Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Mektup manileri üzeine bazı düşünceler (6)

GÜL ve LÂLE ÜSTENE SÖYLENEN MANİLER ( 5 )

Abdülkadir Güler

Türk halk edebiyatımızda manileri incelerken halkımızın ortak malı olan manilerin soğuk kış gecelerinde kadınlarımız, genç kızlarımız, gelinlerimiz, halalarımız, teyzelerimiz ve kız kardeşlerimizin birbirlerine söyledik manilere yer verdik. Unutmamak gerekir ki maniler halkımızın bir yaşam biçimidir maniler. Sevmesini, okşamasını gülmesini, yermesini, sövmesini dillendiren kadınlarımız, veya genç kızlarımız kimi zaman gemlin ile kaynana bir araya gelir ve yukarıda da verdiğimiz örneklerde olduğu gibi karşılıklı olarak taşlamalı bir havada söyleşirler.

Bu maniler coğrafyasında söylenen maniler arasında karanfil, gül ve lalenin de çok yerde maniler arasında geçtiğine şahit oluyoruz.Şimdi özellikle gül sözünü çağrıştıran ve kimi zamanda lale ile süslenen bir kısım manilerden örnekler sunacağım, araştırıp seçtiğim Gül kokan manilerden birkaçı :

Gül gibi püflenir mi?

Dibi gümbürlenir mi?

Yâri yakın olanın?

Mendili kirlenir mi?

Gül idim hare düştüm

Bülbülüm zare düştüm

Kınamayın a dostlar

Vefasız yare düştüm.

Gülü kestim dalından

Geçtim yarin yanından

Gülümsedi görünce

Bir dişi var altından

Gül dibinde dikenim

Yok, benim naz çekenim

Yârime göz dikenin

Gözlerini sökerim.

Gidene bak gidene

Gül sarılmış dikene

Allah sabırlar versin

Gizli sevda çekene

Gül dererler dererler

Gülü kalbura dizerler

Gel bir mani söyleyim

Çirkini baştan savarlar.

Kaşların karasına

Gül koydum arasına

Gel bir mani söyleyim

Yüreğin yarasına.

Gül üstünde üzümsün

Yarim iki gözümsün

Seni unuttum sanma

Yüreğimde sızımsın

Gülüm güle gidelim

Eğlen bize gidelim

Sen yağmur ol ben dolu

Yağa yağa gidelim.( 28)

Gülistana gül gerek

Her güle bülbül gerek

Sencileyin güzele

Bencileyin yer gerek

Gülüm kurutmam seni

Suda çürütmem seni

Kırk yıl gurbette kalsam

Yine unutmam seni

Gidene bak gidene

Gül sarılmış dikene

Allah sabırlar versin

Hasretliğin çekene

Güle bindim gülmedim

Gülden düştüm ölmedim

Kara gözlü yârimi

Yıllar var ki görmedim

Masa üstünde güller

Yâre döktüğüm diller

Unutulur mu yârim

Seninle geçen günler

Güle çıktım gülmedim

Güldün düştüm ölmedim

O yar ile gezmesi

Safa imiş bilmedim

Bilezikler kolunda

Gülleri var elinde

İşte gelin gidiyor

Ana ağlar peşinde

Gelinin duvağına

Gül takın yanağına

Sevmeyen kurban olsun

Gelinin tırnağına

Sabiha kimin gülü

İlkbaharın bülbülü

Yaktı yandırdı beni

Savurlu MARDİN gülü.

Mardin’imin gülleri

Öter mi bülbülleri

Yar utanır naz ede

Hiç konuşmaz dilleri

Gül ektim evlek evlek

Dadandı karaleylek

Yazı beraber ettik

Kışın ayırdı felek

Gül gülün arasında

Gül bunun neresinde

Sevdikte ayrı düştük

Cahillik arasında

Gülün yaprağı kat kat

Ağlarım saat saat

O yârin bahçesine

Yapsalar beni ırgat.

Bahçede gül görünür

İncecik bel görünür

Sen olmasan bahçeler

Gözüme çöl görünür

Gül gibi kırmızıyım

Yüreklerde sızıyım

Gül salmışım cihana

Isparta’nın kızıyım

Bahçalarda gül gerek

Güllere bülbül gerek

Senin gibi gözele

Benim gibi gül gerek

Pembe gülüm budanmış

Güle bülbül dadanmış

Benim gönlüm yarime

Gül bülbüle adanmış

Gülleri sere sere

Başımı vurdum yere

Adını ben anıyom

Günde belki yüz kere

Ben bir gülüm ek beni

Saksılara dik beni

Gatmer gamer açarım

Al göğsüne tak beni

Bahçanızda gül va mı?

Dalında bülbül va mı?

Gizlice buluşalım

Gül dibinde yol va mı ?(29)

MEKTUP MANİLERİNDEN RENKLİ YANSIMALAR ( 6 )


Abdülkadir Güler

Bir haberleşme vasıtası olarak kulladığımız mektuplar kişiler arasında kullanılan birer haberleşme aracıdır.Türk edebiyatında mektupların ayrı bir yeri vardı

Gerçi günümüzde özellikle bu baş döndürücü teknoloji döneminde mektupların pek değeri kalmamıştır.Bu yazıyı hazırladığım şu saatlerde( 17 Haziran 2006/ Pazar günü saat 20.30) Türkiye Gazetesi’nde Kültür Sanat sayfasında bir haber okuyorum.Konu mektupla ilgili olduğu için buraya aliyorum :HECE’DEN MEKTUP VAR.Hece Dergisi, artık mektubun tarihe karıştığı bugünlerde mektuplardan söz etmek, geçmişi,

Hatırları yâd etmek için özel sayı çıkardı. 650 sayfalık dergi, mektubun dününü, bugününü ve yarınını usta kalemler vasıtasıyla günümüze taşıyor.

Mektubun artık tarihe karıştığı bugünlerde mektuplardan söz etmek geçmişi, hatıraları yatmak gibi bir duyguya yol açıyor bugün. Mektup içten selamlaşma, derleşme, halelleşme, dostlar arasında içdökme, özleyiş ve hatırlayış dilinin tadıyla yazılmış mektup, diğer edebiyat türlerinden daha içten, daha sıcak ve daha etkili bir yazınsal mahiyet kazanır.Bugün kullanılan cep telefonlarıyla mesaj atmak, telefonlaşmak, çetleşmek hiç bir zaman mektupların yerini almamaktadır, bu olgu herkesin malumudur.Mektupların bir edebiyat türü olup olmadığı hala tartışılıyor.

Mektubun kağıdından kalemine ve mürekkebinenin rengine, zarfına.hitap ve bitiş cümlesine kadar özeldir.Elyazı ile yazılan mektuplar daha makbuldur.Zira mektup, yazarın samimi itirafları olma özelliğini taşıyan ve okur ile doğrudan, sıcak, samimi bir ilişki kurla fırsatını veren bir tür olduğu için edebiyat dünyasındaki yeri pek ayrıdır.(33) Şimdi lafı eğip bükmeden manilerimiz vadisinde mektupla ilmgili

Manilere bir göz atalım , işte içinde mektup sözü geçen manilerden birkaç örnek :

Mektup yari buldu mu

Yar eline aldı mı

Mektubun okununca

Oh diyerek güldü mü

Mektup yazdım dört köşe

Mektuba nişan düşe

Mektup eline geçse

Aklın pereşan düşe.

Mektup yazdım acele

Al eline hecele

Mektup vekilim olsun

Al koynuna gecele.

Elif’i koy be’yi yaz

Be’yi kolda te’yi yaz

Mektup yare gidecek

Aman kâtip iyi yaz

Mektup yazdım karadan

Dağlar kalksın aradan

Mektupla baş olmuyor

Kavuştursun yaradan

Portakal dilim dilim

Odaya serdim kilim

Mektupla konuşalım

A benim gonca gülüm.

Mektubun beyaz çiçek

Diyarlarda gezecek

Yol verin karlı dağlar

Bu mektup yâre gidecek

Mektübunurn üstüne

Yaz ismini ismini

Kömür gözlü sevgilim

Gönder gelsin resmini

Mektup yazdım bilesin

Okuyup ağlayasın

Mektubumun ardına

Yar durmayıp gelesin

Mektup yazdım karadan

Dağlar çıksın aradan

Seni benim elimden

Ancak alır yaradan

Mektup yazdım yaz idi

Kalemim beyaz idi

Biraz daha yazardım

Mürekkebim az idi.

Mektup manileri üzerine aslında geniş bir inceleme ve araştırmayı yapan tanınmış halk bilimci, folklor uzmanı Dr. Sayın Nail Tan, Milli Folklor Araştırmaları Dairesi Başkanı olduğu günlerde( daha sonra HAGEM Genel Müdürü olarak emekliye ayrıldı(1998) Rahmetli İbrahim Aslanoğlu’nun çıkardığı Sıvas Folkloru

Aylık Folklor Dergisi’nin 1975 tarihli sayısında Dr. Nailm Tan” Mektup Manileri” hakkında şunları yazıyor :

“ Mektup manilerinin görevi, sevgililer ve uzaktaki kişiler arasında duyguve haber alışverişi yapmaktadır. Özellikle kız ile erkeğin normal olarak yan yana gelemediği köy toplumlarımızda sevgililer uzaktan uzağa mâniler vasıtasıyla konuşurlar. Halk mektupları manilerle süslenmiştir. Gurbet, Türk Halk Edebiyatını

yaratan etkenlerin başında gelir. İlhan Başgöz, baştan başa kani katarlarıyla dolu mektupların bulunduğunu belirtmekte , fgakat örnek vermemektedir.(35)

Er mektuplarında sık sık manilere rastlanmaktadıdr. Er mektuplarının çoğunda , ya söz arasında sırası düşürülüp yazılmış, yahut imzanın ve çoğu zaman tkağıdın sağ kenarına çizilmiş birkaç çizgiden( bu deniz veya ova) solkenarına çizilmiş bacasından duman çıkan bir ev taslağına( bu bir köydür ) doğrdu

ağzında cüssesinden büyük bir mektupla uçan kuş resminin altına yazılmış, türküler, maniler bulunur..Ali Rıza Önder de er mektuplarında bir çok maniye rastladığırnı belirtiyor ve örnekler veriyor” Dr. Nail Tanın’ın bu sözlerinden sonra vermiş olduğu mektup manile

Mektup yazdım okuna

Vara yare dokuna

Yar Mevla’ygi seversen

Gül yerine kokula.

Mektup yazdım oku

Selam sana dokuna

Gönderdiğim mektubu

Gül yerine kokula.

Mektubunu tez yolla

Sinemi de ez yolla

Derdinden ölüyorum

Bir hayırlı söz yolla

Mektup yazdım ulaşa

Okuyanlar ağlaşa

El kaldırda dua et

Hasiretler kavuşa

Mektup yazdım acele

Al eline hecele

Mektup vekilim olsun

Al koynuina gecele.

Mektup yazdım acele

Al mektubu hecele

Mektup benim vekilim

Al yanına gecele

Mektup yazdı döert köşe

İçine nişan düşe

Mektup elen deyende

Sevgimiz fikren düşe

Mektup yazdım ben size

Ayrılık düştü bize

Allah kısmet ederse

Otururuz diz dize

Mektup yazdım açtı mı

Ok yaya ulaştı mı

Gitti yarim gelmedi

Acep benden geçti mi

Mektup yazdım yaz idi

Kalemim kiraz idi

Ayıplama sevdiğim

Müreakkebim az idi

Mektup yazdım kış idi

Kalemim gümüş idi

Daha çok yazacaktım

Elim üşümüş idi.

Mektup yazdım köşeli

İçinde gül döşeli

Günler akşam olmuyoır

Yâr aklıma düşeli. ( 31)

31-Sivas Folkloru Dergisi/ ( Sayı: 35 ) Mektup Manileri/ Nail Tan Aralık 1975.

SONUÇ: Yüzyıllardan beri çağdan çağa, kuşaktan kuşağa bizimle birlikte yaşayıp gelen, sözlü Türk edebiyatımızın paha biçilmez zengin kaynakları arasında yer alan manilerimizden örnekler sunmaya çalıştım. Manilerimiz Anadolu’da şehir şehir, köy köy ve kasaba kasaba olmak üzere halkımızın yaşantısı içinde dünden bugüne sözlü Türk edebiyatımız içinde yer alan bir ata mirasıdır.Halkımızın ortak malı ve Anadolu insanının bir yaşam biçimidir.

Bu gerçeği kabul etmek gerekir ki Ramazan ve bayram günlerinde davulcu Haydar’ın tokmağında mani vardır. Kimi zaman akşam sohbetlerinde birlikte yaptığımız eğlencelerde dil çerezleri bağlamında arkadaş olur. Dost olur, sevgili yaren olur. Şehitlerimize türkü olur, ağıt olup yakılır. Genel olarak kadınları, gelinleri ve genç kızları öne alır. Tüm bunlara karşın ülke sevgisini önde tutar. Dostluğu, kardeşliği , pekiştirir.Manilerimizde kullanılan dil akıcı, duru, yalın, çarpıcı ve halkımızın bağda, bahçede, harmanda günlük konuşmalarında kullandığı dildir. İçten geldiği gibi sıcak ve samimidir. Manilerde sadelik her zaman ön planda tutulur.Kimi zaman halay çekerken, kimi zaman horon teperken sazın, kemençenin ezgisinde yayla yollarında yine mâniler vardır. Devlet büyüklerine de maniler yakılır, askere giden mehmetçiklere kına yakıldığı gibi.Maniler askere uğurlama, düğünlerde, tarlada, harmanda, dokuma tezgahlarında, bağ ve bahçelerde iş yaparken sevgilinin eteği, basmalı entarisi, kınalı saçları, mendili, eşarbı, mintanı, annelerinin peştemalı, yüzüğü, küpesi, ayaklarında kullandığı çarığı bu tür maniler söz konusu edilir..Manilerde kimi zaman taşlamalı yergiler olsa da yıkıcı değildir, çoğunlukla birleştirici ve yapıcıdır.Tek sözcükle maniler Anadolu insanının bir yaşama biçimidir,

T.C, Fethiye Belediyesi ile EGAY-DER adını taşıyan birliğimizin 6-8 Kasım 2006 tarihlerinde Fethiye’de gerçekleştireceği IV. Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Türk Geleneği ( Türk Dünyasında Mâniler) Sempozyumunda sunmak üzere bu bildirimi hazırladım. Anadolumuzun, sözlü Kültür gelenekleri arasında yer alan bu manilerin geniş bir coğrafyası vardır.Ben sadece Ramazan , Bayram Manileri, gelin , Kaynana Manileri, çiçeklerden en çok göze çarpan karanfil, Gül ve Lâle için söylenen Manilere yer verdim; en son olarakta mektup manilerinden bu manilerin meydana getirdiği renkli yansımalarından da söz ettim, örnekler vermeye çaba gösterdim, Maniler bağlamında araştırma, İnceleme yapacak olanlar için ayrıca zengin bir KAYNAKÇA yazımın sonuna ek olarak sundum.

Bu bildirimi sizlere sunmaya çalışırken beni sabırla dinlediğiniz için siz saydeğer katılımcılarımıza, sayın konuklarımıza, bu sempozyumu hazırlayan EGAY-DER birliğimizin değerli mensuplarına ve bizleri konuk eden, katkıda bulunan Fethiye kütürüne ayna tutan, öncülük eden Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behcet Saatçı’ya özellikle teşekkürlerimi , saygılarımı sunuyor, yine izin verirseniz sözlerimi biraç mani ile bağlamak istiyorum, tüm emeği geçenlere selam ve saygılar sunuyorum efendim.

Maniyem maniciyim

Deryada gemiciyim

Mezarda toprak olsam

Yâr ile da’vaciyim.

Manici başımısın

Cevahir taşımısın

Sana bir nâme yollasam

Başında taşırmısın.

Mani maniyi eyler

Maniye gelen beyler

Mani yâri getirmez

Mani bir gönül eyler

Mani bilmem naçarım

Dilden gevher saçarım

Maninin kutusunu

Yâr gelince açarım

Ve son MANİ

BEZİRGAN UNU GELDİ

ÇARŞIYA ÜNÜ GELDİ

İYİ DİNLE SEVDİĞİM

MANİNİN SONU GELDİ..(32)

32-Türk Mânilerinden Seçmeler(2). Dr.L. Sami Akalın. Milli Eğitim Bakanlığı

Basımevi İstanbul 1972 (.260, 261 ve 499)

DİP NOTLARI :

1- Türk Edebiyatı Dizisi/ MANİLER ( Kilis’li Rifat Bilge) Yard.Doç.Dr.

A..Aktaş Milli Eğitim Bak. Yayınları. İstanbul 1996

2- a.g. e. İstanbul 1996 (s. 14, 15, 16)

3- Türk Edebiyatı Dizisi.( Kilisli Rifat Bilge) M, E.B, İst. 1996.

4-a.g.e. İstanbul 1996.(s.18, 19)

5-a, g, e., İstanbul 1996 (s. 20, 21)

6-a.g.e. İstanbul 1996 (s .22 )

7-Türk Kültüründe Maniler Türgay Aydın. Gazete Hürsöz/Aydın 2000

8-Sivas Folkloru Sayı 35/ Aralık 1975

9-Güneyde Kültür Dergisi/ Abdülkadir Güler .Sayı:28 temmuz 1999 Hatay

10-Çağrı Aylık Sanat ve Folklor DergisiAhmet Yüzendağ Sayı: 227 Aralık

1976- Ankara

11-T.F.A.(cilt: 15, 16, 17) İstanbul 1977.

12-Türkiye Gazetesi Ali Demirbaş 11, 12, 13 Ocak 1997 İstanbul.

13-Fethiye’de Söylenen Maniler/ Ünal Şöhret Dirlik. Denizli 2001

14-a.g.e. Ü.Ş.Dirlik (s. 75)

15-a.g.e.Ü.Ş.Dirlik (s. 76)

16-Türk Kültüründe Manilerin yeri Turgay Aydın, 2000

17-Dünyada Kilis Bülteni/ sayı: 81, Nisan Mayıs 2001.

18.Türk Kültüründe Maniler Turgay Aydın / 2000

19-Gümüşhane’de Kültür Ögeleri Haz. Hasan Pir Gümüşhane 1996.

20-Antalya Yöresinden Derlenen Maniler/ Musa Seyirci İl Kültür Müdürü.

Antalya İl Yıllığı 1974

21-Dil Çerezleri O. Hasan Bıldırki Söke 1999

22-Sivas Folkloru Dergisi İsmail Hakkı Acar sayı :16çMayıs 1974.Sivas.

23-Türk Edebiyatı Dizisi MANİLER.( Kilisli R.Bilge) M.E.B, İst.1996

24-Halk Bilim DergisiDr. Saffet Karataş sayı: 23 ocak 1977. Ankara.

25-Gümüşhane’de Kültür Ögeleri Hasan Pir. 1996.

26-Türk Edebiyatı Dizizi Maniler. M.E.B. Yayınları İstanbul 1996.

27-Yeni Söke Gazetesi/ Halk Edebiyatımızda Maniler Abdülkadir Güler

15 şubat 1994.

28-Sivas Folkloru Dergisi Nail Tan/ sayı: 36 Ocak 1976.

29- Isparta Ağzı Manileri Derleyen: İrfan Yardımcı Isparta Belediyesi Kültür

Yayınları 2006

30-Türk Kültüründe Manilerin Yeri Turgay Aydın. Gazete Hürsöz Yayınları

Aydın 2000.

31-Sivas Folkloru Dergisi XIX Y, Y, Sivas Manileri İbrahim Aslanoğlu.

Sayı: 35 /Aralık 1975- Sivas,

32-Türk Manilerinden Seçmeler Dr.Lami Akalın M.E.B. İstanbul 1972.

* Abdülkadir Güler / Araştırmacı / Şair- yazar/ SÖKE

KAYNAKLAR :

1- Halk Bilim Dergisi koleksiyonu 1977/ P.K. 99 Kızılay / Ankara

2- Türk Folkloru Araştırmaları Dergisi İhsan Hınçer

Cilt : l6, 17 ve 18- 1978 P.K. 46 Aksaray -İstanbul.

3- Çağrı Aylık Sanat ve Folklor Dergisi / Feyzi Halıcı P.K. 468 Yenişehir / Ankara.

4- Sıvas Folkloru / Aylık Folklor Dergisi / İbrahim Aslanoğlu. 1975. P.K. 60 sıvas.

5- Türk Folkloru / Aylık Folklor Dergisi İbrahinm Aslanoğlu. 1981. P.K.69 Kızıltoprak /İst.

6- Tarla Aylık sanat ve Kültür Dergisi / Dr. Tahir Kutsi Makal. / 1990- P.K. 21 Basınköy/

İstanbul.

7- Folklor Dergisi / Hüseyin Görün / 1969 Türk Folklor Kurumu. Hacıbeşir sokak. No: 7

Cağaloğlu / İstanbul.

8- Türk Edebiyatı Dizisi MANİLER ( Kilis’li Rifat Bilge) Sadeleştiren: Yrd.Doç.Dr. Ata Çatıkkaş. /

Millgi Eğitim Bakanlığı Yayınları / İstanbul 1996.

Önemli not: Türk halk edebiyatımızda Maniler Konusu bağlamında, 6-8 Kasım 2006 yılında Egeli Araştırmacı -yazarlar Birliği ve Fethiye Belediyesi'nin birlikte düzenlemiş olduğu sempozyumda tadafımdan bu yazılar bir bildiri halminde sunulmuştur.Bunlar ayrıca Fethiye belediyesi'nin yayınları arasında çıkan "IV.Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Kültür Geleneği Sempozyum Bildirileri ( Maniler ) kitabında da yer almıştır. sayfa:90-106.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..