Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '08

 
Kategori
Blog
 

MB ve Emek

MB ve Emek
 

Ufacık hırslar uğruna ayak altına alınan emekler asla yok sayılamaz.


Bu güne kadar çeşitli yazılarla dile getirilmeye çalışılan bir konuyu ele almak istedim. İçten içe kınasam da alıntı/çalıntı bloglar hakkında fazla yorum yapmamaya çalıştım. Ancak bu gün tesadüfen şahit olduğum bir yazıdan sonra kendimi daha fazla tutamayacağımı bildiğim için bu konudaki düşüncelerimi buraya dökmek istedim.

Bloga 18.08.2006 tarihinde üye oldum. 200’ün üzerinde yazım yayında şu anda ve hepsi de her kelimesine kadar yüreğimden ve beynimden süzülenlerdi. Buraya üye olup yazanlar çeşitli amaçlara sahip olabilirler. Bu konunun detayına girmeye pek niyetim yok. Defalarca yazıldı çünkü bu detaylar.

Neredeyse MB kurulduğundan bu yana üye olanlar ve aralıklarla bile olsa gerçekten emek vererek bu sitenin aşama kaydetmesinde payı olduğuna inandığım onlarca yazı ve düşün emekçisi arkadaşım var burada. Ve hala aynı şekilde yazılarını yayınlamaya devam ediyorlar. Gerek şiir gerekse öykü, roman veya deneme türlerinde kitapları olan çok değerli arkadaşlarımız da bu site bünyesinde emek veriyorlar, değerli yazılarını ve şiirlerini bizlerle paylaşıyorlar. (Buradaki paylaşma; dilimize dolanan anlamında paylaşma değil; gerçekten de çaba sarf etsek bile ulaşamayacağımız yazıları bize sunuyorlar.)

Öykü ve şiirler yayınlanmaya başladığından bu yana blog adedi oldukça arttı. Üye yazanlar da aynı şekilde artarak devam ediyor. Editörlerimiz açısından kontrolü oldukça zor bir durumda olduğumuzun farkındayız hepimiz. Bu durumda biraz da birbirimizi denetler hale gelebiliyoruz. Hata bildir butonu da burada devreye giriyor zaten.

Bugün ilk kez bu butonu kullanmak istedim. Ancak Outlook çalışmadığı için durumu bir maille editörlere bildirmek istedim. Ve mailimi yazdım. Mailde dedim ki: Bu kadar da olmaz gerçekten olmaz. Nietzsche'nin sevgilisi Salomeye gonderdigi bir mektuptan alıntı olan ve şu anda bir rock parçası olarak çok sevdiğim bir şiiri görünce, bu şekilde yayında olması MB’nin içinde bulunduğu durum açısından son derece üzücüdür.

Gerçekten de bu kadar olmaz! E-posta olarak hemen hemen her gün hepimize gelen yazıları zaten burada blog görmeye alıştık. Ama Nietzsche’ye ait bir şiir de sahiplenilemez ki kardeşim. Pes dedim, gerçekten de pes yani. Bunu bu şekilde buraya şiir kategorisinde girmenin (şairin adı verilmemiş, metin yok; doğrudan blog yazarına aitmiş gibi yayınlanmış) amacı gerçekten ne olabilirdi. Emin olmak için Google’de sözleri arayım dedim, baktım ki söz konusu blog üst sıralarda….

Yoğun bir gün geçirdiğim için konuyu MB editörlerine e-posta ile iletip dışarı çıktım. Geri döndüğümde MB’den yanıt postası gelmiş mi diye baktım, yoktu. Ama blog yayından alınmıştı. Blogun yayından alınması bile beni rahatlatmadı.

Çünkü burada gerçekten emekçiler var…Ama görüyorum ki emeğe saygısızlık her yerde var.

Sadece kınıyorum bu tür blogları yazan kişileri, gerçek emekçilerin haklarını gasp ettikleri için. Aslında bu hislerle çok daha fazla şeyler de söylemek istiyorum ama…

Ben burada Sn.Cansın Erol’u görüp, mütevazi bir şekilde şiirlerini bizlerle paylaşmasından ne kadar gururluysam; Nietzsche’yi sahiplenecek kadar otokontrolden uzak olanların varlığından rahatsızım. Bunu düpedüz emeğe saygısızlık olarak nitelendiriyorum. Başka bir ad bulamıyorum.

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..