Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '11

 
Kategori
Mimarlık
 

Mekanlar

Mekanlar
 

Atalarımız ne demiş: “Dünyada mekan, ahrette iman…” Dünyada kafanı sokacak bir evin yoksa başın dertte demektir. Ömür boyu kiralık evlerde ve ev sahipleriyle uğraş dur. Kolay değil. 

Tarihte konut meselesi her zaman insanoğlunun ekmekten, yemekten sonra en önemli meselesi olmuştur. İnsan , ilk çağlarda doğal mağaralardan hayvanları kovalayarak oralarda barınmaya başlamış ; sonraları kayalardan mağaraları kendi oymuş ve oralarda konaklamış; ama tarımcılıktan sonra hayvan beslemeye başlayınca , bu kez kendi yaptığı çadırlarda otağlarda kalmıştır. Daha sonraları, çevredeki malzemeleri ; taş, tahta, çamur kullanarak kendi evini kurmuştur. 

Türkler , uzun yüzyıllar boyunca göçebe bir hayat sürmüşlerdir.. Daha sonra Maveraülnehir (Ceyhun-Seyhun) arasındaki mevkide ilk kentlerini kurmuş , ama yine de göçebelikten vazgeçmemiştir. Anadoluya gelirken de sürülerinin peşinde, otaglarıyla birlikte gelmişlerdir. Türkler Anadoluya geldiklerinde burada yerleşmiş, çok güzel kentler kurmuş insanlar buldular; dolayısıyla çadırlarını bu kentlerin çevrelerine kurdular. Kurulu kentler belli nizamlarda yapılmıştı, belli planları vardı. Ama Türkler hiçbir zaman çadırlarını belli bir düzen içinde kurma gereksinimi duymadılar. 

Fakat zaman içinde Anadolu Türkleri de çevre malzemelerini kullanarak çok güzel , çok değişik evler yaptılar. Kastamonu Evleri; Gaziantep, Karadeniz, Bursa-Cumalıkızık, Bodrum, Kaş, Harran, Mardin, Kapadokya Evleri bunların bazı örnekleridir.
Türkiye’de konut derdi ne yandan bakarsanız bakın sorunludur . Sorunun her zaman iki boyutu olmuştur: 1.Niceliksel Boyut; 2.Niteliksel Boyut . 

1.Niceliksel Boyut, dediğimiz zaman , anlaşılan, hızla artan nüfuz artış oranına uygun olarak gerekli sayıda ev yapıp , ihtiyacı olan yeni vatandaşlara sunmaktır. Bunda hep geç kalınmıştır. Bu yüzden zaman içinde büyük bir açık oluşmuştur. 

Türkiye’de konut açığının kapatılması için yılda aşağı yukarı 300 bin yeni konutun yapılması gerekmektedir. TOKİ işin içine girinceye kadar bu rakama hiçbir zaman erişilememiştir. TOKİ bu konuda oldukça başarılı sayılır. Hedefi 500 bin konut olan TOKİ’nin, bugün itibariyle (07.10.2010) 450 bin konutu geçmiş olduğunu ; bugüne kadar 30 milyar lira tutarında 3 bin 500 ihale yaptıklarını belirten TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, 'Ama yanlış yapmıyor muyuz? Çok yanlış da yapıyoruz. Bilimsel kriterler, şehircilik kriterleri manasında, mimari tarzda çok yanlışlarımız, eksiklerimiz var' diye konuştu.(Arkiterakom) 

Bir başka müşteri de şöyle şikayet ediyor : “İşçilik sıfır, kalitesiz malzeme kullanılmış.Tabi gelir grubu düşük olanlar hedef alındığından malzeme de ona göre oluyor.Bana göre en komik örnek şu;banyoda su bir tarafa giderken banya giderinin olduğu yer kupkuru.Tabi bu durum iki ihtimalle açıklanabilir, birincisi delik yanlış tarafta, ikincisi eğim yanlış hesaplanmış : ) E ustacım, sen nasıl bir ustasın ki “su terazisi” kullanmaktan bile acizsin yahu? Ya sen denetçi?Hiç mi kontrol etmediniz bu işleri?” 

Bir başka haber : “Niğde’de TOKİ inşaat alanındaki alışveriş merkezi inşaatının çökmesi sonucu bir mühendis öldü, 11 işçi yaralandı. Niğde Valisi Gündüz Beder, çökmenin malzeme eksikliği nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.” (15 Ekim 2007 Kaynak: NTVMSNBC) 

2.Nitelik Boyutu, dediğimiz zaman işin kalitesini anlıyoruz. Güzel, sağlam, şehircilik kurallarına uygun, insanın ihtiyaçlarına en iyi şekilde hitap eden; bakıldığında gözü gönlü okşayan; güzel mimari eserler olarak evleri kastediyoruz. Ama ne yazık ki çevremizdeki bu tip evler artmıyor azalıyor. 

Bugünün Türkiye’si 50 yıl öncesinin Türkiyesi değil, Bugünün kentleri de 50 yıl öncesinin kentleri , kasabaları değil… Çok şey değişti , o güzelim tek katlı, iki katlı evler, yıkıldılar, yakıldılar yada Laz müteahhitlerin elinde ziyan zebil olup gittiler. Bir katım olsun, bir dairem daha olsun diye dünün o güzelim bahçeli evleri kaşaneleri mahvoldu, bir gecede toz duman oldu… Dün gördüğümüz çınar ağaçları bir gecede yerle yeksan oldular.. Bahçeler gitti, battı, yok oldular.. Onların yerine 7, 8, 10 katlı çirkin beton binalar doldu.. Bu çirkinlikte suçlu kim ? Vatandaş mı, Belediye mi, Müteahhit mi, Mimar mi, Kim ? 

TOKİ çalışıyor ama ülke güzelleşmiyor. Giderek çirkinleşiyor. Ancak bazı yerel Belediyelerin eski binaları korumak, güzelleştirmek için yaptığı çabalar saygı uyandırıyor, işte o kadar. 

Ne yazık… Bizden sonraki kuşağa giderek çirkinleştirdiğimiz bir ülke bırakacağız. Bu gururlanacağımız bir şey değildir. Bir utançtır. 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..