Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '06

     
    Kategori
    Psikoloji
     

    Meğer sahiden öyleymiş...

    Bir gün aynaya bakarsın ve şaşırırsın, uzun zamandır görmediğin, bu süre içinde nekadar değişmiş diye düşündüğün bir yüz, nezamandır bu değişiklik, ne oldu ki? böyle başlamamıştı, bu değildi niyetimiz, gelmek istediğimiz yer burası değildi, nezaman saptık yoldan, yönümüzü nerde şaşırdık.... Birsürü sorular. Bir arkadaşım hey gidi günler, neydik, ne olduk' dedi. İyice şaşırdım. Bizimde bu soruyu sorma zamanımız gelmiş demek ki...

    Birkaç arkadaş, yıllar önce peşpeşe farklı yönlere doğru yola çıktık, ve şimdi peşpeşe geri dönmeye başladık, aklımızda ve dilimizde birsürü sorular

    Yollara dökülmeden yaşadıklarımız, anılarımız sanki hayal, sanki yokmuş gibi...

    Yollar o kadar taşlı, dikenli, çalı kaplıydı ki, onları temizleyip, yönümüzü bulmak için o kadar hırpalandık ki, ellerimiz, ayaklarımız su toplamış, patlamış yaralarımız kemiklerimize kadar inmiş yüreklerimiz nasırdan öte, sonunda pes edip yığıldık birer kayanın dibine. İşte o sırada hatırladık başlangıcımızı, kimimiz silmiş bile, düşününce çok acıtıyor, hatırlamak istemiyor kimimiz şüphe içinde, 'sahi mi' diye soruyor bahsi geçince, inanamıyor çünkü hiç benzemiyoruz. Sanki o başkasıydı, sanki bir seraptı şimdiye değin hiç inandırıcılığı yok, kafamızda yarattık: Dikenleri taşları önümüzden kaldırırken yüreğimizi soğutmak için yarattık beynimizde, hikayeler anlattık, uydurduk sonra bir güzel kendimizde inandık! Derken...

    Derken içimizden biri 'yeter' dedi 'yeter artık bu yolun bir yere varacağı yok ben geri dönüyorum' İnanamadık! İlk o başlamıştı o'na güvenmiş , imrenmiş biz de öyle cesaret bulmuştuk şimdi yine o vazgeçiyor 'geri dönüyorum' diyor, neye dönüyor, dönülecek bir şey kaldı mı ki, önceden neydik ki,nasıldık ki, ne vardı ki geride kalan ne bulacağını sanıyor diye biz aramızda tartışırken, o bir hamlade yolu yarılamış bile, biz devam ettik konuşmaya vah vah dedik onun için çok üzüldük, hay allah ne yapsak nasıl avutsak diye çareler aramaya başladık

    Derken haberi geldi... Gerçekten varmış serap sandığımız şey, anlattıklarımız; hani her uçurumun başına geldiğimizde aşağıya düşmeden karşı tarafa nasıl atlayacağımızı düşünürken, cesaret toplamak için birbirimize anlattığımız o 'şey'ler gerçekmiş ve bizim gelmemizi bekliyormuş sadakatle, beni bekliyormuş hasretle

    Meğer sahiden öyleymiş eskiler, onlar kendilerini korumuşlar beni beklemişler, belki bir gün geri gelirim de tekrar onlara sahip olmak isterim diye, öylece beklemişler...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 293
    Kayıt tarihi
    : 08.09.06
     
     

    İstanbul Üniversitesi psikoloji mezunuyum, bir huzurevinde çalışıyorum ayrıca aile ve çocuk danışman..