Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '09

 
Kategori
Haber
 

Meclis Başkanı Seçimlerinin Düşündürdükleri

Meclis Başkanı Seçimlerinin Düşündürdükleri
 

AKP, her zaman olduğu gibi, yine antidemokratik bir yaklaşım içinde meclis başkanını seçtirdi.

Önce spordan sorumlu devlet bakanı olarak kabineye giren, fakat spor konusunda yetersiz olduğu düşünülerek adalet bakanlığına atanan, daha sonra da bu görevi de elinden alınan Mehmet Ali Şahin, başbakanın hiç kimseyi dinlemeden aldığı kararla meclis başkanı seçildi. Buna seçilmek denirse artık. Başbakan “Bu adam meclis başkanı olacak!” diye kükredi parti toplantısında ve AKP’lilerin de 338 tanesi başbakana karşı gelme cesaretini bile gösteremeyecekleri için Mehmet Ali Şahin başbakan tarafından atanarak meclis başkanı oldu.

Oysaki bundan önceki seçimlerde Köksal Toptan meclis tarafından seçilmiş ve muhalefet partilerinin de desteğini alarak 450 oyla başkanlığa gelmişti. Bu seçimlerde de bu tür bir mutabakat sağlanarak meclis başkanının niçin seçilmediği de insanın aklına birçok soru işareti getiriyor.

Tripot’un üçüncü ayağı da bu sayede tamamlanmış oldu. Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığıyla başlayan süreç, Abdullah Gül’ün, MHP’nin de katkılarıyla, cumhurbaşkanı seçilmesiyle doruk noktasına ulaşmıştı. Şimdi de aynı köklerden gelen bir kişinin meclis başkanı olmasıyla ülkenin en tepesindeki kurumlar, ortak bir zihniyette birleşerek, amaçlarına daha da hızlı bir şekilde ulaşılma ideali için köklü bir değişim yaşanmış oldu.

Burada kısa bir açıklama yapmakta da fayda var. Mehmet Ali Şahin adalet bakanıyken yerel seçimler için halkı “AKP’ye oy vermezseniz hizmet alamazsınız!” şeklinde tehdit etmişti. Adalet Bakanıyken bile tarafsız olamayan birinin meclis başkanıyken tarafsız olması beklenebilir mi?

Türkiye her zaman işinin ehli kişilerin olması gerektiği yerde olmadığı, ama her türlü çıkarcı düşünceye sahip olan kişilerin olmaması gereken yerlerde olduğu bir ülke olmaya devam ediyor. Kimse adalet bakanlarının, meclis başkanlarının, başbakanların, cumhurbaşkanlarının tarafsız olmasından, bu kurumların en tepesinde bulunabilmek için çok yeterli olması gerektiğinden bahsetmiyor. AKP çıkıyor milli görüş gömleğini kazağının altına gizlemeyi başaranları cumhurbaşkanı da, meclis başkanı da, adalet bakanı da yapabiliyor. Bunu yaparken de hiçbir şeyden çekinmiyor. Ülkenin çıkarlarını göz ardı ediyor ve kendi amaçlarına hizmet edecek kişileri bir araya getirip, kendi Türkiye’sini oluşturmaya çalışıyor. Buna rağmen Anayasa mahkemesi bile sadece para kesme cezası veriyor. Muhalefet partileri yapıcı öneriler yerine AKP’nin istediği gibi kararlar almasına zemin hazırlıyor. Dış güçler büyük bir hararetle AKP’yi destekliyor ve halk da olanları sineye çekip yine onlara oy vermeye devam ediyor. Bu kadar yanlışın bazı kesimlere koz sağladığı bir dönemde adalet, tarafsızlık, demokrasi beklemek ne mümkün?

Yeni yasama döneminde AKP’ye oy vermeyenleri tehdit edebilecek kadar ileri boyuta ulaşan, spordan sorumlu devlet bakanlığından da adalet bakanlığından da alınan, milli görüşten gelen bir meclis başkanıyla işlerin, onlar için, ne kadar kolay olacağını hep birlikte göreceğiz. Ama bu sayede ülkeye verilen zararların geriye dönüşü olmadığını da geç fark edip kafamızı duvarlara vuracağız.

Tuna BAŞAR

http://izmirligozuyle.blogcu.com

 
Toplam blog
: 250
: 411
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

1985 yılının soğuk bir Ocak sabahında gözlerimi dünyaya açmışım. Gerçek ismim Mustafa. Sıradanlık..