Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Süheyla Çalışkan

http://blog.milliyet.com.tr/haci

23 Ekim '08

 
Kategori
Öykü
 

Mektup

Mektup
 

Senden ayrı geçen yılların sayısı üçü buldu. Evet, tam tamına üç yıldır eve senin tarafından karşılanmak umuduyla gelmiyorum. Teninin yumuşaklığını, gözlerinin karasını, dudaklarını, yalnızca düşlerimde yaşatmaya çalışarak geçen yılların acısı, göğsümün derinliklerinden haykıran bir çığlık gibi sebep diyor bana.

Düşündüm aylarca, cevabı yoktu. Ne o gece özgürlük sevdan kapıları kırmaya başladığında yanında olmayacağım sözlerin, nede ardından terk edilişimdi. Bu sadece bir ihanetti, insanlığın ihaneti.


Delikanlıydım o yıllarda tabir yerindeyse. İnsanları sevmek onları da buna inandırmak istiyordum. Bir dünya yaratacaktım, geleceğe güven yazacaktı kapısında.

Anaların feryatları duyulmayacaktı, yitik kocalar ardında kalan ezilmiş kadınlar, merhamete muhtaç kahramanlar olmayacaktı. İnsanlar, suçsuz insanlar, bir emirle, ne uğruna olduğunu bile anlayamadan meydanlara sürülüp katledilmeyecekti. Adını bile bilmediği insanları öldürme hakkına kimse sahip olamayacaktı. Savaş çığlıkları atan o gözü dönmüş köpeklere insan olmak öğretilecekti.

Tanrı herkesin olacak, O’na yalnızca şükür etmek için el açacaktı insanlar. Hiç kimse gücün peşinde koşmayacaktı. Doğa bütün nimetlerini korunuyor olmanın verdiği huzurla kucak dolusu verecekti. Çocuklar ölmeyecekti.

Hızla gelişecekti bu dünya, sınırlarını aşacak, yaşayan diğer varlıklara umut olacaktı. Ve bizler ölümü torunlarımızın emanetini yüzümüzün ve gönlümüzün akıyla teslim etmiş olmanın verdiği gururla korkusuzca karşılayacaktık.

Olmadı, insanlara sevmeyi öğretemedim, var gücümle çabaladım, ancak bir adım öteye gittiğime inandığım anların sevinci suratımda patlayan tokatlarla nefrete dönüşüyordu.

İlk olarak okul yenik düştü buna, bu insanlar için tıp okumanın faydasız olacağına inandım, ardından arkadaşlarım, beni dinleyen yalnızca dinleyen arkadaşlarım. Çok geçmeden anamı babamı görmez oldu gözüm. Odalara sığamaz oldum, sana geldim o sıralar, yardımını bekledim, anlamadın. Bu bir özgürlük sevdası dedin, kapıları kırmaktan bahsettin, kırılan yalnızca kalplerin etrafına örülmüş o taştan duvarlar olacaktı, bu insanlığın sevdasıydı, anlayamadın.

Tükendim artık, ne verebilecek sevgim, nede nefretim kaldı. Üç yıl uzun zaman vazgeçmenin sızısını örtecek kadar uzun.

Biliyor musun, içimde kaybolmayan tek şey umut, küçücükte olsa yaşıyor işte. O’nu ne sen nede bu insanlık alabilir elimden. Ben başaramadım belki, ama inanıyorum ki hala gelecekte kıpırdayan nice genç yürek, güvenle bakmak isteyen sevgi dolu gözler olacak. Ve onlar insanlığın bu ihanetini dünya tarihinden çiçeklerle kazıyacaklar.

 
Toplam blog
: 58
: 550
Kayıt tarihi
: 15.10.08
 
 

Yeni başlangıçlar üzerine sınadı beni Yaradan, altından kalkacak gücü de beceriyi de verdi şükür,..