Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '07

 
Kategori
Eğitim
 

Melek diyor ki

Melek diyor ki
 

Bir kız çocuğu... Saçları dağınık, kara gözlü. Büyük kardeşlerinin küçülmüşlerini giymiş besbelli. Ayakları çıplak, benzi solgun. Bodrum katındaki evlerinden iki sokak ötede, bir başka apartmanın önünde eğilmiş, babasının saatlerce kamyondan kalorifer kazanına taşıdığı kömürlerin yere düşen parçalarından birini almış, hayallerini çiziyor.

İlk bakışta bu çizdiklerinin, okuma-yazmayı henüz öğrenmemiş bir çocuğun, eline verdiğiniz boyama kitabının köşesine çizeceği bir çöp adamdan ne farkı var diye düşünüyorsunuz. Fakat, bir dakika! Bu kız yedisinin üzerinde, yani okula çoktan başlamış olmalıydı. Hem okula gidiyor olsaydı, bu ayazda, tam okul saatinde tozlu yollarda ne işi vardı? Mavi önlüğü, beyaz yakası, cilalanmış okul ayakkabıları, okul çantasıyla; arkadaşlarının, öğretmenlerinin yanında olmak varken neden buradaydı? Çok mu zor bu soruların yanıtını bulmak? Çok mu zor bu küçük kızın küçücük hayallerini sokaklarda arayışını anlamak ve çok mu kolay hayallerini bulamayışını izlemek?

Bir sigara izmaritini ayağınızın altında ezip bırakmak gibi bu kızı böyle gördükten sonra kaderine terk etmek. Bir şeyler yapmalı, bir çaresi olmalı. Kurdeleyle toplanmış saçları, elinde çantası ve çiçeğiyle gülümseyen kibrit vücutlu "hayalden kız çocuğu"nu gerçeğe dönüştürmenin bir yolu bulunmalı.

Melek diyor ki: "Tut onun elinden, tuttuğun gibi götür parklara, gezdir hayatında görmediği yerleri. İnsanlarla tanıştır, hayatla tanıştırmakla eşdeğer. Mutluluktan dönen başı ona geçmişin hüzünlerini unuttursun. Aklında sadece hayalleri kalsın. Sonra biraz cesaret ve güç eklensin yüreğine. İstediği her şeye cesurluluğuyla ve kudretiyle kavuşabilsin diye. Rüzgarda temiz saçları dalgalansın, elbisesi yalnızca önüne dökülen dondurma yüzünden kirlensin. En önemlisi eğitim elbette. Hiçbir zaman geç değil, yaşı mı var eğitimin? Heyecanlı okul yolu, kendi gibi sevecen arkadaşları, düşünceli ve vermeyi amaç edinmiş öğretmenleri olsun. Yazsın, okusun. Annesi, babası ve kardeşleri de onun gibi mutlu olsun. Bir kitap al ona; içinde içleri boyanmaya hazır onlarca çocuk resmi olan. Her şeye baştan başlamak zorunda kalmasın, ona sadece içlerini kalemlerle doldurmak kalsın hayallerin. Bir de bunun için rengarenk boya kalemleri... Kömür karasının bulunmadığı bir boya takımı örneğin... İşte karşında elinde çantası ve çiçeğiyle gülümseyen, dinç vücutlu, etten kemikten bir kız çocuğu..."

Resim: www.bababeniokulagonder.org
 
Toplam blog
: 17
: 499
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Çocukluğumdan bu yana hayal kurmak en büyük zevkim, vazgeçilmez uğraşım oldu. Onlarla büyüdüm, ke..