Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Mehmet Ali olayı

Programda 'mum söndü' dedi diye gelen tepkiler üzerine Mehmet Ali'nin programı yayından kaldırılmış.

Bana kalırsa bu çok ucuz bir neden bir programı yayından kaldırmak için.

Hemen hatırlatalım, geçtiğimiz yıllarda İslamiyet ile ilgili karikatürler çizdi diye, bazı Avrupalı kişilere de aynı bağnaz eleştiriyi görmüştük. (Bu konuda bir blog yazmıştım.)

Yani, bu durumda Türkiye'de, kimse gıkını çıkaramayacak. Biri bir şey diyecek, mutlaka başka biri, değerime, inancıma, kültürüme, kimliğime dil uzatamazsın diye sopayı çekecek.

Yobazlaşan Türkiye, yobazlaştırılan Türkiye.

Nedir bu kutsalın kutsallığı? Kutsal senin kutsalın, bana ne? Sen ne hakla benim eylem, düşünce ve konuşma özgürlüğüme ket vurmaya çalışabilirsin? Sana bu hakkı veren nedir?

Mehmet Ali Erbil'e ve programına yapılan açıkça bir yobazlıktır. Yayıncı kuruluşun yayından alması gaddarlık, yapılan eleştiriler ise bağnazcadır.

Ülkemiz nasıl yobazlaştırılıyor?

Dinler, etnik yapılar siyasete alet edildikçe, dar yapılar yapılar iyice berkitiliyor, kimlik üzerinden siyasetin malzemesi ve merkezi olmaya başlıyorlar.

Türkiye'de epeydir bir o, şu, bu sorunu denerek grup dinamiği yaratacak sorunlar icat ediliyor. Sanki örneğin aleviler üç kollu adamlar, kürtler üç bacaklı adamlar, bunlar uzaydan gelmiş, ayrı kategorik insanlar ve o nedenle onlara özgü sorunlar var. Adamların üç bacağı var mesela, buna göre giysi üretilmediği için üç bacaklı adamlar sorunu varmış demekle benzer hale geliyor.

O zaman, bu kimliklere sahip insan grupları ayrı bir aidiyet duygusu yaratıyorlar. Bunun kitle psikolojisine giriyorlar. Kendi iç örgütlenmelerini yapıyorlar.

Bu gruplar diğer gruplara ya da bireylere karşı baskı uygulamaya başlıyorlar, onlara karşı örgütlenerek, bir tür ayrı kaleler inşaa ediyorlar, çünkü canavarlaşıyorlar. Bu kitle psikolojisini ve kimliği beslemek için de, her fırsatı değerlendiriyor ve adeta yoldan geçene omuz atar gibi kabadayılık yapıyorlar; bu kelimeyi kullanamazsın, şu kişi hakkında konuşamazsın, şunun resmini çizemezsin. İyi de kardeşim sen kim oluyorsun, dayı mısın? Sana bana müdahale etme hakkını kim, ne hakla veriyor?

Bir insan her şey hakkında, her istediğini, yazabilir, çizebilir, söyleyebilir, dalgasını geçebilir. Buradaki sınır belli bir kişinin bizzat kişilik haklarına yönelik, saldırı, hakaret vs. içeren açık ve somut eylem, düşünce ve davranışlarıdır. Onun ötesindeki her şey düşünce özgürlüğüne girer. Bunlara karşı, değerim, inancım şuyum buyum diyerek, engelleme, yasaklama girişimleri açık yobazlıktır.

Bunlara prim vermek ise eğer başka gizli amaçlarla yapılmıyorsa, -kastım MAE'nin bir AKP aleyhtarı olması- bu yobazlaşmayı desteklemek demektir.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..