Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '07

 
Kategori
Blog
 

MB Eymir çıkartması!

MB Eymir çıkartması!
 

Eymir Bağevi.


Önce sayın Talip Bölükbaşı Beyin ve hemen sonrasında İbrahim Pekbay Beyin pilav gününe davetini almamı takiben geçen bir kaç haftalık sürede epeyce rahatsızlık duymuştum.

Çünkü o davetlere özel işlerim nedeniyle maalesef katılma şansım olamamıştı. Oysa orada Ankaralı birçok blog yazarı arkadaşımla buluşma ve tanışma imkanı bulacaktım.

Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde karşılaşacağım bir ünlü ile yanyana yürümek gibi bir heyecana eşdeğer bir mutluluk olacaktı benim için. Tam ben katılamama mahcubiyetimi yaşarken Sayın Pirmete Beyin Eymir buluşması teklifini içeren blog yazısı ile karşılaştım.

Çok sevinmiştim.

Cevabım hazırdı.

O gün ve o saat gelip çattığında ilkdefa tanışma heyecanım artmıştı.
Çünkü katılımcı dostların bir çoğu fotoğrafını kullanmamışlardı ana sayfalarında.
Onları bedenlerinden tanımak ta mümkün değildi! (Sayın Pirmete Bey gibi)

Belirtilen saatten önce Ankara'nın oksijen deposu konumunda olan eymir tesislerine doğru yola koyuldum.

Pirmete beyin erken gelenlerin göl kenarında gezinti yapması tavsiyesine uymuştum. Ama ne mümkün! göl buz tutmuştu ve soluduğumuz hava resmen buz yutma etkisi yaratıyordu!

Tesislere giriş yapmak öyle çok kolay ve halka açık bir sistem değildi.
Milliyet blogdan mı geliyorsunuz dediklerinde onore oldum tabiki. Ey Pirmete bey dedim içimden!

Tek kelimeyle harikasın.
Sağolsun araç plakalarını hiç üşenmeden bildirmiş ve bağevi restoranda yerlerimizi ayırtmışlar.

Bağ evi giriş kapısındaki garsonlara MB yazarı arkadaşlardan gelen olup olmadığını sordum.
Bir kişi var dediler; yukarıda oturuyor.

Tamamı ahşap bir yapıdan oluşan binanın en üst katına tırmanırken Ya dedim Talip bey yada İbrahim bey ise yukarıdaki kişi.
Fırçayı hakettim davetlerine icazet etmemekle!

İbrahim Pekbay Bey mavi gözlerinin gülümsemesiyle karşıladı beni ve niye gelmedin diye fırçaladı.

Valla çıbık (çubuk) turşusunu kaçırdın.

Ve arkasından bende kayseri pastırması getireceğim sözümü yerine getiremedim diye ekledi!

Oh be dedim tek suçlu ben değilmişim! İnşallah bundan böyle iki elim kanda olsa katılacağım kendimi afettirmek için. Çok geçmeden kafasız fotoğraf karşımdaydı (Sayın pirmete bey).

Yav bir insan bu kadar mı şeker olurdu?

Yanında pek sayın Hoşsada hanım ve beraberinde Neşe Evrim ile Serap İnce hanımefendi ile birlikte kapıdan girmişlerdi.
Pirmete Bey arabasıyla Nezom hanım ve eşini alıp geleceğini söylerek gittiğinde nezaketini yinelemişti!

Çok geçmeden Yıldız Demirel hanımefendi ve değerli eşleri Kadir bey teşrif ettiler.
(kendimi bir anda Ümit Besen gibi hissettim tıs taka tıs taka!)

Hatiice hanımefendi ve yakınlarını takiben A-siyazar bey ve değerli eşinin teşrifleri ile kadronun tamamlandığını düşünürken Sayın Talip Bölükbaşı ve Erol beyin kapıdan girmesiyle çoşkumuz doruğa ulaşmıştı.

Şef garsonun emirleriniz nedir? sorularına nihayet cevap verecek haldeydik! Ara sıcak yemekleri ve çeşitli içkiler vs ziyafetimiz sonrasında mumlu kutlama pastasının gelmesi sürprizini yaşadık!

Sıra eğlenmeye gelmişti.

Değerli Avukatımız Neşe Evrim hanımefendinin olağan üstü dans performansı hepimizi büyüledi.

El çırpmak dışında fazla bir katılım sağlayamadık! Kadir Demirel beyin nostaljik şarkılarına eşlik ederken pek mutlu olduk. Nihayet fasıl heyeti programına başlamıştı.

Enerjimiz sabaha kadar yetecek düzeyde devam ediyordu.
Ancak kapanış saati kuralına uymak zorundaydık.

Milliyet Gazetesi editörlerinden bir temsilcinin olmaması en büyük eksiğimizdi aslında!

Her şeye rağmen Asker uğurlaması tadında kucaklaşarak ayrıldık!

Yeni buluşmalar temennilerimizi daha o andan itibaren özleyerek...

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..