Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '12

 
Kategori
Eğitim
 

Mehmet Emin Soysal

Siz,  Kızılçullu Köy Enstitüsü’nün ilk müdürü Emin Soysal’ı, özellikle 1946’da Maraş Milletvekili seçildikten sonra, Köy Enstitüleri’ne karşı tutumundan dolayı sevmeyebilirsiniz.

Bende de böyle bir “önyargı” vardı; Yeni Kuşak Köye Enstitüler Derneği Başkanı Prof. Kemal Kocabaş’ın hazırladığı “Kızılçullu Köy Enstitülü Yıllar” adlı 798 sayfalık eseri okunucuya kadar…

Bu kitapta yer alan Kızılçullu mezunlarının nerdeyse yüzde yüzü, müdürleri Emin Soysal’dan övgüyle söz etmişler hep.

Anlayamadıkları ve hayret ettikleri tek şey şu:

Nasıl olur da okullarının kurucu müdürü, başarılı bir yönetici ve iyi bir eğitimci olan böyle bir insan, sonradan bu okullara karşı olur?

Doğrusu ya,  ben de pek anlamış değilim bunu.

Zira, Emin Soysal’a ait ne bir kitap okudum; ne bir makale…

Araştırılmaya, incelenmeye değmez mi böyle bir konu. (Kim bilir, belki araştırılmıştır, incelenmiştir de, Benim haberim yoktur. Ayrıca, Kemal Tahir’in “Bozkırdaki Çekirdek”ini de henüz okumadığımı itiraf edeyim de cahilliğim ortaya çıksın iyice!)

Bunları sonra, daha uygun bir zamanda da konuşur, tartışırız. Gelelim şimdi biz, Kızılçullu mezunlarının, 60 kusur yıl sonra, müdürleri Emin Soysal hakkında neler söyleyip neler yazdıklarına:

“Emin Soysal okulun kurucu müdürüydü. Bizler okulun ilk öğrencileriydik. Hepimizi tek tek tanırdı. Biraz haris,  ben merkezli bir insandır(...) Tonguç ve Yücel’in arkasında konuştuğunu duyardık.”

Bu satırları 1922 Muğla-Dalyan doğumlu Ekrem Ula’ya ait. (Ailesi, Dalyan’ın Döğüşbelen köyünden)

Kızılçullu,önce 1937’de “Köy Öğretmen Okulu” olarak açılır. Ekrem Ula, bu okulun ilk

Öğrencilerindendir. Okul,  1940’ta Kızılçullu Köy Enstitüsü adını alır. Kızılçullu’yu 1942’de, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitü’nün kuruluşuna 50 arkadaşıyla birlikte katılıp bir bina yaparlar (1941- 1942)

Şimdi de 1966-1980 yılları arasında 14 yıl TBMM’de CHP Senatörü olarak görev yapan Denizli-Çal ilçesi İsabeyli köyünden 1919 doğumlu Hüseyin Atmaca’yı dinleyelim:

“Emin Soysal,  çalışkan bir insandı. Öğrencilerine karşı çok müşfikti. Öğrencilerin İzmir’e giderken kravatsız, ütüsüz, boyasız ayakkabılarla çıkmamasına özen gösterirdi.” (Sa.63)

Denizli-Çivrililçesi Şenköy’den 1923 doğumlu, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü çıkışlı İlköğretim Müfettişi Zekeriya Kayhan da benzer şeyler söylemiş: (Arkadaşı Hüseyin Atmaca’yla sözleşmiş gibi sanki)

Emin Soysal müdürümüzdü. Yetişmemizde önemli katkıları oldu. Çalışkan bir insandı. O dönemde onu severdik. Onun döneminde kılık kıyafet konusunda serbesttik. Cumartesi günleri okul çıkışına ayakkabı boyacısı koyardı. Ayakkabısı boyasız olanı İzmir’e göndermezdi. (…) Biz o yıllarda Tonguç ve Soysal arasındaki ayrılığı anlayamazdık. Kanımca Soysal ‘enstitü projesi’nde payının olmasını istiyordu. Soysal daha sonraları enstitü karşıtı oldu. Tümümüz ona bu davranışı nedeniyle kızmıştık.” (Sa.73)

Aydın-GermencikSelatin köyü 1923 doğumlu, 1943 Kızılçullu çıkışlı Bekir Cakar da der ki:

“Müdürümüz Emin Soysal çok ciddî ve otoriter bir insandı. Başlangıçta çok çalışkandı ve bizi seviyordu. Geceleri gezer, yatakhaneleri kontrol ederdi. Daha sonraları, politikaya girdikten sonra enstitüler aleyhinde çalışmalar yapması bizleri üzmüştü. Soysal, bir bayram tatilinde enstitüdeki bit salgını nedeniyle bize izinvermemişti. Bizleri toplayıp;“Bitli köylünün bayramı olmaz.” dediğini anımlarım.(Sa.81)

Soysal’ın bu sözünü çoğu öğrencisi anımsayıp yazma gereğini duymuş.

Kızılçullu ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsüçıkışlı Denizli-Çivril Şenköy 1925 doğumlu ilköğretim müfettişi Kemal Güngör ne yazmış acaba:

“İlk başlarda biz Emin Soysal’a iyi bir insan olarak baktık. İngilizce öğretmenimizdi. Kendisi Fikret Kanat’ın bacanağıydı. Ondan etkilendiğini düşündük hep. Yücel ve Tonguç’tan bağımsız Kızılçullu’da başka bir uygulama yapmak isteğindeydi.  Bakanlığı hiçe sayıyordu. Kendi fikirlerini bakanlığa empoze etmek istiyordu. İş okulu anlayışına olumlu bakmıyordu.”(Sa. 90)

1924 Denizli’nin Çivril ilçesi Sökmen köyü doğumlu, 1946 Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü mezunu öğretmen, denetmen, müfettiş Niyazi Başkaya, başka hiç kimsenin yazmadığı bir konuya değinmiş:

“Emin Soysal değişik bir ortamda yetişmiş ve ona göre şekillenmişti. O, bir öğretmenin Sabahatttin Ali’nin öyküsünü sınıfta okuttuğu için, okuldan uzaklaşmasına neden olmuştu. Öğrencinin elinde bir Rus yazarının kitabının olmasını istemezdi. Ona göre bu suçtu.”(Sa. 99.)

Kızılçullu’da çok zengin bir kütüphane olduğunu özellikle belirtme gereğini duyan Başkaya, “Ben okumak için kitaplığa hiç gitmedim.” itirafından sonra, şöyle demiş:

“Okulda her öğretmen kendi branşına önem verir, onun gelişmesini isterdi. Okumayı özendiren öğretmenleriniz beğenilmiyordu. Bir sabah toplantısında elinde de Rus klasiği bulunan ir arkadaşımız için müdür Soysal tarafından “sütü bozuk” suçlaması yapılmıştı.”(Sa. 100)

Burada duralım biraz. Niyazi Başkaya’nın  pek çok arkadaşı Kızılçullu’da  özellikle okumaya çok önem verildiğiniz anlatırken, O’nun “Okumayı özendiren öğretmenlerimiz beğenilmiyordu.” demesi, oldukça düşündürdü beni.

Pekiyi, Sabahattin Ali’nin bir öyküsünü sınıfta okuttu diye,  bir öğretmeni okuldan uzak-laştırma yetkisi var mıdır bir müdürün?

“Tek başına uzaklaştırma yetkisi yoktur da, üst makamla şikâyet edip gammazlayarak okuldan atılmasına sebep olmuştur.”  derseniz; bu görüşünüze hiç katılamam.

“Üst makam”dediğiniz neresi?

İlköğretim Genel Müdürlüğü koltuğunda İsmail Hakkı Tonguç, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda Hasan-?li Yücel oturuyor.

Bu kişilerin, Sabahattin Ali’nin öyküsünü okutan bir öğretmene ceza vereceklerini düşünebilir misiniz siz?

Ve kusura bakmayın, birçok öğrencisinin “öğrencilerine karşı çok müşfikti.” Ve “Bize her gece klasikleri okuturdu.” dediği bir müdürün, bir öğrencisinin elinde bir Rus yazarının kitabını görünce, onu “sütü bozuk” diye suçlayacağına hiç ihtimal vermiyorum.  (Başkaya’nın Kızılçullu’dan 1943’te mezun olduğunu bir not olarak düşeyim. Soysal da 1942’de ayrılmıştır Kızılçullu’dan)

Bütün Kızılçullular’ın Soysal’ı beğenmek, övmek gibi bir mecburiyetli yok tabii. Nitekim 1925 Denizli - Kızılcabölük köyü doğumlu, 1945 Yüksek Köy Enstitüsü çıkışlı Hüseyin Çakar da der ki:

“Emin Soysal heyecanlı, ihtiraslı, klasik bir öğretmendi. Onda köy heyecanı yoktu. Köyü canlandırmak fikri yoktu. Bizi kente göre yetiştirmek isterdi. Bu anlamda Tonguç’tan farklı düşünüyordu. Ben merkezliydi. Kendi öğretmen yetiştirme tarzının doğru olduğuna inanan zor bir insandı.”(Sa. 106)

1924 Denizli-Akdere köyü doğumlu Halil Cengiz de şöyle yazmış:

“Emin Soysal yüzü gülmeyen, sert, çok, katı görünüşlüydü biriydi. Otoriterdi. Öğrencilerine karşı yumuşak, korkutmayan, babacan bir öğretmen hali yoktu. Herkes korkuyordu. Soysal, okulun müdürü değil âdeta kraldı. Güzel, etkili, düzgün ve uzun konuşuyordu, dinletiyordu. Okul her şeyiyle onun denetim ve gözetimi altındaydı.”(Sa. 113) derken, okul arkadaşı 1924 Fethiye doğumlu Süleyman Koyuncu da şöyle değerlendirmiş Soysal’ı:

“Emin Soysal ilk müdürümüzdü. Kendini iyi yetiştirmiş, iyi konuşan hırslı bir insandı. Bizim İngilizce derslerimize gelmişti. Köy Enstitüleri hareketinin en üstünde bulunan Yücel ve Tonguç’a karşı bir öfkesi vardı. Bu, tavırlarına yansıyordu. Bursa’ya tayin olduktan sonra, bir broşür yazarak enstitü davasının karşısına geçti. (…) Soysal’ın Yücel ve Tonguç ikilisiyle arasının iyi olmadığını öğrenciliğimiz süresinde hissediyorduk. Emin Soysal derslerimizde: “Biraz kendinizi sıksanız, siz de Hasan-Ali Yücel kadar şiir yazarsınız.”der onu küçümsemeye çalışırdı.”(Sa. 126)

Soysal(*) 1946’da siyasete atılıp milletvekili seçilerek daha bir şiddetle Köy Enstitüleri hareketinin karşısında yer almasaydı; sanırım, yetmiş yıl sonra O’nu daha bir farklı değerlendirecekti öğrencileri.

1942’de geçirdiği bir soruşturma sonucu, Bursa’ya atandıktan sonra yazdığı broşürü okumak isterdim. Ya da 1946’da ve daha sonra bu konuda……..

 ......................................................................................... 

(*) Soysal 1906 Elbistan doğar… Sivas Öğretmen Okulu ve Gazi Eğitim Enstitüs mezunu… 1937-1942 Kızılçullu Köy Öğretmen Okulu sonra da Kızılçulu Köy Enstitü kurucu müdürü… Üç eseri var:  Kızılçullu Köy Enstitüsü Sistemi-1 (1940), Kızılçullu Köy Enstitüsü Sistemi II, (1943) Köy Enstitülerinin Tarihçesi ve Kızılçullu Köy Enstitüsü… 1946’da Maraş’tan bağımsız milletvekili seçilir; 1949’da CHP’ye girer. 1970’te Yunanistan’da “kültür ateşesi” görevindeyken Gümülcine’de vefat eder.

 
Toplam blog
: 303
: 309
Kayıt tarihi
: 21.02.11
 
 

1942'de Antalya'ya bağlı Akseki ilçesinin Gödene (Menteşbey) adlı kuş uçmaz kervan geçmez bir köy..