Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '17

 
Kategori
Eğitim
 

MEB'den ÇARPICI BİR PISA RAPORU

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAN ÇARPICI BİR PISA RAPORU!

Bilindiği gibi, üç yılda bir yapılan her PISA sınavından sonra eğitime dair çok sayıda veri yayımlanmaktadır. Katılımcı ülkeler yayımlanan bu verilerden derleme yaparak kendi ulusal raporlarını oluşturmaktadır.

Türkiye de böyle yapmaktadır.

Ülkemizin bugüne kadar katıldığı PISA sınavlarına dair raporları incelemek isteyen herkes meb.gov.tr sitesine girerek Türkiye’nin karnelerini görebilir.

MEB sitesinde yayımlanan son ulusal rapor 2015 PISA verilerini içermektedir. 56 sayfadan oluşan raporda Türkiye’nin eğitim karnesi, çok sayıda grafik, tablo ve şekil kullanılarak anlatılmış. Raporda yer alan verilerin her biri, üzerinde kafa yormayı gerektirecek kadar önemli. Ancak bunlardan 31nolu grafik ile 7 nolu tablodaki tespitlerin bilinmesini öncelikli bulduğum için özetleyip paylaşmak istedim.

PAYLAŞTIĞIMIZ GRAFİK VE TABLODA NELER VAR?

31 nolu grafik ile bu grafiği tamamlar nitelikteki tabloda, ülkelerin, haftalık ders saati sayısı ile okul saatlerinden sonra öğrenme için harcadıkları zaman ve bu toplam zaman karşılığında PISA Sınavında elde ettikleri puanlar yer almaktadır.

 Çocuklarımızın onca zaman ve emek harcamalarına rağmen neden başarısız olduklarını sorgulamadan önce bu tabloyu incelemekte yarar bulunmaktadır.

(Veriler, PISA 2015 Ulusal Raporu’nun 7 nolu tablosundan alınmıştır)

 

 

ÜLKE

Programdaki haftalık toplam ders saati sayısı

Okul sonrasında öğrenme için ayrılan zaman. Ödev vb. (saat)

Toplam öğrenme zamanı

Toplam öğrenme zamanının her saati için aldığı fen puanı

Toplam öğrenme zamanının her saati için aldığı okuma puanı

Toplam öğrenme zamanının her saati için aldığı matematik puanı

 

Toplam öğrenme zamanının her saati için aldığı fen, okuma ve matematik puanı ortalaması

 

 

OECD ülkeleri ortalaması

26,9

17,1

44,0

11,2

11,2

11,1

 

11,2

 

TÜRKİYE

25,9

24,5

50,4

8,4

8,5

8,3

 

8,4

 

 

ALMANYA

25,511

11,0

36,5

13,9

13,9

13,8

 

13,9

 

FİNLANDİYA

24,2

11,9

36,1

14,7

14,6

14,2

 

14,5

 

TUNUS

30,1

25,6

55,7

6,9

6,5

6,6

 

6,7

 

DOMİNİK CUM.

25,1

25,0

50,1

6,6

7,1

6,5

6,7

 

 

ÖNCE TABLOYU OKUYALIM

  1. Türkiye’nin de üyesi olduğu Finlandiya’dan Şili’ye, Yunanistan’dan Yeni Zelanda’ya kadar OECD ülke öğrencileri, haftada ortalama 44 saat zaman harcayarak, PISA Sınavında saat başına üç dersten ortalama 11,2 puan almıştır.
  2. Türk öğrenciler ise, OECD ortalamasından daha fazla zaman (50,4 saat) harcamalarına rağmen, ortalamanın çok altında (8,4) puan almıştır. Bu sonuçlar sadece öğrencilerimizin değil, aynı zamanda öğretmenlerimize ait emeğin de karşılık bulmadığını göstermektedir.
  3. Eğitim sistemlerini görece daha bilimsel temele oturtmuş ülkelerden Finlandiya ve Almanya’nın harcadığı zaman Türkiye’den daha az olduğu halde, aldığı puanlar neredeyse Türkiye’nin iki katıdır.
  4. Daha da düşündürücü olan ise, çoğumuzun haritada yerini bile bilmediği Dominik Cumhuriyeti ile Türkiye arasında sadece iki puan fark olmasıdır.

PISA NELERİ ÖLÇMEKTEDİR?

Yukarıdaki tabloyu doğru yorumlayabilmek için PISA Sınavlarının neyi, hangi yapıyı ölçtüğünü bilmek gerekir. Bu konuda yapılan açıklama içinde, uzmanların şu tanımlaması işin özeti niteliğindedir:

PISA sınavları, seçeneği işaretleyenleri değil, seçenekleri oluşturabilenleri seçmektedir.

Bu ifadenin açılımı şudur: Yaşanabilir bir dünyanın ihtiyacı soran, sorgulayan, okuduğunu anlayan, yorumlayan, çıkarım yapan, akıl yürüten, sentezleyen, sorun çözen bir insan modelidir. PISA Sınavları bu modeli desteklemek ve insan niteliğine katkı yapmak üzere düzenlenmektedir. PISA, bu sınav özelinde, 15 yaşındaki gençlerin ülkelerinde aldıkları eğitimle yukarıdaki zihinsel becerileri ne oranda kazandıklarınısaptamakta ve geri bildirimde bulunmaktadır.

PISA, ÖĞRENCİLERİ NASIL DERECELENDİRMEKTEDİR?

Sınavı düzenleyenler, becerilerini ölçtükleri öğrencileri altı düzeyde gruplamaktadır. Zihinsel becerileri en yüksek öğrenciler altıncı düzeyde değerlendirilmektedir.

Düzeylere göre incelendiğinde, sınava katılan Türk öğrencilerin yoğunlukla alt düzeylerde kümelendiği, önemli bir bölümünün de düzey altında kaldığı görülmektedir.

Cevaplanması gereken soru Şu: Türk öğrenciler öğrenme için daha fazla zaman ve emek harcadıkları halde, neden daha başarısız olmaktadır? Aynı soru bizim durumumuzda olan diğer ülkeler içinde geçerlidir.

BİR TESPİT BİR ÖNERİ

Şu gerçeği artık herkes kabul etmelidir:

Türk Eğitim Sistemi, kurgu ve işleyişi bakımından tam anlamıyla ezberdir ve ezber eğitimle PISA’nın ölçtüğü becerileri kazandırmak kesinlikle mümkün değildir. Bu iş, Hollanda’nın, Finlandiya’nın ya da başka ülkelerin programlarını kopyalayıp Türk Eğitim Sistemine yapıştırmakla olmaz! Nitekim on yıldan beri, kopyaladığımız o programları uyguladığımız halde PISA sonuçlarımızda bir değişme olmadı.

Bunu Milli Eğitim Bakanlığı da kabul etmekte ve her sınavda yaşadığı başarısızlığı ulusal PISA raporlarıyla kendi tarihine not düşmektedir.

Şu gerçeklerin altını bir kere daha çizelim:

Ezber eğitim, öğrenme kuramlarıyla çelişen verimsiz bir döngüdür.

Bu döngüden çıkmadıkça öğretmen ve öğrencilerimize ait emeğin boşa çıkması çok doğaldır.

Bu döngüden çıkmadıkça nitelikli insan, nitelikli yurttaş yetiştirmek olası değildir.

Ezber döngüsünden çıkmak ise eğitim sisteminde yer alan bütün bileşenlerin paradigma değişikliği yapmasıyla mümkündür.

Bu yeni paradigma, yaparak yaşayarak, yani ezbersiz eğitime göre algımızı tümüyle değiştirmektir.

Bunun için de öğretmenden veliye, eğitimi düzenleyenlerden yöneticilere kadar sistemdeki tüm bileşenlerin kendini yeniden formatlaması ön koşuldur.   

Ali Rıza ÇATAL- Eğitimci 

 
Toplam blog
: 13
: 341
Kayıt tarihi
: 23.11.13
 
 

Munzur dağlarının eteklerinde, suların yeryüzü yolculuğuna başladığı bir köyde doğdum. Evlerimizi..