Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Memleketimde neler oluyor?

Çok üzülüyorum, artık susamıyorum. Bilmeyenlere bildirmek, anlamayanlara anlatmak, unutanlara da hatırlatmak istiyorum.

Konunun uzmanı değilim, amma; İnsanım, görüyorum, hissediyorum, okuyorum, takip ediyorum ve de gelecek adına geçmişi unutmuyorum.

-“Yerli malı Yurdun malı herkes onu kullanmalı” söylemleri eşliğinde okula götürdüğümüz incirleri, pamukları vb malları, okulda bunların üzerine yerleştirildiği okul stantlarını, (yurt kaldı mı ki malı kalsın)

-Askerlik dersimizde sınıftan içeri giren “yüzbaşı” mıza hazırolda “günaydın efendim” karşılamamızı, (Asker nedir, hiyerarşisi nedir, neler yapar, neler çeker bilen kalmadı, hasım ettiler)

-Yurttaşlık dersindeki seçim, seçmen ve benzeri konularda ki vatandaşlık haklarımızı, nasıl uygulayacağımızı, (çocuklar haber dinlerse, meraklı ise öğreniyor, önemini yitirdi)

-El işi derslerinde nasıl düğme dikilir, nasıl ilik açılır, (şimdikiler ancak annesi öğretirse biliyor, ya da okuluna giderse)

-Okullar arasındaki “kardeş okul etkinlikleri”ni, (şimdiler de okullar arası kavgalar moda, münazaralar, tiyatro oyunları hayal oldu)

- 23 Nisan’da çoğu okulda bulanan yavrukurt ekibinin trampet çalarak, ya da bir avuç önlüklü öğrencinin, marşlar eşliğinde mahalle arasında nasıl dolaştığını, (şimdilerde uyku ya da tatil günü)

-Mahallelinin onları balkonlarından alkışlayarak nasıl yüreklendirdiğini,

-Okula yürüyerek ya da otobüsle gidip gelmenin keyfini, (servis sektörü, anlamsız yapılaşma, dengesiz yerleşim bunu imkansız kıldı)

Bunların tadı damağımda kalmış. Özlüyorum onları. Hatırlıyorum, zaten hiç unutmamıştım ki! Artık, ne vatandaşlık dersleri kalmış ne de askerlik, ya da sivil savunma.

Ne yerli malı stantları ne de elişi dersleri.

Neler oldu Ülkemde de, daha ileri gidecekken geçmişi özler, arar olduk.
Dünya ırk, mezhep, toprak kavgaları yaşarken biz dünyanın 1/3 de çeşitlilik ve barış, hak ve özgürlük içinde yaşıyorduk.

Anlayalım artık; Bizi kıskandılar, çekemediler, bize benzemek varken bizi kendilerine benzettiler. Önce kendileri yok etmeye yeltendiler. Çıktı bir yürekli gözü kara, onun önderliğinde, analar, babalar, oğullar, kızlar el ele verdiler onları defettiler. Baktılar ki olmadı, içimizden açgözlü, doymak bilmez aymazları seçtiler, kardeşi kardeşe kırdırdılar. O da yetmedi, aynı YARATAN’ın kullarını inanç adına karşı karşıya getirdiler.

Medeniyet diye, teknoloji diye bize tarihimizi, geleneklerimizi, kardeşliğimizi unutturdular.

Uyanın insanlar, artık uyanın; Bir elin nesi var iki elin sesi var.
Ülkeler kendi haritalarını çizemezken benim öğretmenim coğrafya dersinde öğrencilerine gözü kapalı havaya dünya yı çizdiriyordu. Dünya Mevlana’yı tanımazken benim öğretmenim bana Balzac’ı, Vivaldi’yi öğretiyordu.

Ne oldu da geri kaldık? Ne oldu da birbirimize düştük? Nasıl oldu da, nerede elimiz kolumuz bağlandı?

Okullarımız da, din dersi serbest dersken, Alevisi, Sünnisi, Süryanisi, bir arada isteyerek girerken bu derslere; Şimdi ne oldu da aynı yerde olmaya bile dayanamıyoruz artık?

Yetsin artık. Torunlarımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin, insanlarımız yan yana, omzumuza BİZ olarak yaşamasını görmek istiyorum.İ-S-T-İ-Y-O-R-U-M. Bu da benim, insanlık, analık, vatandaşlık hakkım.

Bizi, biz yapamayanlar, olmamıza da fırsat vermeyenler, biliniz ki kötülüğün en zevk aldığı an kendini yaşatanı, büyüteni vurduğu andır.Tarih bunun örnekleriyle dolu !

 
Toplam blog
: 97
: 395
Kayıt tarihi
: 15.04.09
 
 

Felsefe, edebiyat, bu alem, öteki alem, uzay, evrensellik; kısacası genelin, "aman canım işin mi ..