Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Medya ve Soğan - Sarmısak

Görünüşe aldanmak insanların bence en önemli psikolojik özelliğidir. Görünüş derken, hem fikri hem de maddi görünüşlerden söz etmek istiyorum. 

Aman soğan ve sarmısağın fiyatları rekor seviyede arttı, ne yapacağız, yandık gibi gazete başlıkları ve TV röportajları halkımızı endişeye sevkediyor. Çünkü yemeklerin çoğunluğu soğan ve sarmısak ile yapılıyor. Medya da bunu fırsat biliyor ve gündem yaratmaya çalışıyor. 

Oysa biraz düşünürsek durumun hiç de medyanın lanse ettiği gibi vahim bir durum değil. 

Bir kere fiyatları ikiye katlanan yalnız soğan ve sarmısak değil. Manavlardaki bir çok meyvanın ve sebzenin fiyatı ikiye katlandı. Bunun en önemli örnekleri domates, çengelköy salatalık ve mandalina. Domatesin fiyatları 2.- TL ile 4.90 TL arasında değişiyor. Mandalinanın fiyatı benim alışveriş yaptığım markette ikiye katlandı. 1.50 TL ' dan 3.TL' na fırladı. Çengelköy salatalığın fiyatı ise üç dört ay öncesine göre 3 misli artarak 5.50 TL'ye yükseldi. 

Ayrıca piyasada, en ucuz marketler dahil, ortalama 1.50 - 2.-TL'den ucuz meyva ve sebze bulmak oldukça zor. Belki özel promosyonlu günlerde bulunabilir. 

Bir de bahsetmek istediğim husus toplumumuzu gelir durumuna göre soğan ve sarmısak kullanımını irdelemek. 

Toplumumuzun %80'inin aylık net geliri ortalama 600 - 1000 TL rasında değişir en iyi değerlendirmeyle. Ve de şahit olduğum ve duyduklarıma istinaden söylüyorum, halkımız genellikle çorba, makarna ve bulgurla ve de hamur yemekleri ile besleniyor. Bu yemeklerde soğan ve sarmısağın kullanılma oranı ne kadardır? Bence oldukça düşüktür. Halkımız etli dolma, yahni, zeytinyağlı dolma, karnıyarık ve çeşitli kıymalı ve parça etli yemekleri ayda kaç defa yiyor acaba? Onun için soğan ve sarmısağın pahalı olup olmaması söylendiği kadar önemli değil. Esas önemli olan etin, yağın, peynirin zeytinin, kuru bakliyat fiyatlarının yükselmemesidir. Ucuz olmasıdır. 

Neden Medya emekli, işçi ve memur maaşlarının düşük olduğunu, yapılması gereken reformları paneller, seminerler, toplantılar düzenleyip , Mali kaynak nasıl yaratılabilir konusunda derinlemesine araştırma yapmıyorlar. 

600.-TL aylık alan emekli yemek yapamıyor ki soğanı sarmısağı düşünün. Esas önemli olan bu. Devlet elindeki verilerle ve bütçe rakamlarına göre değerlendirme yapıyor. Bütçeyi hazırlayan kim? Bürokratlar. Onlar da ellerindeki resmi, kalıplaşmış kurallara göre, bütçeyi hazırlıyorlar. Onun için, bildik bileli, memur ve emekli maaşları çok düşüktür. Bu sorunun çözümlenmesi bu kadar mı zordur veya imkansızdır. Neden biz çözemiyoruz? Örneğin vergi kaçakları önlenemez mi? Burdan bir fon temin edilemez mi? Veya başka kaynak bulmak olanaksız mı? Finans konusunda uzmanlaşmış akademisyenler bu konuda yoğun araştırma yapmak üzere görevlendirelemez mi? Devlet Planlama Teşkilatına bu konuda specifik çalışma yapma emri verilemez mi? 1950 yılından sonraki yılları çok iyi hatırlıyorum. Memur maaşları hep düşüktür ve 60 senedir bir türlü düzeltilmemiştir. Tabii sadece memurlar değil her kesimde ücretler hep düşüktür. Bu sorunu çözmek için uğraşmak gerekirken son derece basit konular gündemimiz meşgul etmektedir. Medya da buna kılavuzluk etmektedir. 

Netice olarak soğan sarmısak fiyatlarını değil , çok önemli sorunları çözmeye çalışalım ve gündeme getirelim. 

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..