Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '09

 
Kategori
Blog
 

MB sohbet toplantısı 5 çok güzel geçti.

MB sohbet toplantısı 5 çok güzel geçti.
 

Sayıdan ziyade gelenler önemli.


Saat 12:00 olmuş ben daha aşağı inmemiştim. Pencereden baktım, ne gelen var ne giden. Fethi bile biraz ümitsizdi. Masa düzenini hazırlamamıştı daha.

Bu yazının başlığı kafamda oluşmaya başlamıştı. "TOPLANTIMIZ FİYASKO İLE NETİCELENDİ. BURAYA KADAR" Ama Allah'a şükür öyle olmadı. Ama ne yalan söyleyeyim saat 15:00'e kadar bu düşünce kafamda iyice yer etti. Bende surat mahkeme duvarı gibi. Çok üzüldüm tabii. O kadar emek boşa gitmek üzereydi.

İlk olarak saat 12:30 civarı Adem Çalışkan arkadaşımız geldi. Ağzım kulaklarıma kadar açıldı, sevinç çığlığı atacaktım. DAha sonra Arif Erbabı geldi.. Şükrü Bey de oradaydı. Birer çay içtik filan. Arif Erbabı ile Adem arkadaşlarım beni teselli ettiler. "Sağlık olsun, bir sebebi vardır, konuşuruz!" dediler. Ama hep başka konulardan konuşuldu.

Bu arada sempatik dostumuz Şahin Karadeniz ve devamlı gülümseyen, nur yüzlü eşi Ferhan Karadeniz geldiler. Daha sonra, genç, sempatik bir arkadaşımız geldi, kendisini tanıttı. Deniz Yakut'tu bu arkadaşımızın ismi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nde İngilizce öğretmenliği tahsil ediyor. Pırıl prıl, gözlerinden zeka fışkıran bir genç.

Şahin Bey, Ferhan Hanım ve Adem arkadaşımızın ortak dostları varmış Bursa'da. Epey bir sohbet ettiler bu konularda.

Ben sıkıldıkça suyu kalmamış limona döndüm. Ama söylemedim de. Dernek konusu ile ilgili hiç konuşamadık. Bu iş bitti galiba, diye düşünmeye başladım. Bu arada matematik öğretmenliği tahsilini yeni bitirip kamuda çalışmaya başlayan Musta E. arkadaşımız geldi. Onunla daha birbirimize yorumlar yazmıştık diye hatırlıyorum.

Bu arada biz tam 7 kişi olduk. Bekle Allah'ım bekle! Kimse başka gelmiyor. Konuya da girilmiyor. Biraz sonra kalkıp gider misafirler, ben orada kafasına bir kazan su dökülmesine rağmen ıslanmayan ama kafasına düşen kazanın etkisiyle yerlerde inleyen bir duruma mı düşerdim artık, bilmiyorum.

Bereket versin, korktuğum başıma gelmedi, ne su döküldü ne de kazan düşürüldü.

O her zamanki gülümseyen, şen, şakrak tavırlarıyla etrafına pozitif ışık saçan Gülgün Karaoğlu arkadaşımız geldi. Toplantının ölü havası gitti, ortaya canlılık yayıldı. Benim surat da mahkeme duvarı olmaktan çıktı yavaş yavaş. Biraz sonra derneğin akıbeti hakkında konuşmaya başladık. Herkes düşüncelerini belirtti, birbirimizi saygıyla dinledik ve kendi önerilerimizi sunduk.

Orada bulunan 8 kişi de tam destek sözü verdiler. Bu arada Şükrü Bey'le de konuştum, belki de yıl sonuna kadar, kira konusunda sabredecek. Bu durumda ben, telefon, elektrik, su masraflarımı ödeyerek sürdüreceğim çalışmalarımı.

Toplantıya katılımın az olmasına sebep olarak bazı arkadaşların bana cephe almış olabilecekleri, yemekli toplantılara, eğlence filan olmayınca isteğin az olduğu, vatandaşın masraf ederken çok dikkatli olduğu söylendi. Hepsini saygıyla dinledim. Arkadaşlarımın önerilerini dikkate aldım.

Neticede Bayramdan sonra ilk pazar günü, tekrar burada Şükrü Bey'in Yeri'nde yemeksiz bir sohbet toplantısı yapmaya karar verdik. Yönetim Kurulunu belirleyeceğiz. Kimseden de bir ücret talep edilmeyecek, herkes içtiği içecek kadar ödeme yapacak garson arkadaşımıza.

Toplantılarımızı burada yapmamızın tek sebebi, burada resmiyetin olmamasıdır. Kendi yerimiz gibi davranabiliyoruz. İstediğimiz kadar yüksek sesle konuşabiliyoruz. Yoksa kimsa kimseye para kazandırmak için bir şeyler yapmıyor. Ben asla böyle davranışlarla dostlarımı satmam.

Bu arada bugün en az yarım saat bu toplantının başka nerede yapılabileceği düşünüldü, kimse daha uygun bir yer bulamadı. Bunu da burada belirtmiş olayım, dedim.

Sağlık durumum hemen hemen düzelmiş durumda. Haziran başından beri 6 aydır neler çektiğimi, nasıl hareket edemediğimi kimseye yazmadım. Ama burada belirteyim. Bana inanmakta zorlananlar Ali Haydar Özkan'a bir mesaj atıp sorabilirler. Hep yanımdaydı. O olmasaydı ihtiyaçlarımı gideremiyordum, sağolsun!

Durum bundan ibarettir. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Mustafa Mumcu, Milliyet Blog, 11 Ekim 2009

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..