Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Meğer sınırı yokmuş!

Meğer sınırı yokmuş!
 

Dünyada STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları) çok büyük fonksiyonlar icra ediyorlar ama biz Türkiye olarak bunları yeni yeni kavramaya başladık. İlk önce siyasi kurumlara angaje olarak yapmaya çalıştık ama burada çok büyük hata ve yanlışlara düştük.

Yavaş yavaş kurtulmaya çalışıyoruz derken, bu defa bir çok STK yönetiminde bulunan kişiler vatandaşa inmeyi başaramadılar. Uç noktalarda bulunan STK’lar varoşlardan, köylerden, arabanın girmediği semtlerde hızla yayılmaya başlayarak merkezlere doğru zehirli bir sarmaşık gibi yayılırken, faydasına inandığım, toplum için faydalı bir çok STK ise hala kokteyllerde işin gösteriş veya magazinsel tarafında kalmış.

Plansızlık, koordinesizlik, şatafat, magazinsellik vs. ve hala daha devekuşu misali başını kaldıramamış kumdan. Bir gün bir gazetenin bir köşesinde görünmeleri, bir pohpohlanma yeterli sanki.

Atatürk’ün yıllar önce bugünkü tehlikeleri görerek uyarmasına rağmen hala bir çok tehlikeyi göremiyoruz, ayağımıza kadar gelmiş, hatta zehirli bir sarmaşık gibi ayaklarımızı sarmaya başladığı halde dikkat etmiyoruz, görmemekte ısrar ediyoruz.

Hala birçok kişi bir diğerinden medet umarak “bana ne” diyor.

Hala birçok kişi bir diğer kişi tarafından ayağındaki zehirli sarmaşığa dikkat etmesi için uyarıldığında “sana ne” diyor

Hala birçok kişi bir diğeri tarafından yardım istenildiğinde “neme lazım” diyor.

Hala bir çok kişi aysbergin hatta saydamlaşan aysbergin arkasını “gören kör” halinde

Hala birçok kişi fırtına öncesi sessizliği “duyan sağır” halinde

Ve hala sürü zihniyeti içine sıkışıp kalmış bir sürü STK. Oturup fikir üretip, duyarlılık gösterip, yararlı hizmetlerde bulunmak, kişileri uyarmak ve gerekiyorsa tepki göstermek ve bunları canlı tutmak yerine kuma kuşu misali, bir isim levhasından ileriye geçemeyen bir sürü kuruluşlar.

Tepkisizlik üzerine bir hikaye vardı;

“Ünlü virtüoz piyanonun başına oturmuş ve salonu hıncahınç dolduran seyircilerin önünde, konserine başlamıştı. Ancak tuşlara basıp çalıyor görünmesine rağmen, telleri inceden sıkılmış olan piyanodan hiçbir ses çıkmıyordu! Dinleyiciler, birbirine göz ucuyla bakarak ne yapmaları gerektiğini araştırıyorlar, fakat nedense tepki gösteremiyorlardı.

İki saat suren sessiz konserden sonra ünlü virtüoz oturduğu yerden kalkarak büyük bir ciddiyetle onları selamladı. Salon sürekli alkış sesleriyle çınlıyordu. İngiltere'de yaşanan bu olaydan sonra piyanist, kendisiyle röportaj yapan televizyon spikerine :-"insanlardaki tepkisizliğin nereye kadar varacağını öğrenmek istedim".... diyordu...-

"Meğer sınırı yokmuş.."

"Unutmayın bugün iki yarına bedeldir. (B. Franklin)



Resim: www.musikschule-spandau.de

 
Toplam blog
: 110
: 811
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

Hayatta iki şey vardır; masallar ve sonuçlar. (Erol Aslan)      ..