Mehmet dede

Manisanın bir beldesinde, hayırsever bir vatandaş tarafından yaptırılan okulun, açılış töreni yapılıyor. 85 lik mehmet dede hatırlı konuklar için, tören alanına konulmuş sandalyelerden birine oturmuş, ham yorgun ayaklarını, hem bastonunu dinlendiriyor. Törene AKP Mebusu da davetli. Mebus bey kordeleyi kesecek. Alışıla geldiği gibi mebus bey, törene herkesten sonra gelir. Birde ne görsün. Kendisi için ayrılan oturağa, 85 lik Mehmet dede oturmuş.

Vay, vay, vay, bu ne cür'et . 85 lik mehmet dede oturaktan kaldırılır, mebbus beyimiz oturağa oturtulur. Yahu bu millette hiç saygı kalmamış. 85 lik, sadece vatandaş, gelmiş, mebbusu azamın oturağına kurulmuş, keyif çatıyor. Mebbusu azam çok çalışmıştır. Yorulmuştur. Nasırları sızlıyordur. İtalyan malı pabuçlar cızırdamıştır, diyen yok. Allahtan Muhterem Bülent Arınç'ın, çok bilmiş danışmanı oradadır da, duruma müdahale ederek, zevahiri kurtarmıştır. Böyle işbilir teşrifatçılara her zaman ihtiyaç vardır. Mebbus dediğin, yaşlıyı genci, doğruyu yanlışı, haklıyı haksızı, haramı helali ayırt etmez. Boş buldu mu oturur. Onun için bir mebbus için, hele de AKP li bir mebbus için, her zaman boş bir oturak bulunduracaksınız. Bulundurmazsanız, mevkii ve makamınız sallantıda demektir. Her yerde teşrifatçı bulunmaz. Vatandaş, vatandaşlığını bilecek. Bilmiyorsa anasını da alıp, gidecek. Bu böyle biline.