Medya ucubeleri

Medyamız “yandaş olanlar” ve “olmayanlar” olmak üzere iki kampa ayrılmış durumda.

Yandaş olmanın ne anlama geldiği malum... Ama “yandaş olmamak” “karşı olmak” tan başlayıp “tarafsız olmaya” hatta “kayıtsız olmaya” kadar uzanan geniş bir spektrumu içerir.

Yandaş olmayanların içinde “karşı olanların” başına neler geldiğini hep birlikte izliyoruz.

Onların yanında, kaliteli yayıncılık öncülüğüne soyunmuş, “tarafsızlık ve dürüstlük” ilkesinden fazlaca ödün vermeden hükümetle ilişkileri de mümkün olduğunca sıcak tutmaya ve “ayağına basmamaya” özen gösteren diğer medya kuruluşları şimdiye kadar “huzur içindeymiş” gibi görünüyorlardı. Ama düne kadar!

Dün ilk olarak Doğuş gurubuna bağlı NTV kanalının habercileri ani bir şok yaşadılar. Taraf Gazetesi’nden Mehmet Baransu polisten aldığı bilgilere dayanarak Muhsin Yazıcıoğlu’ nun telefonunun helikopter kazası esnasında 139 kez NTV santralından arandığını ve kazanın bu nedenle gerçekleşmiş olabileceğini itham edici bir dille yazıyordu. Zatı muhterem fotokopi belgelerle Ergenekon Savcılarına yön gösteren bir şahsiyet olarak ünlenmiştir. Bu kişinin bu gazetedeki mevcudiyetinin nedeni gayet açıktır. Ama NTV’ de konuyla ilgili Mirgün Cabas’ ın açıklamaları sırasında canlı yayına bağlanarak bu “haberin” ve “yazanın” arkasında durduğunu ifade eden Taraf (adı üzerinde)’ın genel yayın yönetmen yardımcısı Yasemin Çongar, aslında bu “gazetenin” ve orada “yazanların” varlık nedeni ve ne amaca hizmet ettikleri konusundaki düşüncelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu kanıtladı.

İktidarın meclis dışı muhalefeti sıfırlamak adına, mevcutlarının yanına kendine harıl harıl yeni yandaş medya organları yaratma telaşı içinde olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bu uğraşı öyle bir sabırsızlık ve ihtiras içinde yapıyor ki sonuçta Dr. Frankenştayn’ ın ölü insan parçalarını birleştirip yarattığı canavar ucubeler gibi “medya ucubeleri” çıkıyor ortaya. Hayatı Amerika’ da geçmiş ve orada bir “ajan” kadar iyi yetiştirilmiş güya gazeteci provokatörler, rejim karşıtları, ikinci cumhuriyetçiler, dinciler, bölücüler birbirine yapıştırılıp oluşturuluyor bu ucubeler... İşte bu canavar ucubelerden biri sivil muhalifleri “işaretleme” ve haklarında delil toparlama işini öyle bir aşamaya getirdi ki hızını alamayıp “etliye-sütlüye karışmayan” tarafsız meslektaşlarını da “ısırmaya” girişti.

Umarım bu “ısırıkların” acısı “yenilip yutulmadan” önce ülkemizde yapılmaya çalışılanlara “tarafsız” veya “kayıtsız” kalanları uyandırmaya yeter ve onlara diktatörler için tarafsız olmakla, karşı tarafta olmanın farketmediği gerçeğini gösterir...