Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Melis'in Meşesi

Melis'in Meşesi
 

Melis'in meşesi


Melis (soyadını sormadım), Akdeniz Ü. Turizm İşletme Bölümünde okuyan bir kardeşimiz. O’nunla Alanya İşletme Fakültesinin bahçesinde yapılan fidan dikim töreninde tanıştık. Diğer öğrenciler ellerinde fidan, bir o yana bir bu yana gezerken, o yalnız başına bir kenarda oturuyordu.

Melis ile karşılaşmadan önce, okulun ön bahçesine konmuş kürsünün arkasından yapılan tören konuşmalarını dinliyordum. Daha doğrusu dinlemeye çalışıyordum. Çünkü, kürsünün uzak çevresinde kümelenmiş gençlerin konuşma ve gülüşmelerinden bir şey duyamıyordum. Öndeki kalabalığın içinden kendimi kurtarmak ve bir an oradan uzaklaşmak istedim.

İşte tam o anda Melis’i gördüm ve yanına çöktüm. Organizasyon hakkındaki görüşlerini sordum. Memnun ve mutlu değildi. Ama ne olursa olsun, bir fidan da O dikmek istiyordu. Melis okul hayatını, karşılaştığı güçlükleri ve ideallerini anlatırken, benim aklım başka yerlerde geziyordu.

Bu Fakültenin yanına daha inşaat aşamasında geldiğim günü hatırladım. Elimde 10 Milyar Meşe Kampanyası için ürettiğimiz 300 civarında meşe fidanım vardı. Uygun yerlere dikerek, gelen kardeşlerimize gölgelik bir ortam yaratır, tepenin başında sıcaktan korunurlar diye düşünmüştüm. Ortak bir çalışma yapamadık, izin vermediler, olmadı.

Aradan 10 yıl geçti. O meşelerden biri bugün Orman İşletme Müdürlüğünün bahçesinde, biri Askerlik Şubesinin bahçesindedir. Benim boyumu neredeyse iki kat aşarak genç meşeler oldular. (Gözlerim nemlendi… Yok, geçen zaman için resmen ağlıyorum)Melis’e belli etmeden, “Ben sana fidan bulacağım “ diyerek yanından kalktım.

Fakülte bahçesinde yapılacak bu ağaçlandırma çalışmasını üç gün önce duymuştum. Fırsat bu fırsattır diyerek, geçen yıl yine bu okulun öğrencileri ile tüplediğimiz meşeleri, tüpleyen kardeşlerimizle birlikte dikeriz diye, yağmurlu bir günde arabamın içine doldurmuş önceden okulun bahçesine taşımıştım.

Öğrenciler, şuursuzca çam, defne ve harnup fidanı dikiyorlar. Şuursuzca diyorum çünkü, bu tür yapılan dikim etkinliklerinin yararlı olduğuna inanmıyorum. Ne diktikleri fidanı tanıyorlar, ne dikim tekniği ile ilgili bilgileri var. “Aç çukuru, koy fidanı” gidiyorlar. Oysa bu tür kitlesel çalışmalardan önce; Neden ağaçlandırma gerektiğini, neden bu türlerin seçildiğini, ağaçlandırmanın fonksiyonel değerlerini, ağaç- karbon emisyonu arasındaki bağıntıyı, fidan dikim tekniğini vs. bilmesi, bunun için bir ön hazırlık yapıldıktan sonra sahaya sokulması gerekir.

Öğrencilerin büyük bir hevesle çalıştıklarını görmek insanı mutlu ediyor. Bizim gençlerimiz iyi organize olunursa, iyi bilgi ile donatılırsa yapamayacakları iş yok. Bunun örneğini geçen hafta AIESEC toplantısında görmüştüm.

Okulun bahçıvanı buldum, ondan benim meşelerden birini rica ettim. Ve yine O’nun uygun gördüğü yere, Melis kardeşimle meşemizi diktik. Bir de meşemizin başında hatıra fotoğrafı çektirdik. Ayrılırken, şükran duygularını ifade etmek için yanaklarımdan öpen Melis’e ve tüm genç kardeşlerime; toprağı bereketli, insanı mutlu, ekonomisi güçlü bir Türkiye diliyorum.

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..