Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '18

 
Kategori
Güncel
 

Meclis Hükümet Sistemi(1920)'den; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi(2018)'ne...

Meclis Hükümet Sistemi(1920)'den; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi(2018)'ne...
 

M. Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan...


98 Yıllık Bir Süreçte, "Siyaset ve Demokrasi" Tecrübemiz ve Günümüz...

 

Başlarken...

Türkiye'nin kayıtlı 56.3 milyon seçmeni, 24 Haziran 2018, "Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri"nde, demokrasinin kendisine tanıdığı "yöneticilerini seçme" hak ve görevini, bilinçli ve sağduyulu bir şekilde kullanmış; oyunu "ülkesinin istikrarı ve huzur" için yönlendirmiştir..

Bu seçimlerin sonucuna bakınca, 98 yıllık "siyaset ve demokrasi" tecrübemiz sanki son evresine gelmiş, "Yeni ve Büyük Türkiye" hedefine atılan önemli bir adım olmuştur...

Bu seçimle, öteden beri dillendirilen ve  öngörülen "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" yaşama geçecek ve "askeri darbe, askeri darbe teşebbüsü, hükümeti istifaya zorlama ve muhtıralara hedef olan ve bunun yanında Meclis çatısı altında nedenli nedensiz  meydana gelen kavgalar gibi sayısız krizler üreten parlamenter sisteme veda edilecektir...

Bu "yönetim tarzı ya da sistemi" ile "yasama" ve "yürütme" birbirinden ayrılıp öncekinden daha güçlü bir hale gelecek; "yargı" ise, özellikle "savcılar", bana göre, "rejimim bekçiliğini" değil; "devletin koruyuculuğunu" yapacaktır.

Dört yıl önce yazdığımı bir bloğumda, "Cumhuriyet Savcıları" yerine "Devlet Savcıları" adının kullanılmasını önermiştim(1).

*

Şimdi, 98 yıl geriye dönelim ve ülkemizin, "siyaset ve demokrasi" açısından yaşanmış tecrübelerini bir hatırlayalım...

-- 1920-1924 : MECLİS HÜKÜMETİ DÖNEMİ-(4 YIL)

Milli Mücadele'yi, yasal bir zeminde yürütmek için hazırlanan 1921 Anayasası'nın 2. maaddesi aynen şöyleydi:

"İcra kuvveti ve teşri salahiyeti milletin yegane ve hakiki mümessili Büyük Millet Meclisi'nde tecelli eder". Yani, bugünkü anlamı ile "icra" ve "yasama" güçleri BMM'nde toplanır. Daha açık bir ifade ile, günümüzde, "demokratik" bir yönetim ilkesi olan "Kuvvetler ayrılığı" prensibi yerine, tüm yetkileri kendinde toplayan "kuvvetler birliği" prensibi kabul edilmiştir.

-- 1924-1938: TEK PARTİLİ CUMHURİYET DÖNEMİ-1(14 YIL)

Kimilerine göre "Ebedi Şef" ve kimilerine göre "Tek Adam" yönetimi... Ama, gerçek olan "M. Kemal Atatürk" yönetimi...

Bu dönem, 1924 Anayasası ile idare edilmiştir. 1921 Anayasası, "güçler birliği" ilkesini bir yönetim sistemi olarak benimsemişken 1924 Anayasası, "güçler birliği" ve "Meclis'in üstünlüğü" ilkelerini bir araya getirerek "iki başlı" yürütme organını, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu olarak korumuştur. Meclis'in yürütmeyi denetleyeceği belirtilmiş ve kaynağı millette olan egemenliğin kullanma yerinin BMM olduğu vurgulanmıştır(2).

-- 1938-1946: TEK PARTİLİ CUMHURİYET DÖNEMİ-2(8 YIL)

Kimilerine göre, "Milli Şef" ve kimilerine göre de "İkinci Adam" yönetimi... Ama gerçekte "İsmet İnönü" yönetimi...

Bir önceki dönemde, "Ebedi Şef"(Tek Adam), yani M. Kemal Atatürk, hem "devlet adamı" hem de "halk adamı" idi. İlkelerinden birinin "halkçılık" olmasının ve kurduğu partinin Halk Fırkası(Halk Partisi) olmasının baş nedeni de buydu...

Ama, bana göre, "Milli Şef", yani  İsmet İnönü ise yalnızca "devlet adamı" idi...

-- 1946-1960 : ÇOK PARTİLİ DÖNEM VE DEMOKRATİK YAŞAMA GEÇİŞ(14 YIL)

7 Ocak 1946'da kurulan Demokrat Partisi ile Türkiye gerçek anlamda(x) ilk kez çok partili döneme adım atmıştır.

Demokrat Partisi, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini kazanarak "Milli Şef" dönemine yani 26 yıllık tek parti iktidarının sonunu getirmiştir... Ancak, eski ülke yöneticilerinin, "devletçi ve bürokratik zihniyeti", yeni yeni filizlenen "demokrasiyi" hazmedecek durumda değildi... Bu nedenle, 27 Mayıs 1960'da askeri bir darbe ile bu dönem de, kanlı bir şekilde sona erdirildi..

-- 1960-2002 : "ASKERİ DARBE" VE "DARBE BENZERİ MÜDAHALELER" İLE KÖR TOPAL DA OLSA DEVAM EDEN "İKİNCİ ÇOK PARTİLİ" DÖNEMİ(42 YIL)

Bu dönemde, 1 Askeri Darbe(1980), 3 Hükümeti istifaya zorlama(1971,1977,1997), 3 Askeri darbe Teşebbüsü(1962,1963,1971) gerçekleşmiş, 1 Askeri Muhtıra verilmiş ve 5-6 darbe planı davaları açılmıştır(unuttuklarım da olabilir)...

Aynı dönemde, Bakanlar Kurulu, Askeri Mahkeme, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, MGK kararı ve Sulh Ceza Hakimleri tarafından çok sayıda siyasi parti kapatılmıştır.

-- 2002-2018 : MUHALEFETİ OLAN "TEK PARTİLİ İKTİDAR" DÖNEMİ(16 YIL)

Bilindiği gibi, "tek parti yönetimi", muhalefeti olmayan bir yönetim, "tek parti iktidarı" ise, muhalefeti olan ve serbest seçimlerle tek "başına iktidar olan" bir parti ya da hükümet yönetimidir.

Bu dönemde yapılan, genel ve yerel seçimler(özellikle de 2014 yerel seçimleri), Türkiye'nin hiçbir döneminde görmediği bir karmaşa içinde geçmiş, iktidara karşı hiç akla gelmesi zor ittifaklar kurulmuş; ama halk, pek de "masum olmayan" bu ittifaklar karşısında sağduyusunu kullanarak, ülkesine ve kendisine yönelik bu oyunu bozmuştur.

Bu dönemde, yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ise, iktidara muhalif kişi ve gruplar tarafından,"Erdoğan gitsin de, yerine kim gelirse gelsin" ana fikrine dayandırılmıştır...

24 Haziran 2018 "Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde" de muhalif gruplar benzer ittifaklar kurmuşlar ve benzer "ana fikirle" seçime katılmışlardır...

-- 2018-....(?) : "CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ" DÖNEMİ...

Bu dönem ve devamı hakkında şimdilik, bir öngörüde bulunmak biraz zordur...Ama, 29 Ekim 2023'de, yani Cumhuriyetin 100. yılında, kimilerinin, şu anda "aklına gelip de dillendiremedikleri bazı siyasi gelişmeler"  ve de, bu gelişmelere uygun "adlandırmalar" olabilir;  diye düşünüyorum...

Ama, her ne olursa olsun; isterim ki, "ülkemin ve milletimin yararına" olsun....

 

S O N U Ç :

Görüldüğü ya da anlaşıldığı gibi, ülkemizin   98  yıllık  "siyaset ve demokrasi"  geçmişinde devamlı bir "huzurdan ve istikrardan" söz etmek pek mümkün değildir... Bu "huzursuzluk ve istikrarsızlık", hem "ülkenin yönetim şekillerinden" hem de "dış nedenli sorunlardan" kaynaklanmıştır...

Bu nedenle, halkımızın bu seçimlerdeki tek düşüncesi, iç ve dış nedenlerden arındırılmış, "siyasal, sosyal ve ekonomik" içerikli  genel bir "huzur ve istikrar" olmuştur....

Türkiye, halkın doğrudan doğruya, "aracısız"  ve "bire bir oylarıyla" ve yalnızca "kendi iradesi" ile, ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ile dönüşü olmayan bir yola girmiştir... Ok yaydan çıkmıştır ve yayından çıkan ok, hedefine ulaşıncaya kadar gidecektir...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kararlılığı ve arkasındaki milletin gücü, bazı dış devletlerin de, Türkiye'ye olumsuz bakışını hizaya getirecektir...

*

NOT: Bir sonraki bloğumun konusu, bloğumun başına koyduğum resimle ilgili olacaktır...

 

 

cdenizkent

 

---------------------- :

(1) cdenizkent, "Cumhuriyet Savcısı" yerine "Devlet Savcısı" olsun, "Milliyet.blog.com.tr", 11 Ocak 2014

(2) Bu hususlar, 1924 Anaysası'nın ilk sekiz maddesinde belirtilmiştir.

(x) 1924-1938 döneminde, kurulan ve kurulduktan bir süre sonra ya "kapatılan" ya da "kendini kapatan" Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Ahali Cumhuriyet Fırkası çok partili yaşama geçiş denemeleri başarılı olamamıştır.

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..