- Kategori
- Gündelik Yaşam
Melkon Dayı
Gokçebostan Mahallesi'nde çocukların peşinden koşturduğu, kendi yaptığı tahta bisikletine binmiş, kırmızı yanaklı, güleç yüzlü hayal kahramanımı düşler, bir türlü de çıkaramazdım. Gerçek miydi, yoksa çocukluk hayali mi?
İki üç gün önce "Melkon Dayı" aradı.
- Beni bildin mi?
- Hii?
- Tahta bisikletli marangoz!
Melkon Dayı telefonun öteki ucunda konuşuyor, o konuştukça ben babamı dinliyor gibi oluyorum.
- "Üç beş yıl önce takavvut olduk ama, hala işimi yaparım. Çünki severim. Her şey sevgiyle güzel olmaz mı?"
Melkon Dayı bir içten, bir güzel konuşuyor. Aşık Veysel gibi. Babam gibi. Esref Dayi gibi. Beyaz sakallı emmi gibi...
O konuşuyor, ben coşuyorum.
- "Osman Efendilerin oğlu Halis'in köpeğini hatırlarmısın?"
İçim bir tuhaf oluyor.
- "Anan, baban beni çok iyi bilirler."
Melkon Dayi peki sen bunu biliyon mu? Anam dedi. Alanya'da bizim evin mutfaginda hala senin yaptigin dolap durur?
***
Not: Melkon Dayi telefon numaramizi bize "Iyi gunler hemserim!" diye baslayan mektubun sahibinden almis...