Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '11

 
Kategori
Mizah
 

Meclis Arena’da hangi “ilk” yaşandı?

Meclis Arena’da hangi “ilk” yaşandı?
 

“Arena” sözcüğünü çok severiz. 

Futbol söz konusu olunca da, iştahımız daha bir kabarır. Hoş, futbolseverler, bu akşam Hırvatistan’ı yeneriz düşüncesiyle büyük bir iştahla “Arena”ya koşacaklar.

Koşulacak yerin resmi adı “Türk Telekom Arena”, ama fiyakalı olsun diye “Arena” diyoruz.

Başkalarının bulduğu adı, başka yakıştırmalarla vermeyi de pek severiz. Bu sevgiden ben de nasiplenmek istedim. Bu istek de beni, geçici bir süre için, “Meclis Arena” adını bulmaya, kullanmaya götürdü.

Dilerseniz, “Meclis Arena”ya bir yolculuk yapalım, “rehber”iniz de ben olayım!

*****

“Meclis Arena”, “yasa yapma” işleri KHK’yle yapıldığı için, sessiz; öyle gürültülü patırtılı değil. Geçenlerde Metin Metiner, “Saltanat gitti, faşizm geldi” dedi de, kıyamet koptu, kavgaya ramak kaldı. Sonunda Metiner,  özür diledi de, iş tatlıya bağlandı.

"Meclis Arena", dün farklı bir sahneye tanıklık etti. “İlk”lere yeni bir “ilk” eklendi, muhalif bir milletvekilini iktidardan bir başka milletvekili kürsüden ite kaka/ yaka paça attı.

Taraftar çoğunluğu mutluydu!

“Kürsü dokunulmazlığı”nın ayaklar altına alındığından dem vuruldu.

Başrollerde göze batan önce bir, sonra iki, daha sonra da üç kişi vardı. Soyadları da, olanlara bakılırsa, davranışlarla hiç de bağdaşmıyordu.

“İlk”e, “mizahi” açıdan bakarak, olanları hafifletelim, kafa bozmayalım, dedik.

Tamamsak, açıklamalara başlayabiliriz:


Başrolde üç kişi dedik: Yakut, Genç, Uslu!

Dedik ya, hiçbiri de, o an için “soyadları”na uygun değil.

“Genç”, yaşlı; “Uslu”, kabadayı...

Önce, Genç konuşuyor, elinde bir fener. Yakut, Genç’in sözünü minder dışına çıkıyor diye kesiyor. Bu da yetmiyor, hızını alamıyor, taraflarına, pardon oy hakkı olanlara, Genç konuşsun mu konuşmasın mı oylaması yaptırıyor. Genç, oylamayla susturuluyor. Ama kürsüden inmek, pardon gitmek istemiyor.

Bu arada Uslu, uslu durmuyor, yerinden ok gibi fırlıyor, atıyor Genç’i yerinden, Genç savruluyor bir köşeye. Yakut, tepkiler üzerine, Uslu’ya “kınama” verilip verilmemesini oya sunuyor; Uslu, oy çokluğuyla aklanıyor, “kınama”dan kurtuluyor, alkış alıyor.

“İlk”ler içe içe yaşanıyor!

Görev aşkı, başkan idare amirlerini görev çağırıyor ya, Uslu’yu “uslu”luktan çıkarıyor. İşçi temsilcisi Uslu’ya, sonra başkalarına sorulacak sorular akla takılıyor.

Tuh, yayın kesildi!...

Ne yazık ki, tekrarı yok!

TURGUT ÇELİK/ Mersin (Geçici olarak İstanbul)

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..