Meclis'te Dayak Sokakta Cinayet

Ülkedeki kadına yönelik şiddetin temel sebebinin iktidar olma sevdasının ürünü olduğuna dair daha önce bir yazı yazmıştım. Dolayısıyla kadına şiddet uygulayan erkeğin şiddeti başka yönde de uygulayabileceği sonucuna varmıştım. Aslında şiddet olgusu baskın gelmek, kendinden zayıf olana bu zayıflığı göstermek, kendi gücünü tescilletmek gibi ilkel bazı emellerin sonucu…  Erkekte daha fazla var doğru… Toplumun erkek egemen olmasının sonucu olarak erkekler bu iktidarın doğuştan sahipleri… Kadının nasıl giyineceğine, ne iş yapacağına, nerelerde saat kaçta dolaşabileceğine karar veren erkekler, bu kalıplarına uygun olmayan kadınları ‘katli vacip’ sınıfına yerleştiriyor. Bunu yaparken tabii ki hepsi gidip bir kadına saldırmıyor. Saldırıya uğrayan kadın hakkında ezberlerinden oluşan bir ‘e o da kaşınmış’ söylemi üretiyorlar.

Bu kadına yönelik şiddetin elbette politik sebepleri var. Hükümet yetkililerinin kadın haklarıyla ilgili hatalı düşünceleri ve erkek egemenliğini destekleyen söylemleri toplumdaki erkeklerin ilkel davranışlarına haklı bir zemin oluşturuyor. Ancak bu sadece kadına yönelik bir politik durum değil… Daha önce de dediğim gibi bu egemenlik sevdası toplumdaki diğer ‘ötekilere’ de yöneliyor. İktidar partisine muhalif olanlara, farklı ırklara, dinlere… Farklı görüşlere…

Özgecan’ın vahşice katledilmesinde yalnız ve gece yarısı genç bir kadının dışarı çıkmasının bu ilkel erkek algısında nasıl bir etki yarattığını gördük. Bir ‘kar cinayeti’ olan Nuh Köklü cinayetinde de yine aynı iktidar sevdasının sonucuyla karşı karşıyayız. Öldürülen erkek bir gazeteci… Eylemci… Eylem sırasında da kar neşesine kapılıp kız arkadaşıyla kartopu oynayan Nuh bir dükkânın camına yollayıveriyor hazırladığı kartoplarını. Ve dükkândan çıkan esnaf onu kalbinden bıçaklıyor. Bu bir kadın cinayeti değil… Ama bu şiddet de Kadına yönelik şiddetin beslendiği kaynaktan besleniyor.

Tabii ki bu kaynağı kurutacak politikalar geliştirilirken de kadını koruyacak önlemler alınmalı. Ama asıl sorun göz ardı edilmemeli…

Şiddet olgusunun politik arenadaki yerinden de söz etmek gerek. Meclis’te görüşmeleri yapılan “iç güvenlik yasası” AKP milletvekillerinin CHP’li ve HDP’li milletvekillerine saldırmasıyla akıllara kazınacak. Bu yasanın ne olduğunu daha görüşmelerinden görebiliyoruz. İktidarın muhalif hiçbir sesi kabul etmediği, gerektiğinde şiddeti kullanabileceğine iyi bir örnek… Ve toplumu anlamamız için de… Oradaki iktidar sahibi ‘ötekilere’ dilediği gibi şiddet uygulayabiliyorsa sokakta cinayet işlenmesi gayet normal…

Tabii denklemi de doğru kurmak lazım. İktidar böyle olduğu için mi toplum böyle? Ya da toplum öyle olduğu için mi?

Ne olursa olsun şu ilişkiyi iyi irdelemek gerek… Meclis’te muhalefet milletvekillerini yaralayan bir iktidar… Sokakta kendi lokal iktidarı zedelenmesin diye cinayet işleyen adamlar…

http://www.twitter.com/dgnozcn