Medyaya yapılan baskı ilk meyvelerini verdi. Hakkari ve Bitlis'teki 6 şehit görmezden gelindi...

Dikkat ediyor musunuz son günlerde şehit haberleri fazla ilgi çekmez oldu. Daha doğrusu ilgi çekmeyecek sayfalara konulduğu ve medya tarafından kısıtlama getirildiği için görmezden gelinmeye başlandı.

Ateş düştüğü yeri yaktığı için, o bölge şehidine üzülüyor. Öbür tarafın şehitten haberi yok!

İşte böyle kısıtlamalarla, bir günde üç, öbür gün üç şehit medyamız tarafından görmezden gelindi ve 6 şehit’e yapılan cenaze törenleri sayesinde o bölgenin insanlarının şehitlerden haberi oldu.

Benimde Antalyalı şehitten böyle haberim oldu. Son anda cenazeye katılabildim. Atılan sloganlar gerçekten ilginçti.

Yeni geliştirilen bu slogan tutacak gibi! “İmralı’yı basalım, Apo’yu Asalım”

Bu slogan tutar tutmasına da, iktidar bu slogana izin verir mi?

Baksanıza, bir yandan şehit cenazeleri gelirken, İmralı görüşmeleri, Ankara görüşmeleri, Oslo görüşmeleri devam ediyor!

Biz gelelim şehitlerin verildiği bölgeye: Hakkâri’nin merkeze bağlı Kırıkdağ köyünde alınan ihbar üzerine bölgeye giden özel harekât polislerine saldırı düzenlendi. Çıkan çatışmada, biri emniyet amiri 3 özel harekât polisi şehit oldu.

Bu arada, yaralı bir polis hastaneye getirildiği sırada hastane çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan özel harekât polisleri, basın mensuplarının görüntü almasını engelleyerek, havaya ateş açtığı görüldü.

Terör örgütü mensuplarınca, Bitlis-Diyarbakır Karayolu üzeri, Ortakapı köyündeki askeri birliğe düzenlenen saldırıda 3 geçici köy korucusu şehit oldu, 1 asker ile 3 korucu yaralandı.

Ağrı yakınlarından geçen Doğalgaz boru hattına yapılan sabotaj’da 28 asker yaralandı…

Böylesine terör olayları artarak devam ederken, terörde yeni açılım peşinde olanlar, neredeyse terörle mücadele edenleri suçlayıp,  teröristleri göklere çıkaracaklar.

İktidarı bu tutumu nedeniyle kutlamak gerek(!) Nasıl gündemi değiştirip,  PKK ile kucaklaşanlarla ilgili bir girişim yapmıyorlarsa, adeta PKK’nın sözcülüğünü yapan sözde siyasilerle yüksek tepelerde görüşmeler yapıyorlar.

Bu arada terör örgütü ile iktidar partisinin görüşmediği(!)de ortaya çıktı. Her ne kadar Başbakan yarın gerekirse müsteşarımı İmralı’ya gönderirim dideyse de, yine de görüşenler kendileri değil. Devlet(!) görüşüyor. Devletin Başı Cumhurbaşkanı, Meclisin Başkanı ve MİT müsteşarı terör örgütü uzantıları ile görüşüp, terörü önlemeye çalışıyorlar!()

Terör örgütü silah bırakmadan nasıl bir barış sağlayacaklarsa?