MB ses getirdi...

Karadenizin şirin ilçesi Bartın. Doğanın yeşilliğinden, toprağa adım atacak yer bulunamayan Bartın. Ellerinde sandalye, oturak, ne varsa aile boyu taşıyarak futbol maçı seyretmeğe gelen Bartınlılar. Hakemin maçı durdurup, elbirliği ile sahaya giren inekleri kovalayan Bartınlılar. Ve Zonguldak, Karabük gibi dev takımları yenen bir Bartınspor. Ve onun tek seçicisi, top toplayıcısı, aynı zamanda Başöğretmen olan bir Şaban Dalay Hoca’nın şaha kaldırdığı bir takım. Şimdi mi? Bartınspor 3 ncü ligde bile değil. Amatör kümeden de düşmek üzere. Bir il’e yakışır mı? İl olmakla hep övünüyorlar ama!

Tek başına yıllarca Federasyon gibi çalışan bu Şaban Hoca’ya, istedik ki vefa borcu ödensin. Stadyuma ismi verilsin. Veya bir büstü yapılsın, sokaklara adı verilsin. Gençlere örnek olunsun!

Tuttuk Bartın Belediye Başkanı’a bu sütunlarda açık mektup yayımladık: ‘ Siz Cemâl Akın. Şaban Hoca’nın köteğini hiç yediniz mi?’ diye başladık. Zira Şaban Hoca, Bartınlıların yarısından çoğunu pataklamıştır. Devamla da: ‘ Bartın’ın onur’u olmak istemez misiniz? Şaban Hoca için harekete geçiniz. Bir vefa borcunuz vardır Bartınlı olarak, onu ödemelisiniz. İşin takipçisiyiz’ diye de bağlamıştık

Hatta bir de, sehpalarda tavşana mani çektirirler ya, onun gibi de Bartın kokan, biz de az buçuk Bartın ‘ Yangunu’ olduğumuzu belirtecek bir mani de döşenmiştik. Mektubumuz tesirli olsun diye. Ve de sormuştuk akabinde: ‘ Sayın Başkanım Akın. Siz hiç böyle, güle oynaya, yanarlı, dönerli, manili, hatıratlı, kıssadan hisseli, 36 kısım tekmili birden, pataklı, kötekli, sazlı, sözlü ve şiirli dilekçe aldınız mıydınız hiç? Alsanız da, almasanız da, gereğini yapın lütfen!’ demiştik. Resmi kişilere klişe lâflarla müracaat ettiniz mi, işiniz topal ördek gibi aksar. Maksat, kafalarda iz yapmaktır. Ben bu yolu çizdimdi ve şöyleydi o şiir:

‘’Gııız / Kavşak Suyu’nun başında / Seni biyo / Öpüveresim geliyo / Ne deyom biliyo musuy? / Aladağdan bayır aşağı / Bi goyuversek kendimizi deyom / El ele / Hemi de uçmaklı / Başında yemenin / Yanağında al benin / Bi şalvar / Bi şipidik terlik / Uydurduk mu ayağına / Bartın gibi yerde / Geçinir giderdik / Aladağ’ın en tepesinde / Güzelim gözlerinde / Uçuşurdu bulutlar / Boğaz’ın maviliği , aksederdi gözbebeklerine / Akşamlar heç bitmezdi / Sen yanımda olunca…’’

Şiir uzayıp gidiyor. İçinde geçen özel isimler ve şive, Bartın’ın ta kendisi olmaktadır. Bunun için bu örneği vermiş oldum.

Eski Belediye Başkanı, şimdi vekil olarak Ankara’ya giden Rıza Yalçınkaya’ya da anlattığımız halde, durumdan vazife çıkarmadılar. Bir kulaklarından girdi, öbür kulaklarından çıktı lâfımız. Siz yeni seçildiniz. Başkan olarak vazifenizi yapınız. İşin takipçisiyiz dedik.

Bartın B. Başkanı Cemâl Akından, ses geldi. Bize yazıp gönderdiği yazı şöyle:

Sayın Muzaffer Cellek,

Bartın ile ilgili yazılarınızı takip ediyor, anılarınızı, fikirlerinizi, okuyorum. Bartın'ın tanıtılmasına sağladığınız katkı için teşekkür ederim. Önerilerinizi de dikkatle inceliyoruz. Şaban Dalay'ın büstü yapılması konusunu dile getirmişsiniz. Bartın'a önemli hizmetleri bulunan kişilerin büstlerinin yaptırılması ile ilgili genel bir çalışmamız olacak. Bu çalışma içinde önerinizi değerlendireceğiz. Gösterdiğiniz duyarlılık için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. 16.06.2009

CEMAL AKIN
BARTIN BELEDİYE BAŞKANI

TBMM’ den de Rıza Yalçınkaya aradı. Telefonda: ‘ Şaban Hoca için, benim belediye başkanlığı dönemimde uğraş verdim. Bir kısmını da kopardım. Sonra seçildiğimiz için, meclisteyiz. Bartın için gösterdiğiniz vefa duygusu, örnek bir davranış. Duruma vaziyet edilerek gereği yapılacaktır. Hiç merak etmeyin’ diye buyurdular.

Her ikisine, duyarlılıklar için, MB. ’ Yazanı’ olarak teşekkür ederim.

Şimdi Bartın, Türkiye’ nin en küçük ili. Bakaciz…Göreciğiz…