Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '16

 
Kategori
Futbol
 

Medipol Başakşehir: 1 Fenerbahçe:0

Medipol Başakşehir: 1 Fenerbahçe:0
 

Hollandalı


Uzun süre sonra tekrar blog yazmaya karar verdim. Bunda bugünkü Başakşehir maçındaki Dick Advocaat'ın yerinde ve zamanında yapmış olduğu oyuncu değişikliklerinin katkısının olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Evet yıllardır Fenerbahçe teknik direktörleri oyunu iyi okuyamıyorlar ve oyuncu değişikliklerinde zamanlama ve tercih hataları yapıyorlardı. Ama bu akşam Advocaat, sahada dökülen Ozan'ı alıp Van Persie'yi oyuna sokarak hem takıma hem de taraftara oyunu ne kadar iyi okuduğunu gösterdi. Hem de Başakşehir'in on kişi kalmasından hemen sonra. Eskiden taraftar görmesine rağmen teknik direktörler ya yanlış oyuncuları oyundan alıp yanlış oyuncuları oyuna sokuyorlardı, ya da bunu yanlış zamanlarda yapıyorlardı.

Ozan Tufan'la başlamışken onunla devam edelim. Bu çocuğun kumaşı çok iyi ama ne yazık ki çok da eksikleri var. Nerede pas verilip nerede şut çekileceğini, nereye koşu yapılıp nerede durulacağını bilmiyor. Ve bunları düzeltmek için de bir çaba sarfetmiyor gibi görünüyor. Çünkü yaklaşık iki yıldır Fenerbahçe'de oynamasına rağmen bir adım ileriye gidemedi. Eğer ki böyle giderse takımın en zayıf halkası olacak ve Selçuk Şahin gibi herhangi bir olumsuzlukta ilk tepki gören futbolcu olacak gibi görünüyor. Advocaat da bu futbolcunun 7 milyon avroya alındığını ve milli takımda direk oynadığını öğrendiyse, çok iyi bir futbolcu sanıp o yüzden ilk onbirde oynatıyor olabilir. Ama düzelmezse yerini kaybeder. Zaten bu takımın acilen iyi bir on numaraya ihtiyacı var. Perşembe günkü maçta takımın yıldızı olsa da bugün sahada hiç görünmeyen Salih bu yükü kaldıramaz. Kendine olan aşırı güveni yüzünden kritik yerlerde top kaptırması ileriki maçlarda basın ve taraftarın homurdanmalarına neden olacaktır. Ayrıca taraftarın sevgilsii Alex ile kıaslanması da onun bu yük altında kalmasına ya da şımarmasına neden olabilir. Salih, Ozan'ın yerinde ikinci ön libero olmalıdır. Mehmet Topal kesici o da defansın önünde oyun kurucu. Tıpkı geçmişteki Emre Belözoğlu gibi. Yeri geldiğinde de ileri çıkmalıdır. Sözü gelmişken Mehmet Topal bugün her zamanki gibi çok iyiydi. Ve Sousa'nın onun yedeği olması gerektiğini gösterdi. Defanstaki iki oyuncu Skrtel de Neustadter de gerçekten çok güven verdiler. Ne yaptığını bilen futbolcular. Kjaer takıma gelince kesilecek olana gerçekten çok yazık olacak. Van Der Wiel'i çok beğendim. Soğukkanlı, teknik, yerinde müdahaleler yapan, iki ayağını da iyi kullanan, isabetli orta yapan bir futbolcu. Gökhan Gönül'ün yerini dolduracak gibi görünüyor. Hatta belki de ondan daha faydalı bile olabilir. Hasan Ali hala istenen seviyede değil. Bir türlü level atlayamadı. Ve İsmail Köybaşı sakatlıktan sonra fiziki olarak istenen düzeye geldiğinde bu formayı ondan alır. Kaleye gelecek olursak; Başakşehir sadece bir kere Fenerbahçe kalesine geldi. Onda da golü buldu. Büyük takım kalecisi oyunun başında yediği bir golle takımının böyle bir duruma düşürmemeli. Ama ne yazık ki yıllardır bu durumu yaşıyoruz  Volkan sayesinde. Kanatlar bugün çok iyi değildi. Özellikle Volkan Şen henüz hazır değil. Zaten oynadıkça ritmini bulan Volkan'ın, yaşadığı sakatlık ve sonrasındaki ameliyattan sonra biraz zamana ihtiyacı var. Onun yerine oyuna giren Stoch, taraftar tarafından çok seviliyor ve oyunda kaldığı süre boyunca da çok iyiydi. Grasshopers maçının da kahramanıydı. Bence bu iki futbolcu da doksan dakikayı kaldıramayan oyuncular oldukları için kırkbeşer dakikalık sürelerde tüm varlıklarını vererek oynamalı ve yerlerini birbirlerine bırakmalıdırlar. Bu hem her ikisi hem de takım için çok faydalı olur. Alper de keza uzun süredir ilk onbir oynamamıştı. O da hazır bir görüntü sergileyemedi. Ama hırsıyla bu açığını kapattı.

Gelelim forvete... Bu yılın en büyük kazancı ve transferi Emenike oldu sanırım. Bunu diyeceğim kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi ama seyrettiğim tüm maçlarda takımın en iyisi oydu. Hırsıyla, mücadelesiyle, yardımlaşmasıyla, takıma verdiği pozitif enerjiyle iyi bir oyuncu kazanmış olduk. Kendisinin bir Ronaldo olmadığını ve bu yılın kendisinin son şansı olduğunu görmüş anlaşılan. Ama Emenike bu; ileride neyle karşılaşağınız belli olmaz... Van Persie hala istenen fiziki seviyede değil. İşin kötü tarafı iki yıldır bir türlü olamıyor ve hep aynı şeyi duyuyoruz. Ama artık takımın başında Pereira yok ve aynı dili konuşup daha önceden tanıdığı Advocaat var. Yani bahanesi kalmadı. Fernandao; bu takımda sadece yedek olabilir, çok kalabalık savunmaları açmada. Çünkü, Bursaspor'daki gibi kendisini kabul ettirmek için göstermiş olduğu hırstan mücadeleden eser yok. O da Türkiye gol kralı olunca kendisini İbrahimoviç sandı herhalde. Ama ne yetenek ne de futbol zekası olarak onun yanına yaklaşacak seviyede bir futbolcu değil.

Dick Advocaat için doğrusunu söylemek gerekirse çok ön yargılıydım. Yaşı ve geçmişteki başarısızlıkları beni bu düşünceye itmişti. Ama iki maçtaki görüntüsü, kurduğu onbirler, isabetli ve yerinde oyuncu değişiklikleri, aldığı babacan tavır sanki başarılı olacakmış gibi bir his uyandırıyor. Pereira'dan sonra en nihayetinde Fenerbahçe teknik patronluğunu dolduracak birisi gelmiş gibi görünüyor.

Bu maç bence bir kayıp değil. Hatta akıllıca davranılırsa büyük bir kazanç olabilir. Çünkü farklı kazanılan Grasshoppers maçı sonrasında çok iyi sanılan takımın; bir forvet bir de on numaraya ihtiyacı olduğu anlaşılmıştır. Aslınd ataraftar tarafından çok iyi bilinen bu gerçek umarım yönetim tarafından da görülmüştür.

Maçın hakemi Ali Palabıyık çok başarılı bir yönetim gösterdi. Verdiği iki kırmızı kart kararı da doğruydu. 

 
Toplam blog
: 38
: 273
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Futbol ve Fenerbahçeyi ne kadar çok seviyorum ki hayatımda ilk defa blog yazmaya karar verdim... ..