de ne görelim !..

.................

(Devam etsin mi?..)

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..