Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '07

 
Kategori
Mizah
 

Melek mi kaz mı?

Melek mi kaz mı?
 

Şairini hatırlayamadığım bazı şiirler vardır ki sihirli anlatımlarıyla gönüllerde yaşarlar...

Tıpkı mezar taşı olmayan '' garip kabirleri'' gibi...

İnsan bedeni nedir ki bir su misali...

Etten, kemikten ; biraz da sıvı...

Önemli olan ruh ve o ruhun kalıcılığıdır...

Öbür dünyaya gittiğinde , Melekler gelir sorarlar adama :

''-Dünyada size sunulan nimetlerden ne kadar faydalandınız ? ''diye...

Yaşarken, ruhu maddi ''kısır döngüden'' çıkamamış zavallılar, hemen paradan -puldan...Handan- hamamdan bahsederler...

Melekler kanatlarını açıp bu tiplerin yanından uzaklaşmak ister...Onları zebanileriyle başbaşa bırakmak isterler...

Adamın biri öylece çıkmış meleklerin karşısına...Sormuşlar o nur yüzlü güzeller:

''-Hiç şarkı söyledin mi?''

''-Estağfurullah efendim ne münasebet...''

''-Peki şiir yazdın...Okudun mu? ''

''-Ne mümkün efendim...''

''-Hiç aşık olup bir güzelin gönlüne girdin mi? ''

''-Haşa sümme haşa efendim...Bize yakışmaz...'' Melekler sabırla yine sormuşlar ...

''-Hiç kitap okudun mu...Tiyatroya , sinemaya gittin mi? Resim yaptın mı? ''

''-Öyle günahkar değildim efendim...''

''-Peki getirin bu adama bir çift kanat...Takın...Uçsun !... ''

''-Olleeeyy !...Melek oluyorum değil mi şimdi efendim ? ''

''-Hayır evladım...KAZ oluyorsun Kaaazzz !...''
.....................
Nasreddin Hocamız da hayatı duyarak, özümleyerek, yudum yudum yaşamış bir düşünürümüzdü.

İnce mizahi söylemlerinin altında, insanı derinden düşündürecek fikirleri vardı.

Hocamız, dünya nimetlerinin insanoğluna bahşedildiğini iyi bildiğinden, bunlardan sonuna kadar yararlanmayı da bilmişti.

Çevresindeki ''ketum-kıl '' , tutucu tiplerden hiç hazzetmemişti.

Cemaatine verdiği vaazlarda da okumanın, sevmenin, yaşamanın değerlerini hep anlatırdı.

Nasreddin Hoca, müderrislik yaptığı günlerden bir gün, camiden çıkarken, aniden cemaatten birinin telaşla koşarak

geldiğini görür ve hemen sorar :

''-Nedir bu halin be adam...Derdin nedir ? ''... Adam soluk soluğa gelir ve ağlayarak :

''-Hocam ne olur yardım edin...Eşeğim kayboldu, eşeğimi çalmışlar.''

Bu saatten sonra eşeğin bulunması mümkün olamayacağını bilen Hoca , kıvrak zekasıyla hemen bir çözüm üretir.

''-Ey cemaat !..Toplanın bakayım....Sizlere söyleyeceklerim var !.. '' Cemaat hemen toplanır...Adam ağlamaktadır.

''-Şimdi söyleyin bakalım bu adamın eşeğini kim çalmıştır ? '' Cemaat hep bir ağızdan seslenir :

''-Bilmezüüüükkk !.. Vallahi bilmezüüükkk !..''

Hoca, bakmış söyleyen yok...İçinden :-Ben şimdi bulurum o eşeği- demiş ve bıyıkaltından gülerek sormuş :

''-Ey cemaat şimdi söyleyin bakalım, içinizde kim vardır ki... hayatta aşık olmamış, resim yapmamış, tiyatroya , eğlenceye , pikniğe gitmemiş;oyun oynamamış, bade içmemiş, güzel sevmemiştir ? Bir adım öne çıksın !.. ''

Arka sıralardan, süklüm püklüm birisi yaklaşıp konuşmuş :

''-Hoca efendi !..Ben bunlardan hiçbirini yapmadım...Hem Vallahi...Hem Billahi!..''

Nasreddin Hoca seslenmiş :

''-Eeeeyyy ! Eşeğini kaybeden adam...İşte eşek bulundu...Al bu adamı götür; eşek niyetine kullan ! '' Demiş...
.............

Çevremize şöyle bir baktığımızda bu tipleri görmemiz mümkündür.

Sevgiden nasibini almamış bu yaratıklar, sevenleri de kıskanırlar;eğlenmeyi, dost sohbetlerine katılanları ''Günahkar ''olarak damgalarlar.

Bunlar, '' hem kel hem fodul '' tiplerdir. Asık suratla kasılarak gezmeyi marifet sayarlar. Kibirlidirler...

Herkesin bir fiyatı olduğunu ;kişileri parayla satın alabileceklerini zannederler.

Yardımlarını bile reklamla duyururlar.Sahte sevgilerinde bile karşılık beklerler.Attan, ottan farkları yoktur...

Ünlü halk ozanı Kazak Abdal, bu tipler için yazdığı ünlü destanının bir bölümünde şöyle seslenir :

''Ormanda büyüyen adam azgını...Çarşıda , pazarda insan beğenmez...

Medrese kaçkını , softa bozgunu...Selam vermeye derviş beğenmez...

Alemi eleştirir yanına varsan...Seni yanıltır bir mesele sorsan...

Bir ''Cim ''(nokta) çıkmaz, eğer karnını yarsan...Camiye gelir de erkan beğenmez...

Elin kapısında kul-kardaş olan...Burnu sümüklü, hem gözü yaş olan...

Bayramdan bayrama bir traş olan...Berber dükkanında oğlan beğenmez.''
..............

Sevelim...Sevilelim...Kam alalım (Zevk alalım ) bu dünyadan...Dünya, '' Muhteşem Süleyman 'a'' bile kalmamış...
 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..