Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Melek ve şeytan

Melek ve şeytan
 

www.milliyet.com.tr'den alınmıştır


18 yaşında bir Melekti, kim bilir belki bir önceki akşam yaprak dökümünü izledi ya da Aşkı Memnuya bir bardak sıcak çayla dalıp gitti. Acaba Bihter yakından da bu kadar güzel miydi, yada Behlül yolda onu görse dönüp bakar mıydı diye hayal kurdu. Ferhunde kadar kötü bir kadın var mıydı diye de içinden geçirdi, ama en iyisi Şevket’in Sedef ile evlenmesi olacaktı.

18 Yaşında bir Melekti, okuyamamıştı. İstemez miydi bir öğretmen olsun, insanları eğitsin onları yetiştirsin, peşinden küçücük çocuklar koştursun, eteklerine yapışsın, annelerini şikayet etsin. Ya da Necla gibi elinde kitaplar üniversitenin kapısından girsin ve fakültede Behlül’le karşılaşsın.

18 Yaşında bir Melekti, bir dükkanda insanları memnun edip iki parça çaput satmaya uğraşıyordu, üst üste giyinip çıkaran şişko hanımlara tebessüm edip canınız saolsun, istediğiniz bedeni haftaya sipariş edeceğiz, diyordu. Bütün işi akşama kadar tersleri düz edip, katlayıp raflara koymaktı.

18 Yaşında bir Melekti, zehirli bir adamın gönlüne girdi, çıkamadı. Nerden bilecekti ki o ters düz olanın kendi hayatı olacağını. Bir erkekten ilk defa güzel cümleler okumanın, her an gözlerinin telefona gitmesini beklemenin katlanamayacak affedilemeyecek neyi olabilirdi. Ve ayrıca şimdi artık o kendi dizisini çekiyordu, belki Bihter, belki Ferhunde olmuştu, o da bir dizi kahramanıydı ve sadece kendisinin izlediği, sonunu bilmediği haftaya da nasıl devam edeceğini bilmediği bir diziyi çekiyordu.

18 yaşında bir Melekti, sadece Melek, ne Bihter ne Ferhunde ne de Necla, kendi başrolünü oynadığı masum cep telefonu formatlı dizisi hiç beklediği gibi bitmedi, çünkü evin Hayriye hanımı hiçte dizideki gibi değildi ve fondaki dokunaklı müziğin altında gözleri ile affeden geniş yürekli bir Ali Rıza Efendi de yoktu.

Ve Melek’in sadece mesajlarda yazılı senaryosu hayatıyla birlikte bu dünyadan kalkarken ekranda Bihter ve Behlül yasak aşklarını yaşıyordu. Melek ise şeytanın yastığını kucağına almış yavaş yavaş uçuyordu. Ama o ne oynadığı diziyi kendi kurgulamıştı, ne senaryosu onun elindeydi, ne de sonunu biliyordu. Keşke herşey dizilerdeki gibi kapıyı vurup çıkmak kadar kolay olsaydı. Olmadı. Olamadı...Olan masum bir meleğe oldu...

Daha nice Melek’ler bu ülkenin idarecilerinin meydan savaşları altında yitip gidecek. Kömür yerine eğitim verileceği güne kadar daha nice Melekleri gazetelein üçüncü sayfalarında göreceğiz, başarılarıyla birinci sayfada göreceğimize... sağlıcakla.

Bu yazı linki verilen habere aatfen yazılmıştır
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=1065981&Date=02.03.2009&b=Olume%20goturen%20ayrintilar&ver=05

 
Toplam blog
: 9
: 700
Kayıt tarihi
: 15.05.08
 
 

İnsanları iyi analiz eden, yazmayı okumayı ve gezmeyi seven 32 yaşında İstanbul' da yaşayan bir insa..