Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Meğer hacca gitmiş sevabı kazanmışlar…

Meğer hacca gitmiş sevabı kazanmışlar…
 

aboooooo


Bu gün tesadüfü olarak katıldığım bir konuşma benim bütün düşündüklerimi alt üst etti. Şaşırdım kaldım, meğer benim gibi bir şeyler değişir çabası ile kalemi eline alanlar boşuna uğraşıyorlar…

Şimdi yine saçmalıyor diye bilirsiniz hatta -5 sıkıcı diyebilirsiniz. Artık hiçbir yazılan yapılan beni şaşırtmaz. Dedim ya…

Tesadüfen gittiğim ortamda birkaç amcanın konuşmasına kulak verdim ve bir anda elimde olmadan kendimi o konuşmaların içinde buldum. Amcam etrafına toplamış insanları ballandıra ballandıra sayıyor ‘’ Ey kardeşler biliyormusunuz? Evet diyerek hacca gitmiş kadar sevap kazandınız.’’ Etrafındaki insanlarda bunu o kadar ciddi ve doğru olarak kabul ederek seviniyorlar ki, sormayın. Bir an dondum kaldım. Sonrasında bazılarının tabiri ile ukalalım tutu verdi, birazda çocukluğun verdiği mizaçla başladım konuşmaya…

Amca amca… Sen yanlış duymuşsun bizim hoca dedi ki; ‘’ Bu güne kadar işlenen günahlar hepsi af olacakmış.’’ Amcamlar dünden hazır olur vallah… Çok büyük sevap çok…

Bir anda konu günahların af edilmesine dayanmıştı. O kadar tatlı ve hararetli konuşuyorlardı ki, nerede ise kendi söylediğime kendim de inanacaktım.

Bir anda yanımda oraya beraber gittiğimiz dedem beliri verdi. Konuşmalara kulak verince ve amcaların bana ışıl ışıl gözlerle baktığını görünce kızım dedi… ‘’ Yine ne muzurluk yaptın.’’

Olayı dedeme anlatınca bana biraz kızdı. Sonrasında amcalara dönerek ya hadi bu çocuk siz böyle saçmalıklara nasıl inanırsınız diyerek böyle bir şey olamayacağını anlatmaya çalıştı. Fakat amcalar gazı almıştı durdurabilene aşk olsun. Dedem ve ben oradan uzaklaştık.

Az önce yatsı namazından dedem eve dönünce beni aşağıya çağırttı. Kızım senin işin mi? Yoktu. Bunlara sen nasıl böyle bir şey söylersin camide kalkıp hocaya bunun doğru olup olmadığını sordular. Şimdi ayıkla ayıklayabilirsen pirincin taşını diyerek beni azarladı.

İşte bu insanlar dinin evrensel, siyasetin ise toplumsal olduğunu bilmiyorlar yani siyasetin ve devletin üzerinde bir konumda olarak insanları ve tüm malukatı kucaklamakta olan dini daha alt seviyelere çekerek siyasi olgunun içine yerleştiriyorlar. Oysa dinin ne siyasi görüşü nede millet ve ırk ayrımı vardır. Din tüm insanlık ve malukat içindir.

Bu yazıyı yazarken birden kendime edindiğim felsefeyi unuttuğum aklıma geldi.

SEN NE KADAR İYİ BİLİRSEN BİL, SENİN BİLDİĞİN KARŞINDAKİNİN ANLAYABİLDİĞİ KADARDIR.

Kısacası biz ne düşünürsek düşünelim, insanlar inanmak istediğine inanmaktadır. Bu gün o amcaların duymak istediği o idi, ben onlara duymak istediklerini söyleyince inandılar ve bana ışıl ışıl gözlerle baktılar. Ben onlara böyle değil saçmalamayın dese idim. Cevap hazırdı, hadi oradan saçı uzun aklı kısa sen ne anlarsın…

Ah bu amcaları yadırgamıyorum ve gerçekten bu sevabı kazandıklarınada inanıyorum. Çünkü bu amcaların bunu gerçekten bir menfaat uğruna değil yüreklerindeki Allah sevgisi ile yaptıklarına inanıyorum. İşte bu yüzden bu sevabı kazandıklarına da inanıyorum. Kalplerindeki karşılıksız Allah sevgisi o insanların tüm günahlarını af ettirir inşallah.

Benim kızdığım ve kınadığım bu insanların saf ve lekesiz Allah sevgisini kendi menfaatlerine kullananlar.

Bu gün bende çocukluğun verdiği aylazlıkla belki bu sevgilerini kullandım ama gidip hepsinin ellerini öperek özür dileyeceğim.

Ama sonuçta onlar yine inanmak istediklerine inanacaklardır.

Burçak YAZICI

 
Toplam blog
: 168
: 1098
Kayıt tarihi
: 02.07.10
 
 

4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..