Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Medyada gözden kaçanlar

Seçim zamanı yaklaştıkça halkımızı propaganda yağmuruna tutan siyasiler ve tarafsızlığını koruma zorluğu çeken medyamız gene kafalarımızı allak bullak etme yarışı içerisindeler. Okuduğumuz her haber bizi birşekilde yönlendirmeye itecek düzenekte yazılmış olabilir. Bu yüzden bazı hassasiyetlerin gösterilmesi çok önemlidir.
Geçen gün rastladığım bir yazı da bana bunun gerekliliğini başka bir yönden gösterdi. Eğer haberi okurken bazı bilmediğiniz konular varsa tamamen yanlış yönlendirilebiliyorsunuz. Öncelikle buna bir örnek vererek medyanın nasıl yanlış yönlendirme araçları olarak kullanılabileceğine bakalım. Aşağıdaki yazı bana mail olarak 9 Temmuz 2007 Pazartesi tarihinde gelmiştir.


***


İSTANBUL - Posta kutusunda bir e-posta: "Feomidyum petrolü çöpe atan element. Amerikan Askeri Bilim Araştırmaları Grubu (MSRA) tarafından ileri teknoloji kullanılarak tanımlanan ve varlığı açıklanmayan yeni bir element. Feomidyum kullanılarak üretilen süper mıknatıslarla mevcut elektrik motorlarından yüzde 730 daha verimli elektrik motorları üretilebilir. Peki dünyadaki feomidyum rezervleri nerede? Yüzde 74'ü Türkiye'de, yüzde 4'ü Nepal'de, geri kalanı da diğer ülkelerde. Boğaz'ın tektonik yapısını inceleyen Dubaililerin (yani aslında perde arkasındaki Amerikalıların) de asıl amacı yatırım yapmak değil buradaki element yataklarına sahip olmak!.." Yukarıda yazanlara inandınızsa siz de kısa süreli de olsa kandırmacanın bir parçası oldunuz. 2005 yılında Ankaralı bir avukat, 'feomidyum' adında hayali bir element uydurup, bir powerpoint sunumu hazırladı. Bunu da e-posta olarak sanal âleme saldı. E-posta o kadar hızlı yayıldı ki, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Osman Yumakoğulları iktidara geldiklerinde Türkiye'nin zengin feomidyum rezervlerini çıkarmayı vaat etti. Adını vermek istemeyen avukat forumlardaki tartışmaları gördükçe bıyık altından gülüyordu: "Sağduyu sahibi insanlar 'Böyle bir element yok' dedikçe, diğerleri bu memleket sizin gibiler yüzünden böyle diyerek onları dışladı."
Mayıs 2005... Bir forum sitesine gönderilen e-postada, Danone ürünlerinin bebeklerin zihinsel gelişimine zararlı olduğu iddia edildi. Sonuna da gıda mühendisi Prof. Turan Karadeniz'in imzası yer alıyordu. Karadeniz'in böyle bir iletiden haberi yoktu. Danone'nin araştırmasına göre yazı 6.3 milyon anneye ulaştı. Karadeniz ve Danone yetkilileri bir toplantıyla iddiaları yalanlasa da bu ürünlerin satışında yüzde 26 azalma olmuştu.


***

Görüldüğü gibi çağımızın getirdiği teknolojiler ve bu teknolojilerin insanı yönlendirmede kullanılma isteği daha önceki bir yazımda da (Onlar bizim için hep en iyisini bilirler.) belirttiğim gibi insanları yoğun bir propaganda yağmuruna maruz bırakıyor. Bu propaganda bombardımanında neyin doğru neyin yanlış olduğunu tam olarak bilemeden sürüklenip gitmekteyiz. Neden? Araştırma yapma imkanlarımız birçoğumuz için internetle kısıtlı. Oysa ki internetin kendisi de zaten bir propaganda aracı olarak kullanılmakta.
Geçen günki Milliyet okuduğum bir yazının da buna benzer bir özelliği hemen gözüme çarptı. Haberde Gülencilerin (Fethullah Gülen cemaati) siyasi yönelimleri analiz edilmiş. Tabi dolayısıyla Said Nursi hakkında da kısa bir bilgi verilmiş. Başlangıç cümlesi hemen dikkatimi çekti.
"Nurculuk, Bediüzzaman Said - i Nursi olarak bilinen, 1873 doğumlu Said - i Kürdi'nin..."
Cümlede "Said-i Nursi olarak bilinen" diye belirtilmiş şahsın Soyadı Kanunu sonucunda Cumhuriyetin resmi kimlik kayıtlarında ve tabii olarak aldığı kendi nüfus belgesinde gerçek adı Said Nursidir. Yani Zatın Adı Said soyadı Nursi. Said-i Kürdi şahsa Osmanlı zamanında verilen lakaptır. Kürt Said anlamındadır ve bilindiği gibi soyadı kanunu olmadığı zamanlar insanların tam tarif edilmesinde bu çeşit lakaplar, memleket yada millet isimleri veya ana baba isimleri kullanılmaktaydı.
Bu gerçeğin bilinmesiyle yukarıdaki ifade size de garip gelmiyor mu? Neden Said Nursi adındaki şahsın Kürt olması burada önemle vurgulanmıştır. Bu da medyanın propaganda oyunlarından biri midir? Bu Said Nursi adlı zatı Cumhuriyet karşıtı ve Kürt Milliyetçiliği vurgularını taşıyan Şeyh Sait ayaklanmasını çıkaran sahte şeyhle karıştırmamıza sebep olmak için mi böyle yazılmıştır.
Belki de masum bir yanılgıdır. Onu ben bilemiyeceğim. Ama zaten Kürt-Türk ayrımcılığının körüklenerek vatanımız ve devletimiz içerisindeki bölücü faaliyetlerin yoğunlaştığı böyle dönemlerde, medyamızın toplumları etkileyici propaganda niteliği taşıyan yayınlarında daha dikkatli olmalarında yarar vardır.
Ya söylediğin faydalı olsun ya da sus zararın kimseye dokunmasın.

 
Toplam blog
: 16
: 803
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

Bazıları derler ki, maymun iştahlı ve her konuya merak salmış birihiçbirşey başaramaz. Bazıları da i..