Meltem Cumbul kime tavşan kulağı yaptı?

Meltem Cumbul'u Golden Globe'da izledik izleyeli her kafadan bir ses çıkıyor; mesela en çok "kıyafeti kötüydü" lafını duyduk, "neden ödül vermedi" diye soranlar oldu. Derken Meltem Cumbul'u destekleyenler, gözleri kapalı savunmaya geçti. Eh bunca münazara edilmişken, Meltem Cumbul da eleştirilere yanıt verdi. Meltem'in kıyafetinden konuşmasına, rahatsızlık duyanlar, altını ıslatmış bebek gibi bağırıyor, ama sebebini izah edemiyordu. Açıkcası ben de o bebeklerden biriyim, ama sebebini sanırım biliyorum ve burada sizinle bunları paylaşmak istiyorum.

KIYAFETİNİ BEĞENMEDİM ÇÜNKÜ :

Elbisesi, rengi itibariyle her ne kadar kırmızı halının üzerinde güzel kontrast yapsa da, halının rengini düşündükleri kadar Meltem Cumbul'un tenini düşündüklerini sanmıyorum. Çünkü bu ton, Meltem Cumbul'u çok soluk göstermiş.

Öte yandan Golden Globe afişi ile aynı renkte elbise giyme fikri nasıl oluştu onu da merak ediyorum, çünkü insan Golden Globe maskotu gibi görünmeye korkar. Bakın Meltem'in hemen hemen bütün gazetelerde yayınlanmış resimlerinde arkasında Golden Globe afişleri var, göreceksiniz kıyafeti ile aynı renkte!

Elbisenin yaka ve omuz kısmındaki işlemeli parca, bebek maması önlüğünü anımsatıyor. Aynı zamanda bu işleme Meltem Cumbul'un omuz ve göğüs kısmını hem daraltıyor, hem de kısa gösteriyor.

Sahneye çıkışı sırasında, salınsın, ifil ifil görüntü sağlasın düşüncesi ile hazırlanmış bu kıyafete, sadece bele kadar baktığınızda (-ki ödül töreninde, kamera bele kadar olan kısma odaklıydı), bu defa da kostüm, hamile elbisesini andırıyordu.

SİZİ BİLMEM AMA BEN SAÇLARINI BEĞENMEDİM ÇÜNKÜ :

Sanki bir gece önce kafasına kına yakmış gibi görünen saçlar Meltem Cumbul'un yüzüne sert bir ifade vermiş. Kısacık kesime gelince; kadınlar belli bir yaştan sonra saçlarını keser, genellikle kafasında yastık izi ile dolaşan bu kadınlar rahat olduğu için kısa saçı tercih ederler. Meltem saçlarını eğer uzun tutsaydı (olmadı peruk veya ilave saç da kullanabilirdi), bu olgun kadın imajından kurtulacaktı ama maalesef o kısacık saçları ile Ajda Pekkan'ın ablası gibi duruyordu!

KONUŞMASINI BEĞENMEDİM ÇÜNKÜ :

Elbette ülke liderlerinin her gün birbirlerini vurmakla tehdit ettikleri bir dönemde, barış mesajı vermesi önemli. Hatta yüzlerce ülkede canlı yayınlanan bir törende Atamızdan bahsedilmesi bana gurur verdi. Ancak Meltem Cumbul'un bu mesajı veriş şeklinin, okul müdürü tarafından seçilmiş zeki öğrencinin 23 Nisan'da yaptığı konuşmadan farksız olmaması rahatsız ediciydi. Kendisine ayrılan zaman kısa da olsa, Golden Globe'un en iyi takipçisi olduğundan girip, Atamızdan çıkması hızlı ve bağlantısız bir geçişti.

Konuşmasında "Ben bu ödül törenini izleyerek büyüdüm" demesi, ağzımı bir karış açık bıraktı. Çünkü Meltem Cumbul Golden Globe'a ya "ben sizin en büyük hayranınızım" mesajı veriyordu ya da "ben daha genckızım"... Hangisi anlamadım, ama ikisi de çok kötü. Meltem Cumbul 1970 doğumludur, bu ödül töreni her ne kadar ilk olarak 1944 senesinde yapılmaya başlansa da, bırakın Türkiye'yi, dünyada bile 1996 senesinde önem kazanmıştır. Ve Turkiye'de uydudan bu yarışma gösterilmeye başlandığında, Meltem Cumbul 26 yaşında küçücük(!) bir çocuktu.

ZAFER İŞARETİNİ BEĞENMEDİM ÇÜNKÜ :

Benim Amerika'da pek çok Uzak Doğulu arkadaşım oldu, özellikle de üniversite yıllarımda. Genellikle ergen yaşlardaki çekik gözlü arkadaşlarım, poz verirken zafer işareti yapardı hep. Ben başlarda bunu çok yadırgadım ve her defasında bana tavşan kulağı yapacaklarını sanıp, kafamı çektim; ama meğer cidden dertleri zafer işareti yapmakmış. İyi de, neyin zaferi???? İşte aynı soruyu, Meltem Cumbul bu işareti yaptığında sordum! Golden Globe'a tavşan kulağı mı yaptın, zafer işareti mi? Bilemem, ama bence olmadı, hele ki "uluslar arası şöhret" diye anons edildikten sonra, 30 saniyelik konuşmaya bir de el işareti sığdırması gereksizdi!

Bu arada dip not olarak zafer işareti ile ilgili ufak bir bilgi vereyim: Kaynağı belinmeyen bir inanışa göre V işareti 1415 yılında İngiltere ile Fransa arasında yapılan Agincourt Savaşı'nda doğmuştur. Hikayeye göre Fransızlar çok etkili bir silah olan İngiliz oklarını atan yaycıların esir edildiklerinde oku atmak için kullandıkları iki parmaklarını keseceklerini ilan ederler. Savaştan İngilizler galip geldiğindeyse galip okçular Fransızlara kesilmemiş parmaklarını göstereceklerdir. (Kaynak: wikipedia.org)

SONUÇ İTİBARİYLE...

Golden Globe'da bir Türk sanatçısını görmek bizi mutlu etse de kanaatimce bu seçim, ülkemizin uluslararası platformda gerçekten sesini duyurmuş diğer sanatçı ve yönetmenlerine yapılmış bir haksızlıktır.

İlle de bir kadın mı çıkmalıydı ödül törenine? Neden bu kişi Fatih Akın, Ferzan Özpetek veya Nuri Bilge Ceylan olmadı? Bu yönetmenlerimizden biri olacaktı, sadece mesaj değil, ödül de verecekti, bize bu yakışırdı! Çünkü Türk sineması artık eskisi gibi boş koltuklara çalışmıyor! Dizi filmlerimiz ise, dünyanın dört bir yanındaki TV ekranlarında gösteriliyor. O gece orada olup da, bu üç önemli yönetmenimizi tanımayan tek bir Hollywood ünlüsü var mı acaba? Ama ya Meltem Cumbul'u tanımayanlar? Hele ki 41 yaşındaki bir oyuncuyu Hollywood'da gelecek vaad eden sanatçı gibi göstermek ne kadar doğruydu dersiniz?

Victoria Toumit