Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Mecliste ‘Üniversite Adı’ tartışması.. Katip Çelebi, Zübeyde hanıma karşı..

Mecliste ‘Üniversite Adı’ tartışması.. Katip Çelebi, Zübeyde hanıma karşı..
 

İzmir eğtimde çağ atlayacak mı acba ?


Bilindiği üzere, dün meclis yeni bir oturumda Türkiye’de kurulması planlanan 8 ayrı üniversite için karar aldı. Daha doğrusu buna AKP gurubu karar aldı demek daha doğru olur. Zira sert tartışmalara ve itirazlara, hatta yine kavgalara sahne olan meclis, bu yedi üniversitenin kurulmasını onayladı. Hatta bazılarının isimlerini bile oylamaya sunan hükümet, hepsinin isminin ne olacağına bile karar verdi. Şimdi bu konuyu biraz irdeleyeceğiz.

Bugün itibari ile Türkiye’de tam 140 civarında üniversite var. Bunların çoğunun isimlerini bilmiyor ya da yeni yeni duyuyoruz. Bu üniversitelerden 97 tanesi devlet üniversitesi, 44 tanesi ise vakıf üniversitesi, 5 tane de özel amaçlı üniversite olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, üniversite statüsünde kabul edilen, 2 tane ileri teknoloji enstitüsü, 4 tane teknik üniversite, 1 tane güzel sanatlar üniversitesi, 4 tane askeri okul ve polis akademileri var.

Turgut Özal zamanında başlatılan, Tansu Çiller zamanında “her ile bir üniversite’ çözü ile devam eden, üniversite kurma çalışmaları hızla devam etmiş ve bugün itibari ile sayıları 150’ye varan üniversite kurulmuş. Özellikle son yıllarda, Türkiye ticaret odalarının da katkısıyla üniversiteler kurulmaya başlanmış olsa da vakıf üniversitesi adı altında üniversiteler gittikçe çoğalmaktadır. Örneğin, İstanbul’da TOBB’un kurduğu üniversite, İzmir’de Ekonomi Üniversitesi bunlara örnek sayılabilir.

Türkiye’de şuan sayıları 150’yi bulsa da, dünya klasmanında az bir sayı olarak kabul edilebilecek bu üniversitelerin sayısının gitgide artacağını tahmin ediyorum. Bunun da altında elbette ki ticari kazanç elde etme yatıyor. Bu işin karlı bir iş olduğu gören holdingler de üniversite kurmaya başlamış ve şirketler gruplarına eğitim A.Ş’yi de katmaya başlamışlardır. Örneğin, Sabancı Üniversitesi, Koç Üniversitesi, İzmir Yaşar Üniversitesi gibi. Üniversiteler, özde eğitim amaçlı olsa da, eğitim işini ticari boyuta taşıyan üniversitelerdir.. Üniversite kurmak Türkiye’de belli kanunlar çerçevesinde mümkün. Devlet eskisi gibi üniversite kurmuyor. Artık üniversiteler özel sektör ve vakıflar aracılığı ile kuruluyor. Bu kadar çok sayıda üniversite olması, insanın aklına hemen ‘eğitim kalitesini’ getiriyor. Öyle ki, bu kadar çok üniversite’den mezun olan gençlerin eğitim seviyesinin çok yüksek olması gerektiği gibi bir ölçü arıyoruz. Oysaki, bugün üniversite mezunları arasında bir anket yapılsa, alınan eğitimlerin ne kadar da eksik olduğu, sosyal hayatta ne kadar uyumlu olup olmadığı, iş hayatında ne kadar başarılı olup olamayacağı anlaşılır. Bir başka bakış açısı ile de, bugün işsiz olanların içinde üniversite mezunu olanların yüzdesinin azımsanmayacak kadar çok olduğudur. Bu sonuçta, üniversitelerin mi suçu ve sorumluluğu vardır, ülkenin ‘işsizlik politikaları’ ile mi ilgisi vardır, şirketlerin eleman istihdamı ile mi ilgili bir sorundur, yoksa bireylerin işsiz kalması, tamamı ile kendilerini yetiştirmemeleri, aldıkları eğitimleri ile iş hayatı arasındaki uyumu sağlayamamaları mıdır asıl mesele, bu da ayrıca tartışılmalıdır. Ama günden güne üniversitelerin sayısının artması fiziksel olarak iyi gibi görünse de, eğer eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve kaliteli beyin gücü oluşturulması yönünde birbirleri ile bir yarışa girmezler de, bu ülkenin gelişmesinde katkı sağlayacak bireyler mezun etmezlerse, yalnızca birer bina olarak kalacaklardır. İşte bu sebepten dolayı, üniversite kurarken, inşa ederken bunları da hesaba katmak gerekir. Yoksa okumaya gelecek gençleri sağımlık inek gibi görmek, doğru bir yaklaşım değildir.

Mecliste sekiz üniversite kurulsun mu kurulmasın mı, adı şu mu olsun, bu mu olsun tartışmaları yaşanırken, bunlar da tartışılmış mıdır açıkçası çok merak ediyorum. Ama dünya ülkeleri ile yarışmak, AB’de prestij elde etmek için sayının öneminin çok büyük olduğunu tahmin ettim için, bu tartışmalara girilmemiştir bile. Asıl bunlar tartılırken, kıran kırana bir mücadele ile, hangi üniversitenin adının ne olması gerektiği tartışılmış. Bu 8 üniversiteye isimlerin verilmesi hususunda meclis genelinin mi, AKP kanadının mı olur verdiğini bilmiyoruz ama, alınan kararla ve kanunla; Ankara’da kurulacak yeni üniversite’ye “Yıldırım Beyazıt”, Bursa’da kurulacak olana “Bursa Teknik”, İstanbul’da kurulacak olana “İstanbul Medeniyet”, Konya’da kurulacak olana “Konya Üniversitesi”, Erzurum’da kurulacak olana “Erzurum Teknik, Antalya’da kurulacak olan üniversiteye “ Uluslararası Antalya Üniversite” ile Kayseri’de kurulacak olan üniversiteye de “Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi” adları verilmiş. Ama en çok tartışmalı olarak da İzmir’de kurulacak olan üniversite’ye “Katip Çelebi” üniversitesi adı verilmiş…

Durumdan da anlaşılıyor ki, üniversite kurulması meclis onayına bağlı. Ama ne kadar ilkel bir yaklaşım ki, bu üniversitelerin adını da meclis belirliyor. Oysa ki, bir ilde üniversite kurulacaksa, o üniversitenin adının ne olması gerektiğine, o ilin halkı karar vermeli bence. Bunun haricinde her türlü karar ‘siyasi ‘ nitelik kazanacaktır. İzmir’deki üniversitenin adının “Katip Çelebi” olması gibi. Bu karar TBMM’ye gitmeden önce, İzmir il meclisinde, Büyükşehir Belediye meclisinde de çok çetin tartışmalar yaşanmıştı. Ortaya atılan bir çok isim arasında “Çakabey”, “Turgut Reis” ve “Zübeyde Hanım” gibi isimler önerilmiş. Hatta, yapılan bir ankette Atatürk’ün annesinin adının verilmesi önerisine, % 41 oranında ‘kabul’ gelmiş. Ama maalesef, Türkiye tarihinde bir ilk olacak olan bir üniversiteye ‘bir kadın’ adının verilmesi, özellikle İzmir’le bütünleşmiş bir insanın ve İzmir’lilerin milli ana olarak kabul ettiği bir isim, mecliste AKP kanadında kabul görmemiş ve kurulacak olan yeni üniversiteye “Katip Çelebi” adı verilmiş. İzmir yeni olarak “İzmir Üniversitesi” ve “Gediz Üniversitesi’nin” haricinde şimdi de “Katip Çelebi” üniversitesine kavuşacak.

Anlaşılan o ki, Kayseri’deki üniversiteye “Abdullah Gül” adını rahatlıkla veren Meclis, “Zübeyde hanım” ismi üzerinde tartışabiliyor. Keşke bu isim konusunda biz İzmir’lilerin de fikri alınsaydı, hatta bize bıraksalardı. Ama ne de olsa burası “Gavur İzmir” öyle kendi başına bırakılması sakınca doğurur. Ne diyelim, inşallah önce İzmir için, sonra da Türkiye için hayırlı olsun..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..