Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '12

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Meleğim, hoşgeldin dünyama :)

Meleğim, hoşgeldin dünyama :)
 

Alıntıdır


Bugün anneliğimin 11. yıldönümü. 11 yıl önce tanıştık kızımla, kuzumla. İyi ki doğmuş,iyi ki bizi anne-baba yapmış, zor günlerimde çıkagelmiş, iyi ki var.

Yıllar önce kaleme aldığım bir yazıyı paylaşıyorum bugün sizlerle.

"Ankara'da henüz çömez bir üniversite öğrencisi iken, sevgili arkadaşımla öylesine başladığım flört, araya giren zaman ve kilometrelere rağmen devam etti ve beş senenin sonunda arkadaşım artık aşkım, her şeyim, eşim oldu.

Evlilikle beraber yürüttüğüm kariyerim ve kendimizi hazır hissetmememiz sebebiyle aile büyüklerinin tüm ısrarına rağmen dört yıl boyunca bir bebek istemedik. 2000 yılının Nisan ayında eşim askerlik yapmak üzere gitti ve on gün sonra gelen telefonda annem, "Babanı hastaneye yatırdım, kalp krizi geçirdi ama şimdi iyi" diyordu.

Aynı günün akşamı ise telefonda abimin "Hemen hazırlan, babamın durumu ağırlaşmış yola çıkıyoruz" diyen sesi vardı. Ankara-Eskişehir arasında sürekli babamın iyi olması için dua ediyor ve "Lütfen iyileş, en çok istediğin şeyi yapacağım, artık anne olacağım" sözü veriyordum ona ve kendime. Ama anlaşılan Azrail çok umursamadı benim verdiğim sözü ve hastaneye vardığımızda babam gitmişti...

İşte böyle ortaya çıktı İlkem'imizin artık hayatımızda olması fikri. Babamın kaybı hayatın ertelenemeyecek kadar kısa ve kıymetli olduğunu hatırlatmıştı bana ve sevgili eşime. Bir canın acısını, yeni bir canın sevincinin hafifletebileceğini de düşünerek doktorumda aldık soluğu "Biz artık bebek istiyoruz" diyerek. 

Birkaç ay sonra  ben de anne adayıydım inanması zor olsa da:) 12. haftada yaşanan düşük tehlikesi, 17 hafta boyunca durmaksızın yaşanan mide bulantıları ve istifralar, gebelik şekeri, gebeliğe bağlı miyomlar ve 28. haftadan itibaren yaşanan erken doğum riski derken 39 haftayı tamamladık ve 25 Eylül sabahı sevgili kızımıza kavuşmak üzere, saat 06.00'da hastanede aldık soluğu eşim ve annemle beraber.

 Aylar boyunca doğuma girmesi için ikna edemediğim eşim, doğuma on gün kala bizimle olmaya karar vermişti, dünyalar benim oldu. Doğumdan önceki 24 saat boyunca kah artık bebeğime kavuşacak olmanın sevinç ve heyecanı, kah artık içimde o kıpırtıları, uçan tekmeleri, minicik ayakları hissedemeyecek olmanın üzüntüsü ile zaman geçmek bilmedi.

Ameliyathaneyi her zaman daha korkutucu düşünmüştüm. Ama içeri alınınca o kadar da korkutucu gelmedi. Epidural iğnesi sırasında ellerim eşimin ellerinde, gözlerim gözlerine sabitlenmiş bekliyordum. Sonradan öğrendim ki, o sırada kendimi sıkmaktan eşimin de canını yakmışım:) Masaya uzandım, ameliyathane giysileri içindeki eşim elinde kamera ile başucumda, doktorumu beklemeye başladık.

Masada uzanırken bile kızım kıpır kıpırdı. Göbişi son kez okşayarak "Bebeğim hazır ol, az sonra başına neler gelecek bir bilsen" dedim ve güle oynaya ameliyat başladı. O sırada bir titreme aldı beni, heyecan ve korkudan mı yoksa ameliyathanenin soğukluğundan mı hala çözmüş değilim. Bir süre sonra doktor eşime, "Artık kamerayı hazırla, bebek geliyor", bana da "30 saniye sonra anne oluyorsun" dedi ve devamında bebeğimin ilk  ağlama-bağırma karışımı sesini duydum. Henüz çatlamamış yumurta iken ultrasonda gördüğüm, aylardır hasretle beklediğim sevgilim, baş aşağı doktorumun elleri arasında, ne olduğunu anlayamadan bağırmaya, ağlamaya çalışıyordu...

Göbek bağını kesince kızımı yanıma getirdiler. Yanağı yanağıma değdiğinde ki hislerimse anlatılmaz yaşanır.Tek göz açık, tek göz kapalı, açık olan gözü ışıl ışıl, yanımdaydı işte. Pespembe bir cilt, yapış yapış bir vücut ve saçlar ama dünyanın en güzel varlığıydı.

Genel anestezi olmamak ile ne kadar doğru karar verdiğimi o an anladım. Yeryüzüne geldiği anı görmek, ilk çığlığını duymak, ona dokunmak muhteşemdi. Eşimin ilk sözü "Sesini duydun mu?" ve "Saçlara bak!" oldu. Ben ise "Hala kız" demişim. Çünkü hamileliğim boyunca göbişin şekline ve bana bakan çok bilmiş yaşlı teyzeler, tüm ultrasonlara rağmen 'erkek bebek' olacağı şeklinde iddia ediyorlardı. Hamilelik psikolojisi işte, içime kurt düşürdüler!  Beni duyan eşim, doktorum ve hemşireler gülmeye başladı. Eşim kızımla beraber ameliyathaneden ayrıldı, beni hafif bir uykuya geçirerek ameliyatı tamamladılar.

Odama çıktığımdaysa annem, eşim ve sevdiklerim kızımın başında yüzlerinde koca bir gülümseme ile beni bekliyorlardı. Hastanede iki gece kaldık. Şimdi de maşallah iştahlı olan kızım, 24 saat içinde anne sütü almaya başlamıştı bile.

46 gündür birlikte yaşıyoruz ve ilk baştaki acemilikten sonra kendimi yıllardır anneymişim gibi hissediyorum. Kızım babasına hayran, bir süredir gülücükler yapıyor ve babayı görünce yüzünde güller açıyor. Onların mutluluğunu görünce mutluluğum katlanıyor.

Anne-baba olmak isteyen herkese Tanrım bu mutluluğu yaşatsın.

Tüm anne aday adaylarının bir an önce göbişlerinde ki bebişlerine kavuşmalarını diliyorum Tanrım'dan.

Tüm anne adaylarının o güzel varlığı hayırlısıyla, sağlıkla kucaklarına almasını diliyorum Tanrım'dan.

Tüm annelerin sağlık, mutluluk, huzurla yavruları ile bir ömür geçirmesini diliyorum Tanrım'dan.

Ve hepimizi savaşlardan, felaketlerden, kötülüklerden korumasını diliyorum Tanrım'dan."

 
Toplam blog
: 47
: 607
Kayıt tarihi
: 11.01.12
 
 

Dünyayı güzellik kurtaracak... ..