Megapiksel artık demode!

Hadi gidelim fotoğraf makinası alalım. Ama hem digital olsun, hem de megapkseli kocamaaaan olsun. Kocaman kocaman tablar alalım. Hatta suyun altında da çeksin ki suyu çıkmasın olayın. Dağ bayır, çimen, ot, böcük, insan derken çekiciliğimizde tavan yapalım. Önümüze gelene beş poz çekelim. Paparazzilere taş çıkartalım bi de. Belki de kendi fotoğramımızı kendimiz çekeriz de fotoğrafçıya gitmeye gerenk bilem kalmaz değil mi? Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Pierre Loti ve ülkemin tüm güzelliklerini doya doya çekeyim yanıma kadar.

Evet. Aklımızda hep bunlar var digital fotoğraf makinası almaya karar verdiğimiz andan itibaren. Bazen bir duygu sağanağına dönüşür çekmek. Teknolojinin de sürekli değişmesi ve gelişmesiyle artık herşey çok kolaylaştı. Çeker çekmez bilgisayarımıza atabilip görüyoruz nasıl çıktığını fotoğrafın. Önceden öyle miydi ya? Fotoğraf çektirmek için temiz temiz kıyafetler giyinirdik, saçlarımızı inek yalamış gibi parlatır, tarardık :) O zaman jöle bile o kadar yaygın değildi.

Limon sağolsun. Kafa kazık gibi olurdu. Duvara kafa atsan parçalardın. Stüdyoya merakla gidip çekinirdik. Çekinmden önce de sahneye çıkacak solist gibi ayna karşısında son rötuşlarımızı yapardık. Gerçi şuanda da hala bunlar yaşamını sürdürüyor ama, dijital fotoğraf makinları çıktığından beri hertürlü şeyi kendimiz de yapabilir olduk. Hatta mini fotoğraf yazıcıları bile çıktı. Çeşitli resim düzenleme programları da çıkınca ortaya müthiş görsel güzellikler çıkabiliyor.

Evet dijital fotoğraf makinaları demişken başta da dediğimiz gibi sadece MP sözkonusu değil artık.
Dijital fotoğraf makineleri son birkaç yılda inanılmaz ölçüde yaygınlaştı. Klasik film kullanan fotoğraf makineleri ise neredeyse tarih oldu.

Bu yeni teknoloji tüketicilerin hizmetine girdiğinden bu yana her üründe olduğu gibi "En iyisi hangisi?" sorusu soruldu. Elbette bunu soran tüketici, elindeki parayla sahip olabileceği en iyi ürünü soruyor. Herkesin bütçesi kendisine göre olduğu için de farklı fiyat aralıklarında, fiyat-performans değerlendirmeleri yapılıyor.

İlk günlerde tüketicilere dijital fotoğraf makinesi satanların en çok vurguladığı şey megapiksel oldu. Daha çok megapiksel daha kaliteli demektir fikri tüketicinin aklına kazındı. Ancak bu kısmen doğru ve tüketiciler de zamanla sadece MP'si yüksek bir fotoğraf makinesinin daha iyi fotoğraf çekmediğini gördü.

Günümüzde megapiksel değerleri belli bir noktaya geldi çattı ama artık artış kaliteye yansımıyor, sadece baskı boyutunu değiştiriyor. O zaman neye bakmak lazım?

Yeni savaş alanı: ISO aralığı

Değerlendirmede önemli bir yer tutması gereken değerlerden biri de ISO değeri oluyor.

Yeni çıkan modellerde eskisi gibi megapikselin değil, kolaylık sağlayan teknolojilerin ön plana çıktığı görüyoruz. Gülümseme algılama, gece çekimi gibi özelliklerin yanında ISO değeri de eskisinden daha çok vurgulanıyor.

ISO aralığının genişlemesi, düşük ve kötü ışıklandırmada daha temiz, daha kaliteli fotoğraflar demek. İşte bu yüzden bu yıl çıkacak olan fotoğraf makinelerinin megapiksel savaşı yapmayacağını, ISO savaşı yapacağını, hatta buna çoktan başladığını görmek mümkün. Bu mesele dijital fotoğrafçılıkla ciddi olarak uğraşanlar arasında artık yaygın bir bilgi haline geldiyse de, son tüketicinin de bilgilenmesi gerekiyor. Yani; önemli olan MP değil, ISO değerleri.

Güzel fotoğraflar çekmeniz dileği ile.....