Mehmet Ali Ağca Twitter'da

Bill Gates, Twitter’da hesap açmış da, ilk on üç saate iki yüz elli bin kişi sayfasına üye olmuş. Kuş konduracak ya o bakımdan yani. Neyse...

Şimdi düşündüm de bu bizim anlı-şanlı Mesih Mehmet Ali Ağca var ya... Hani bundan önceki Papa’ya tetik çeken, gazeteciyi öldürdüğü mahkeme kararıyla sabit bulunan, birkaç gün önce tahliye olduğundan beri yerli-yabancı medya ordusunu kıçından koşturtan mavi kazaklı adam yahu...

Bu Mesih Ağca, şimdi şu Twitter denen zamazingoda bir hesap açsa diyorum. İlk on üç saatte iki yüz elli bin üyeyi bulur mu, bulmaz mı? Adam, Tanrı’dan mesaj aldığını iddia ediyor kardeşim. Tabi “ben Tanrı değilim” demeyi de ihmal etmiyor. Maazallah ya tapınmaya falan kalkarsak kendisine, değil mi ama. Şu fani dünyada bir imanımızdan olmadığımız kalmıştı, şahtık şahmeran oluruz gayrı.

Evet, bakın; siz bile “Mehmet Ali Ağca Twitter”da diye bir başlık attım da nasıl da koşturuverdiniz değil mi yazımı okumaya.

Yahu bir de ben, bu, “askerlik yapamaz” raporunu anlayamadım dostlar. Hani GATA verdi ya, bilmem kaç yüz soru sorup da salakça cevaplar aldılar zat-ı muhteremden diye. Koydular kapı gibi teşhisi: Anti-sosyal kişilik bozukluğu. Ah severim ben böyle hastalığı.

Yanlış olmasın. Psikolog-psikiyatr falan değilim. Ama bırakın yirmi seneyi, birkaç gün bile hapishanede kalsan birtakım ruhsal marazlardan nasiplenilebileceğini bilirim.

Ama bu adam başka... Bir cinayetten, bir suikast teşebbüsünden maddi anlamda nasıl böyle bir altın yumurtlayan tavuk çıkarılabilir? Bunu, tramvatik bir biçimde anti-sosyal kişilik bozukluğu olan bir insan nasıl başarabilir, işte buna aklım ermiyor. Eriyor, ermesine de aslında isyanım düzene, ilişkilere ve dengelere.

Ben yine dengesizliği seçtim uzun zamandır dostlar. Twitter’a üye değilim. Bir sayfam da yok, açıp bir sayfayı okuduğum da. Belki okumak için önce üye olmak, sayfa-hesap sahibi mi olmak gerekiyordur onu da bilmiyorum. Bir Twitter cehaleti sergiliyorsam şu anda, n’olur beni bağışlayın.

Aşağılamayın ama bakın ezildim ezileceğim kadar.

Ben, Facebook’a da üye değilim, itiraf ediyorum. Bazen tesadüfen görüyorum aramalarda, ismimle sayfası olan adaşlarım-soyadaşlarım var. Hiçbiri ben değilim. Çünkü açıldığından beri üye olmadım.

Niye mi mahallesine uğramıyorum bu sosyal(!) paylaşım platformlarının? Aslında özel bir sebebi yok da bu Mesih Ağca’yı gördükten sonra acaba bende de bir “anti-sosyal kişilik bozukluğu” mu var diye düşünmeden edemedim. İçim içimi kemiriyor yani.

Hayatım; dernek, vakıf, siyasal parti, müzikal topluluklar gibi oluşumların içinde, geniş ve uzun süreli gerçek (sanal değil yani) arkadaşlık gruplarında geçti. Üç seneden fazladır da hasbelkader bu sayfadan içimin bir bölümünü, görmek isteyenlere açıyorum. Aslında o kadar da anti-sosyal değilim yani.

Ama ne bileyim, bir Twitter hesabım, bir Facebook adresim bile yok yahu. Bu nasıl bir sosyalizasyondur diye sormazlar mı adama?

Bak buradan söz veriyorum. Bizim Mesih, Twitter’da hesap açsın, anında ben de açacağım. Bakalım 250 bin üyeye kim önce sahip olacak? Cevaplarınızı duyar gibiyim. Evet ve maalesef ki haklısınız.

Kumaş bu...

Geçen sene bugün: Ben Böyle Yoruma...Mavi Reno Sağa Çek...

Geçen sene bugün: Yeni Yıla Kombi Yangınıyla Girdim