Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '12

 
Kategori
Deneme
 

Memedim’e Mektup

Memedim’e Mektup
 

Herşey Televizyonda geçen bir altyazı ile başladı…

"Siirt kırsalında gece saatlerinde arazi arama tarama faaliyetleri yürüten güvenlik güçlerimiz ile teröristler arasında çıkan çatışmada, 3 askerimiz şehit olmuştur. Şehitlerimizin ismleri… Memet…"

Elimde kumanda düştü, gözlerim karardı, sanki farklı bir dünyadaydım, babam odadan içeri girdiğinde ayaktaydım titriyordum. Göz göze geldik babamla, ne oldu diye soramadı. Gözüme baktı uzun uzun, anladı.

Babamın gözünde süzülen yaş ile ilk şoku atlattım. Hıçkıra hıçkıra baba Memet… diyebildim. Dizlerinin üzerine çöktü babam, sarıldım babama sıkı sıkıya.

Anneee… Anneee...

Güçlükle olduğum yerden doğrulup mutfağa gittiğimde annem yerde boylu boyunca yatıyordu… Sesimize gelen komşular çağırmışlar ambulansı… Günlerce yatak, döşek yattı kalkmadı, kalkamadı.

Siirt’in ılgıt ılgıt, rüzgâr eser neşeli dağlarında esen fırtına yıkmıştı evimizin direğini. Düşmüştü yüreğimize kor ateş. Hayır, sen ölmedin Memedim. Ölüm değildir insanı öldüren, sen ölümü öldürdün.

Şafak vakti yağan çiğ tanesi kadar masum gün batımında denizlerden esen rüzgâr kadar çılgın ve okyanusun derinliklerindeki inci taneleri kadar özel evimizin yıkılan direği canım Memedim;

Sana yazıyorum bugün, çok özledim seni. Sana hiç seni çok sevdiğimi söyleyemedim… Bu sebeple delik deşiktir yüreğim... İçim öyle kanar ki...

Şimdi söylesem de söz biçare...

Sen bizi bırakıp gittiğinden beri hep bir yanımız eksik kaldı. Tıpkı bir gelincik gibi dokunsalar dökülecek yapraklarım.

Özledim, özledik...

Nasıl anlatabilirim ki. Hangi harf hangi kelimeyle anlatacağımı bilemiyorum. Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya.

Bizde her şey aynı Memedim. Biz dünü yaşıyoruz senle. Zaten bugün de dünün yarını değil mi..? Az önce her gün olduğu gibi annem yine serdi yatağını, yarın ben toplarım yine… Yatağını her topladığımda gözlerim sulanıyor, ama ağlamıyorum inan. Bedenin burada olmazsa da hatıraların bizimle.

Biliyor musun Memedim? Asker elbisen hala dolapta asılı. Ben her hafta giyiniyorum evde. Sonra ütüleyip asıyorum yerine. Derdin ya gıcır gıcır olsun. İşte öyleler. Birde hatıra defterini buldum. Kızma ama birinci sayfasını okudum. Canım ailem diye başlayan sayfayı... Kimsenin okumasını istemezdin biliyorum. Bende zaten sakladım merak etme, kimse okuyamaz, senden bana kalan miras o.

Miras dedim de küçükken sen hep her zaman ben sizin yanınızda olacağım her gittiğiniz yerde Memed’in ailesi bunlar diyecekler derdin.

Şimdi her gittiğimiz yerde öyle karşılıyorlar bizi.

Gözün arkada kalmasın…

Geçen bayramda ziyarete geldi komutanların, babam çok gururlandı. Diline gözlerine isyanı yasaklamış. Benim oğlum ölmedi der. Şehitler ölmez diye de evlat acısıyla yanan yüreğine su serpmek ister.

Ben satırlarıma burada son vermek istiyorum Memedim, zaten yazdıklarımla da özlemimi anlatamadım anlatamam da. Susamanın, acıkmanın ve özlemenin ne yazık ki tam bir kelime karşılığı yok… İnsan yalnızca kendi yüreğinde hisseder bu duyguyu. Neyi ne kadar yaşadıysan o kadar… Senden tek isteğim bazı geceler rüyalarıma gelmen, belki böylelikle her gün artan özlemim azalır.

Özel Korkut ÖZTÜRK

https://twitter.com/ozal_oz

 

 

 
Toplam blog
: 194
: 1098
Kayıt tarihi
: 24.10.11
 
 

Ekonomist, stratejist, teknik analist ..