Melanet... Ve yine Dağlıca!

İyi şeyler olmuyor ülkemde.

İyiyi artık hepten özlüyoruz.

İyi insanlar özlüyoruz.

İyi ve gerçek devlet adamları özlüyoruz.

İnsanına saygı duyan, saygın insanlar özlüyoruz.

Güvende değil insanlar…

Güvende değil ülkem.

Güvenilir insanlar özlüyoruz.

En kutsal görevlerden biri olan vatan sevdasıyla askerlik hizmetini yapan gencecik leventlerimizin şehit haberleriyle uyanmak istemiyoruz.

Nedir bunlar elma-armut mu? Can taşıyor onlar CAN! Yüreklerimiz yangın yerine dönüyor her baskın haberi, her saldırı ve şehit haberi duyduğumuzda. Olmuyor!
Ağlamak istemiyoruz artık, gülmek istiyoruz; iyi şeyler istiyoruz artık.

Binlerce şehidimiz varken şu pkk terörü yüzünden.

Terörist başının, o bebek katilinin dahi cezasını “ev hapsi” şeklinde çekebileceğinden söz edebilecek kadar ciddiyetsiz söylemlerle, halkına, şehitlerine, şehit ana babalarına saygısızlık edilmesini değil, ciddi, akil, arif, iyi yürekli, basiretli, adil insanları başımızda görmek istiyoruz.

Sanki insanlarıyla, şehitleriyle alay edercesine söylemlerle abesle iştigal eden dirayetten yoksun insanlarla “devlet adamlığı” titrini bağdaştıramıyoruz.

Cezaevlerindeki insanlar da “can” taşıyor. Bir suçun cezasını cezaevinde çekmek başka, can güvenliği başka! Cezaevlerinde yangınlarda, arbedelerde veya ilgisizlikten, ihmalden ya da kasten ölümleri de istemiyoruz.

İnsana saygı istiyoruz, cana saygı istiyoruz, hakka saygı, sevgi, ADALET istiyoruz!

İnsana saygı yok ülkemde, insana sevgi yok ülkemde! Kötülük istemiyoruz.

Zarar veriliyor insanlarımıza!

Anılara, geçmişe dahi saygı yok bu ülkede.

Ecdadımıza, atalarımıza da saygı istiyoruz!

Paralarımızdan, duvarlarımızdan atalarımızın portrelerini yok etmeyi marifet sayanları değil!

Suçu sabit, kaçak bilmem nereye sığınmış pişkinlerin, ülkeye-insanlara zaten zarar vermiş ve verecek zalimlerin, yalancıların, riyakarların, takiyyeci, dolandırıcı veya sahtekarların ya da art niyetlilerin, Cumhuriyetime, vatan bütünlüğüne, milli birliğime kastedenlerin değil… dürüst insanımın, milletimin, mazlum, masum insanların gönlünün hoş tutulması ve vatan-millet bütünlüğünün korunması değil midir asıl adalet, asalet, asıl saygı, asıl iyilik, hak, insanlık, ülkeye-insana hizmet ve DİRAYET!?

Ülkeme zarar verenleri, insanıma kastedenleri, insanlarımızla alay edenleri, insanlarımızı bölenleri değil, ülkeme-milletime, halkıma "faydası", saygısı, sevgisi olanları istiyoruz biz bu ülkede.

Birilerini davet ederken, birilerine kıyak çekerken, bunları düşünebilen  “akillikte”, “iyilikte”, “basirette” ve “saygınlıkta”, milletime, Cumhuriyetime-rejime, vatanıma, şehidime, askerime… iyiye, doğruya, masuma, mazluma hizmet edebilen gönülleri, zihinleri ve anlayışları ancak yakıştırabiliriz “devlet adamlığına”.

Ya ülkemde olan bitenler? Bu nasıl siyaset?!

Doğru insanları, iyi insanları, adil insanları… saygıyı, sevgiyi, güveni, adaleti özlüyoruz.

Memuruna, işçisine, emeklisine, zorunlu gıda harcamalarının dahi “toplamda” en az 300 TL zamlandığı bir gerçeklikte 30 TL yi büyük zam yaptık diye sunarak resmen dalga geçercesine bir pişkinliğe gark olmuş yalanlara dolanlara yok ihtiyacımız; haklıları, suçsuzları hapse tıkmaya, haksızları suçluları salıvermeye yok ihtiyacımız; saygıya, sevgiye, güvene, güvenliğe, onura, adalete, hakka ihtiyacı vardır insanların… Öyle ki hayatta olsalar da, olmasalar da… Dirinin de, cezalının da, ölünün de!

Şehide dahi saygı yok ki bu ülkede!

Ataya, ecdadına, vatana, milletine, yaşayan dirilere saygı, sevgi gösterebilecek adaleti, “iyi”liği, onurluluğu, dirayeti ara ki bulasın!

Bu adaletin, asaletin ve dirayetin olmadığı şeyin mi adıdır “siyaset”?

Hayır!

Buna siyaset  değil, olsa olsa denir ki zaafiyet, atalet, akamet, rezalet!

Suçludan önce asıl, suçsuzları da düşünen,

Haklıları haksızlara ezdirmeyen,

Saldırmayan,

Saldıranı değil, saldırılanı koruyan,
Haksızlık etmemeyi, masuma zarar vermemeyi düstur edinen,

Masuma, mazluma zulmetmeyen bir zihniyetle yürütülen siyasetle sağlanır ancak ülkeye, milletine, vatanına, insanına, Hakk’a-hakka hizmet… adalet,  asalet ve dirayet!

Siyaset  “yol”dur… Yolu ahlaklı ve doğru tutarsan, hak-adalet, saygı ve sevgi ile dopdolu yürüdüğünde  gelir galibiyet, hakimiyet;

Yolu yanlış, haksız, zulüm, alay, saldırganlık, kötülük, saygısızlık ve sevgisizlikler ile yürürsen, ulaşacağın tek şey mağlubiyet, esaret!

Masumu, mazlumu, haklıyı mağdur etmez, onun hakkını, onurunu, canını korursan, olursun sen de ancak saygın ve onurlu;

Aksi takdirde yapılan herşey iyiliğin-insanlığın sonu, varacağın tek yer cehennemin yolu.

Sabah sabah yine tüm iyi ve güzel umutlarla, dileklerle uyandığımız yeni bir güne, yine zalim bir bomba gibi düşen, yüreklerimizi dağlayan Dağlıca saldırısının sonucunda yiten yiğitlerimize, şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, insanlarımıza, vatanımıza başsağlığı, yaralı mehmetçiklerimize acil şifalar diliyor, bize bu acıları yaşatan ayrıntıda dahi her hükmü geçen müsebbibi ise lanetliyorum!

Filiz Alev
19.06.”12