Meclis'te muhalefet var mı?

Elbirliği içinde meclis’teki muhalefeti yok ettik. Hepimizin gözü aydın olsun. 

 

Önce, Kılıçdaroğlu kendi demokrat kimliğinin dışına çıkarak, partiyi bazı azınlıkların eline kaptırdı. Artık CHP’yi  Kılıçdaroğlu’değil, üç beş tane kabadayı yürütüyor. Kılıçdaroğlu’da haftada bir partinin karşısına çıkıp iyimserlik rolleri oynuyor ve bir iki kuru sıkı RTE’na atıyor.

 

Meclis’te yeni Anayasa çalışmaları yapılacaktı güya; komisyonlar kuruldu… Bir iki toplantı yapıldı. Anayasa değişikliğinin neden yapılacağı belliydi. Başkanlık rejiminin gelmesi için bütün kumpas kurulmuştu. CHP’nin de buna hayır diyeceği belliydi. Bu iş kurulmadan bitti. Tiyatro’nun ikinci perdesine geçildi.

 

Tiyatro’nun ikinci perdesinde AKP’li gençler, “Kahramanmaraş Gençlik Kolları üyeleri, CHP'nin 35. Olağan Kurultayında ve grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'a yönelik ifadeleri nedeniyle, CHP Genel Başkanı  Kılıçdaroğlu hakkında  Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.” (haberler.com)

 

İyi mi?

 

Üçüncü Perde: 

 

CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal , CHP’yi çok derinden eleştirerek, artık yeter, dedi. 

 

Kılıçdaroğlu’nu buna da Eyvallah, dedi. Sesi soluğu çıkmadı… Nedir bu?

 

Diğer yanda, MHP’nin büyük Başkanı Devlet Bahçeli, çok imzalı Kurultay çağrısına, olumsuz yanıt verdi. Bunun üzerine, Mahkemeye giden Meral Akşener’e verilecek cevap beklenmeye başlandı.

 

Meral Akşener’e bakacak olursanız: “Çok yakında Başbakanım..” diyor.

 

Diğer yandan, HDP Başkanı’nı artık Türkiye’de dinleyen kimse kalmadığı için bir bakıyorsun Rusya’da, bir bakıyorsun Yunanistan’da demeç vererek konuşmaya çalışıyor. 

 

Buna ne denir? 

 

Bütün muhalefet partileri bir bakıma mefluç halde değil midir? Ne yapıyorlar?

 

Bana göre kendi kendilerine kumda oynayıp, boşa gazel atıyorlar. AKP muhalefet partilerini ezmiş durumda; aslında herhalde gerçekte muhalefet filan da istenmiyor. Zaten onlara göre bunun gereği de yok.

 

Tabii bu Demokrasinin bittiği son noktadır. Onu görebiliyoruz.

 

Başkanlık olduktan sonra ha muhalefet olmuş, ha olmamış bu kimsenin umurunda değil…

 

Ama ne yazık ki, sen halkın seçilmiş muhalefetini öldürmeye çalışırsan; öldürürsen; o zaman gerçek öldürücü illegal bir muhalefet ortaya çıkar ki, onunla baş etmek çok zordur.

 

Aslında görünmüyor ama Türkiye’de iki farklı muhalefet grubu bombalar atarak, silahlar çekerek sözünü dinletmeye çalışıyor. Kimdir bunlar:

 

1. PKK Partisi

 

Çaktırmadan büyüdü, kol saldı, alevlendi… Şimdi Doğu’yu ve Güney-Doğu’yu cayır cayır yakıyor. 

 

2. IŞİD Partisi :

 

Bu partide yerüstünde değil. Belli ki yeraltında , Suriye’deki koca gövdenin uzantısı olarak kendince muhalefet etmeye çalışıyor. Ne yapıyor? Bildiğini…

 

Bombalayarak, insanları ateşe atarak sayısız günahsızı  ölüme götürüyor. Bu usulleri zaten Irak’tan, Suriye’den çok iyi biliyorlar. 

 

Eee sen , onların ülkesini bombalarsan, o da bir şeyler yapacaktır… 

 

Bunlar da , Meclis’in dışındaki muhalefet partileri. Meclis’teki muhalefet partilerini çok kolay susturabiliyorsun… O kolay! Amma velakin, bu son iki partiyi ne yapacaksın??  Nasıl susturacaksın?

 

Yer üstündeki muhalefeti yaşatmazsan, eninde sonunda yer altındaki muhalefeti uyandırırsın. Al sana birtakım illegal muhalefet… Ve onun adamları… 

 

Ondan sonra uğraş dur.

 

Bombalar patlıyor, insanlar ölüyor… Sonra peşi sıra, mahkeme kararları çıkıyor… Konuşma, yazma yasakları geliyor. Demokratik bir ülkede oluyor bunlar.

 

Bırakın millet konuşsun, çareler arasın… Millet milleti uyandırsın. Hep birlikte düşünelim, çare arayalım. Yok.. Her şeyi devlet bilir. Ben bilirim…!

 

Heyy! Gidiş iyiye doğru değil. Ha, Onu da Bilesiniz.