Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '08

 
Kategori
Eğitim
 

MEB'den ücretsiz kitap uygulaması ve yarattıkları

MEB'den ücretsiz kitap uygulaması ve yarattıkları
 

MEB kitap deposu


Türkiye Cumhuriyeti devleti 2002 yılından bu yana ilköğretim, 2006 yılından bu yana da ortaöğretim kurumlarında eğitim ve öğretim gören tüm öğrencilere ücretsiz kitap dağıtıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in aktarımlarına göre dağıtılan kitap sayısı 571 milyonu geçmiş. Anayasamızda yer alan devletimizin temel unsurlarından sosyal devlet anlayışının gelişmesi açısından çok olumlu bir adım olarak görüyorum. Ancak sadece dışarıdan bakıldığında olumlu görülebilecek bir çalışma.

Projenin en az olumlu kısmı kadar olumsuz yanları da var. İlköğretim okullarında İngilizce dersinin dördüncü sınıflarda öğretilmeye başladığı dönemlerde bende ilköğretim öğrencisiydim. İngilizce eğitimine ilköğretim dördüncü sınıfta başlayan yeni nesil çocuklarından biri olduğum söylenebilir. İngiliz eğitim sisteminde olan öğrenci kitabı ve çalışma kitabı mantığı ile bizler öğrenci kitabından konuları derslerde işler; ardından konuya uygun uygulamaları çalışma kitabından öğretmenin verdiği ödevlere göre evde yapmaya çalışır, İngilizceyi sözde pekiştirirdik.

Günümüzde geldiğimiz noktada MEB bu sistemi iyice içselleştirilmiş gözüküyor. Sistem İngilizce dersinden sonra ilköğretim okullarındaki tüm derslere uyarlanmaya çalışılmış.

Bakanlığın ücretsiz kitap dağıtımı kamuoyunda çeşitli tartışmaları alevlendirdi. Benim öğrenci olduğum dönemlerde de keşke ücretsiz kitap dağıtılsaydı da bizler elimizde kitap listeleriyle o kırtasiyeden diğerine koşturup kitap aramak zorunda kalmasaydık diye düşünmeden edemedim açıkçası. Ancak dağıtılan kitapları gördüğümde bu düşüncemden anında sıyrıldım. Bizim dönemimizde tüm okullar komisyonlar kurar kendi okutacakları kitapları seçerlerdi. En azından kendi öğretmenlerimizin seçimleriyle uygun kitaplarla öğrenimimizi sürdürürdük.

Çok yakın bir zamanda bir aile dostumuzun altıncı sınıfa giden oğullarına Sosyal Bilgiler ve Türkçe dersleri vermeye başladım. Amaç her sene sonunda yapılacak Seviye Belirleme Sınavında (SBS) başarıyı sağlamaktı. Ders anlatmaya başlamadan önce okulda eğitim gördükleri ders kitaplarını vermesini istedim. Önüme her dersten iki farklı kitap geldi. Her dersin bir öğrenci bir de çalışma kitabı vardı. Aklıma geçmişteki İngilizce derslerim geldi. Aynı sistem burada uygulanmışa benziyordu. Kitapların içeriğine baktığımda bol resim az yazı mantığıyla çocuklara sözde araştırma mantığı yerleştirilmeye çalışılmış; ancak içerikte yer alan yazıların çocuklara fazla bir şey katması olanaksız görünüyordu. Her konuyla ilgili araştırma ödevlerinin olması dışarıdan bakıldığında güzel ama günümüz internet çağında iki tuşla kopyala yapıştır yapmayı bilen çocuklara hiç de araştırma ruhu kazandıramıyordu.

Kitapların içeriğinin zayıf olması ilk bakışta benim dikkatimi çekebiliyorsa bunun farkına varabilen tek kişi ben değilimdir diye düşündüm. Bu konuda haklı olduğumu öğrencinin ağzından bizzat duydum. “Bu kitapları derste işlemiyoruz, öğretmenimiz yardımcı kitap aldırdı oradan işliyoruz.” Devletimizin bu kitaplara basım ve dağıtım için ayırdığı kaynak 318 milyon YTL! Bu kaynağın ne kadar işe yaradığı bir öğrencinin ağzından ne de güzel belgeleniyor aslında. Yardımcı kitap adı altında her türlü kaynağın öğrenciye aldırılması Milli Eğitim Bakanlığı genelgeleriyle -sözde- yasaklanmış durumda.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitapları içeriklerini en kısa zamanda ciddi anlamda tartışması gerektiğini düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..