- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Mehmet Ali Birand'ın ardından
Gazeteci Mehmet Ali Birand ( 9 Aralık 1941- 17 Ocak 2013 )
Ünlü gazeteci, yazar, televizyon program yapımcısı değerli usta ve örnek insan Mehmet Ali Birand’ı 17 Ocak 2013 günü akşamında saat 18. 29 sıralarında Amerika Hastanesi’de muayene olurken bir kalb yetmezlği sırasında kaybettik. İlk ölüm haberini gözyaşlarıyla oğlu Umur Birand verdi. “Ameliyat masasında babamın kalbi durdu. Acı çekmediğini biliyoruz. Çünkü ameliyat çok basitti. Onu beklenmedik bir anda babamı kaybettik“ dedi. Bu acı bir haberdi. Hatta beklenilmeyen bir haberdi.
POSTA Gazetesi Başyazarı ve Kanal D Haberi Grup Başkanı Mehmet Ali Birand yaklaşık 1,5 yıldır pankreas kanseriyle savaşıyordu. Safrakesesinde takılan stentin değişme zamanı gelmişti.17 Ocak 2013 cumartesi sabahı son yazısını hazırlamış ve bunu gazetedeki köşesine göndermişti. Konu Fransa’da öldürülen ve Diyarbakır’a gelen üç PKK’lı kadın cenazeleriyle ilgili idi. M.Ali Birand’ta barıştan yana idi. Bundan da çok umutlu idi, ancak Mehmet Ali Birand ameliyat sırnasında kalbi durdu ve aniden yaşamına elveda etti. Ne yazık ki bu yazısını bir daha okumak ona nasip olmadı. M.Ali Birand’ın vefatı tüm Türkiye’ye bomba gibi düştü ve tüm ülkeyi yasa boğdu. Çünkü Türkiye büyük bir yazarını kaybetmişti…
Mehmet Ali Birand, kendine özgü özel bir insandı. Çalışkan ve üretkendi. Usta bir gazeteci olarak, televizyoncu olarak örnek bir insandı. Yurt içinde ve yurt dışında tanınmış birçok devlet adamlarıyla röportajlar yapmıştı. Atılgan ve cesaretliydi, dürüst bir gazeteciydi... Yaptığı röportajlardan bazıları:
Demirlady “lakaplı, 1970-1990 arasında İngiltere Başbakanı olan Margeret Teacher ile ilk röportajı yapan ilk Türk gazetecisiydi. Filistin Kurutuluş örtü ünlü lideri Yaser Arafat 1990’’de Mücadelesini bizzat Mehmet Ali Birand’la yapmıştı. Aslında Yaser Arafat’a ulaşmak ve onunla röjportaj yapmak her gazetecinin yapacağı iş değildi.
Almaya’nın yıllarca Başbakanlığını yapan Helmut Kohl 1986 ‘da yine Mehmet Ali Birand onunla bir röportaj yapmayı başarmıştı. Yine 1979 - 2003 yılları arasında Irak’ı yöneten ünlü Saddam Hüseyin ile 1. Körfez Savaşı’ndan kısa bir süre sonra ilk röpartoji yine Mehmet Ali Birand’la yapmıştı.1988’de İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsaencani ile İran’da ilk görüşmeyi yapmış, bu röportajı gazetelerde yayımlanmıştı. 2004 yılında Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmüş ve düşüncelerini yine kendi köşesinde Türk halkıyla paylaşmıştı.
1998’de Papa 2. Jean Paul’e suikast girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca ile de bizzat hapishanede onunla ilk röportajı gerçekleştirmişti. 2000 yılında Amerika Başkanı Geoge H.W. Bush ile görüşmüş ve yine onunla bir röportaj yapmıştı. Almanya Başbabakını Angela Merkel ila pek çok kez röjportaj yapmış ve görüşmüştü. O’nunla birlikte hatıra fokotoğraflarını çekmişti ( 2006 ). Geçmişte “Demirkırat”, 12 Mart”, “12 Eylül”, son Darbe ( 28 Şubat ) gibi önemli programları bierer belgesel halinde televizyon programlarıyla belleklerimizde derin izler bırakmıştı.
Can Dundar’la birlikte kendi hayatını bir belgesel olarak hazırlamıştı. Ancak son konuşmaları yapmamıştı. Kısa bir zaman sonra Birand’a sormuşlar “Sizinleilgili bu belgeselin konuşmalarını yapar mısınız” diye sorulunca Sayın Birand şöylece yanıt vermişti:” Ben öldükten sonra “hakikatan son konşmaları bu belgeselde yapmadan bizlere elveda dedi.
Gerçeği söylemek lazımsa dünyayı onun sayesinde ve özellikle yaptığı bu röportajlarla ve 32.Gün televizyon programlarıyla daha yakından tanımış olduk. Yaklaşık 1,5 yıla yakın bir rahatsızlığı vardı. Bir ara televizyonda “elveda” diyerek “sizleri özleyeceğim “diyordu. İnançlıydı “Allah’a inanıyorum” bütün dinler arasında bir ayırım veya bir fark görmüyorum “ diyordu. Çok mutluyum, çünkü konuşabiliyorum, yazabiliyorum, arzu ettiklerimi yazdım, bunları sizlerle paylaşıyorum. Sizleri de seviyorum, bana dua ediniz. Sizlerden dua bekliyorum. Beni sevenler de, sevmeyenler de bana dua etsinler “diyordu…
Çok yönlü bir insandı. Usta bir gazeteciydi. Tanınmış bir televizyon haberleri yapımcısıydı. O denli dürüst ve güleç yüzlüydü. Birçok kitaplara imza attı.. 28 Şubat olaylarına karşı dik durdu. “Emret Komutanım” kitabını bu duygularla yazdı. Cenazesi 19 Ocak 2013 Cumartesi günü İstanbul‘da Teşvikiye Camisinde öğle vakti kılınan öğle namazından sonra dualarla Anadoluhisarı aile mezarlığında onbinlerin omuzları üzerinde ve dualarla toprağa verildi. Vefatında her kesimden, her partiden insanlar vardı. Çünkü tanınmış bir gazeteci ve o denli sevilen ve saygılan bir insandı…
Hakkında çok yazılar yazıldı. Türk edebiyatının efsane ismi ünlü romancı Yaşar Kemal Mehmet Ali Birand’ın ölümüyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“En kötü günlerimde de en iyi günlerimde de hem yanımda olan, üzüntümü, öfkemi, sevincimi yüreğinden duyan bir kardeşin acısını yaşıyorum. Mehmet Ali tek kelimeyle iyi insandı. Gazetecilik yapılmaz, yaşanır. Mehmet Ali Birand gazeteciliği kadar ve izleyeciği de yetiştirdi. Darısı bayrağı ondan davralanın başına“ diyordu.
Mehmet Ali Birand’ın kısaca özgeçmişi: 9 Aralık 1941 yılında doğdu. Mürvet ve İzzet Birand’ın oğlu olan Birand’ın kökeni Elazığ’ın Palu ilçesine dayanmaktadır. Galatasaray Lisesi’nde okudu. Mesleğe 1964 yılında Milliyet gazetesinde başladı. Abdi İpekçi’den sonra kısa bir dönem Milliyet’in genel yayın yönetmenliğini yaptı. Sabah gazetesinde köşe yazarlığı, TRT ve Show TV’de 32. Gün programını yaptı, Show TV’de ana haber bültenini sundu (1992-1995 ). CNN Türk yöneticilerinden biri olmakla birlikte CNN Türk’te günlük haber programı manşet’i ve 32. Gün’ü; Kanal D’de ise ana haber bültenini sunmaktaydı... Evli ve Umur Ali Birand’ın babası olan Mehmet Ali Birand, Fransızca,İ ngilizce biliyordu. Sevimli bir torunu vardı…
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumları anlatan ve Türk siyasetini içeren birçok kitap yayınlayan Birand'ın, Türk ordusunun yapısı, 12 Eylül askeri darbesi, 1974 Kıbrıs Çıkarması ve Türk-Yunan ilişkisini anlatan kitapları İngilizce, Almanca ve Yunanca'ya çevrildi.
Usta gazeteci ve 32. günün ünlyü programcısı Mehmet Ali Biranda özleyeceğiz. O her akşam Kanal D’den bizim konuğumuz oluyordu. Onun konuşmaları cesareti ve güleç yüzü dünyaya bedeldi. Yeri zor doldurulan bir başarılı ve çalışkan bir gazeteciydi. Birçok insan da yetiştirmişti. 32,Gün programları adeta bir okul gibiydi…
Başta Sayın Birand ailesi olmak üzere Posta Gazetesi’nin tüm yazı ailesine, yalkınları, tüm sevenlerine başsağlığı ve sevgili Mehmet Ali Birand’a Allah’tan rahmet diliyorum. Onun için dua edeceğiz. Çünkü o da bizden dua bekliyordu. Mekânı cennet olsun diyorum… ”Son konuşmalarında “şimdi veda zamanı geldi“ diyordu… Bu bir şaka değildi….dediği gibi oldu… ve elveda etti… Mekânı cennet olsun…
Bu yazımı yazarken ünlü bilim adamlarımızdan Prof.Dr. ve yazar Toktamış Ateş’in de ölüm haberi geldi. Bir acıya bir acı daha eklendi… O’nu da rahmetle anıyor ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Prof.Dr. Toktamış Ateş’te sevilen bir insandı…Onun da mekânı cennet olsun diyorum…. Sabırla acıları bal eğledik… Şairin dediği gibi “ gitti gelmez bahar yeli, anahtar Tanrı’da kaldı”….