Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '16

 
Kategori
Futbol
 

Mehmet Topal ve Fenerbahçe’nin martı görmesi...

Mehmet Topal ve Fenerbahçe’nin martı görmesi...
 

Kendi evindeki 2-0‘lık avantajın dışarıdaki rahatlığı yadsınamaz.

Fenerbahçe, Kadıköy’de elde ettiği üstünlüğü Moskova’da korumaya uygun oynayacaktı kuşkusuz. Rakibin açık oynaması da hesaba katılırsa, iş, ayağa gelecek fırsatları değerlendirmeye kalıyordu.

Gol atılmasa bile, önceki skora göre, tek gol yemek de “başarı” sayılırdı. Ancak, yedikten sonra gol, atana cesaret verir, yiyeni de doğal olarak bocalatır.

Fenerbahçe, beklenmedik bir durumda golü yiyince, ikinci yarının zor geçeceği anlaşıldı. Ne ki, Lokomotiv Moskova’nın öyle goller sıralayacak gücü yoktu.

*****

Fenerbahçe, Kadıköy’deki skora göre, rahattı.

Lokomotiv Moskova ise tedirgin, diken üstünde...

Daha ilk dakikalarda, Pereira’ın Avrupa maçlarında öncelikli kalecisi Fabiano, öyle gereksiz bir hareket yaptı ki, sormayın. Fabiano'nun bu hareketinin "tehlike" anlamına geldiği, ilkyarının sonunda yenen golle görüldü.

Fenerbahçe, maçın genelinde, önceki skora bağlı olarak, olağan bir havada oynuyordu. Gökhan Gönül’ün zaman zaman zorlanması, Lokomotiv Moskova akınlarının özellikle o kanattan gelişmesini sağlıyordu. Gökhan Gönül, aksamasına karşın, yine de ileri çıkıyordu. Ne ki, ilkyarının sonuna doğru, çıkmak zorunda kaldı, yerini Şener’e bıraktı.

Gökhan Gönül’ün aksaması, tutukluğunun nedeni, maç sonrası yaptığı açıklamadan anlaşılıyordu.

("Kasımpaşa maçında aldığım darbeyle sol kaburgam kırıldı. O günden beri oynuyorum. Tedavi edilecek bir bölge değil. Bu maçta da aynı yere darbe alınca çıkmak istedim. Şu an ağrılarım var. ‘Fedakar futbolcu’ yakıştırmasını sevmediğim için bu sakatlığımın basınla paylaşılmasını istemedim.”

*****

Pereira’nın önceliklerine farklı bakanlar, eleştirilerinin dozunu oyuna, skora bakarak ayarlıyorlar.

Pereira, niye onu değil de öbürünü oynatıyor?

Eleştirilerin odaklandığı nokta bu. Pereira’ya hak vermekle birlikte, ille de birilerini oynatmak gereği duyması yine olağan karşılanabilir. Ama “formda” olanı değil de, sıraya koymuş misali, öbürünü oynatması, taraftarda tedirginliğe yol açıyor.

Oynayan oynuyor, mücadele eden ediyor, topu seven sevgisini gösteriyor!.

Kuşkusuz, sahadakiler, Pereira’nın biçtiği “rol”e uygun oynuyorlar.

Volkan Şen, “serbest dolaşım” hakkı varmış misali oynadı; sahanın her yerindeydi.

Mehmet Topal, bir gol daha yendiğinde uzatmalara gitme olasılığın yüksek olduğu bir dakikada, kaleye arkası dönükken, kornerden gelen topu aşırtma bir vuruşla kaleye gönderince, her şey bitti.

O ana kadar topallayanlar, Mehmet Topal’ın sayesinde kurtuldular!

*****

Maçı, kalabalık bir ortamda izledim.

İzleyenlerin tepkileri, Fenerbahçe taraftarının genel havasını yansıtıyordu.

Nani çıkınca, alkışlayanlar oldu.

Niye ki?

(“Alkış”, bizi aldı yıllar ötesine götürdü: Duyurusu öğretmenlere imza karşılığında yapılan bir konferansa eşimle birlikte gitmek zorunda kaldık. Konuşmacının yavan konuşması,  beni iyiden iyiye sıktı. Konuşma bitince, en çok ben alkışladım. Eşim, “Hani sıkılmıştın, beğenmiyordun?” dedi. Yanıtım, alkışın hak edildiğine ilişkindi: “Bitti diye alkışlıyorum.”)

En büyük, gerçek alkışı, kuşkusuz, Mehmet Topal aldı.

Fenerbahçe, Mehmet Topal’ın kafa vuruşuyla kazandığı golle, bir kazaya uğramadan Moskova’dan şen dönüyor.

Son söz:

Avrupa’da martı görecek Fenerbahçe, ülkemizi temsil eden tek takımı olarak, nisanı ve ilerisini görmek için mücadele etme yoluna girdi.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..