Mele meselesi

Gündemi son günlerde Mele ataması oyalıyor. Yani bilinen tabiriyle molla meselesi. Tabi öncelikle tanımlar üzerinde durmak gerek; Ne demektir molla, mele? Bunu Yeni şafakta Resul Tosun köşe yazısında güzelce yapmış ve de ben Molla Kasım'dan değil Molla Gürani'den yanayım.... diyerek noktalamış yazısını.

Vatandaş gözüyle baktığımızda bizler kimden yanayız ve bu durumdan ne anlıyoruz?

Verilen isimle ne iyi olunabilir ne de kötü.

Cami görevlisi kitlelerin önünde olan, yol gösterici ilim erbabı hakka iletici bir şahsı muhteremliktir. Bu sebeble çok bilgili, çok görgülü, iyi niyetli, sağlam bir kültüre sahip olması gerekir. Mollalık medrese eğitiminden sonra üst mevkilere her yönüyle ulaşan hamlıktan eser olayan pişmiş yanmış insanlara denir. Bildiğiniz gibi günümüzde medrese eğitimi yok. Hatta bunun yerinde ilahiyat fakülteleri var. Durum böyleyken atanacak kişiyi neye göre melle diye nitelendirmemiz gerekerecek. Bilgi düzeyleri yüksek olacak, bunu neye göre belirlememiz gerekiyor. Sınav yapılacak; yapılacak sınavda sorulacak sorular yıllarca ciddiyetle bu işin eğitimini almış insanlarınkiyle denkliğini nasıl anlayacak. Beş vakit namaz nasıl kılınır ve Amentüyü biliyorum diyerek sınavı gecen, her soruya cevap verebilecek mi?

Tabiki şimdiki görevliler ne kadarına cevap verebiliyor diyebilirsiniz, onuda eğitim sistemini tartışarak bulmak gerekir.