Meclis'te(n) Tasarruf!..

Hani “devlet baba” da tasarruf kararı alıp buna ilişkin haberler gazetelerde yayınlanmış ve fakat bilahare yine araç alımları, lüzumsuz harcama haberleri gazetelerde yer almaya devam etmişti ya…

1 Ekim’de yeni yasama yılı açılışı nedeniyle her yıl verilen resepsiyonun verilmeme kararı alındı tasarruf amacıyla.

Oysa…

Sınırlı katılımcının davet edildiği ve geleneksel olarak yapılan Meclis açılış resepsiyonun maliyeti ne ola ki?..

Bir makam aracı satsan, çıktı gitti!

Yani demek istediğimiz şu:

Devlet, eğer bir karar alıyorsa, tasarruf babında; amenna, yapılsın tasarruf, her şeyde yapılsın, hem de her zaman yapılsın.

Tasarruf yapılmasının, devletin tüm kademelerinde var olan israfın önüne geçilmesi halinde Türkiye’nin belki de ekstra hiçbir şey yapmadan düzlüğe çıkması bile ihtimal dahilinde. Ki bazı ekonomistler söylüyor bunu, bizler onların yalancısıyız!

Ne dedik!

Her şeyde yapılsın, her daim yapılsın…
Ama bir yanda tasarruf tedbirleri derken beri yanda belediyenin birinin şu kadar araç aldığı, ötekinin bu kadar araç kiralama ihalesi yaptığına ilişkin haberler çıkıyorsa…

O zaman haliyle “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diyorsunuz.

Kala kala sembolik ve olması gereken bir resepsiyona mı kaldık diye düşünüyorsunuz.

Meclis, milletvekilleri ile ilgili var olan pek çok harcamada o kadar faydalı tasarrufa gidebilir ki oysa.

Kaldı ki artık Meclis, eski Meclis gibi de değil.

Artık Meclis’te(n) tasarruf hallerindeyiz.

Bakalım mı tekrar yeni Meclisimize:

Meclisimiz artık bakanları ve Bakanlar Kurulu’nu denetleyemiyor, Bakanlar Kurulu yok.

Bakanlar Kurulu’na KHK çıkarma yetkisi veremiyor.

Sözlü soru sorma yetkisi kaldırıldı.

Yazılı soru sorma da sadece cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yöneltilebilecek.

Başbakanlık kaldırıldığından ve yürütme organının tümüyle Cumhurbaşkanlığı makamında toplanmasıyla artık güvenoyu uygulaması da fiilen kalktı.

Gensoru da yok.

Bütçeyi kabul yetkisi sınırlandı.

Yasa koyma yetkisi bile Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile şeklen değilse de fiilen kalkmış veya işlevsiz kalmış halde.

Haliyle…

Anlayacağınız Meclis’te(n) çoktan tasarruf hallerindeyiz.

Ama Meclis’te, resepsiyon dışında, ne kadar tasarruf olacak onu bilemiyoruz.

Türkiye’de devlet kaynaklı israf hallerini, Avrupa ile aramızdaki en basit ve bilinen örneği ile yineleyelim, sadece makam aracı sayılarını karşılaştırdığımızda ne kadar kötü bir manzara çizdiğimizi tekrarlamaya gerek yok.

Ne yazık ki bu makamsal sevda(!) halleri koltuğa oturunca coştukça coşuyor toplumumuzda.

Belli bir mevki ve makama gelen bireyler için nedense ve her ne hikmetse makam aracına binmek ve arka koltuğa kurulmak çok büyük bir statü ve zevk(!) göstergesi!

Kasım kasım kasılmak tabiri bizim siyasete cuk oturan tanımlamalardan.

Haliyle önce kafaları değiştirmemiz gerek.

Kafalardan tasarruf hallerindeyiz ya, asıl kafalardaki tasarruf kemerini çözmemiz gerek ki aklıselim olabilelim, sağlıklı ve geniş düşünebilelim, dünyayı görebilelim.

Meclis’teki resepsiyon tasarruf amaçlı yapılmamış.

Peki Meclis’te(n) tasarrufa ne diyeceğiz?..

Tasarruf olacaksa, önce samimiyet , süreklilik ve kararlılık şart!

Bir de her makam sahibinin “örnek” olması!